Kitap, yazılarak biraraya getirilen bilgilerle bunların yazıldığı malzemeyi
ifade eder. İslâmî metinlerde öncelikle Kur’ân-ı Kerîm’i nitelemekle beraber,
genelde Allah Taâlâ’nın insanlara tebliğ etmek üzere peygamberlerine
bildirdiği vahiylerin iki kapak arasında toplanmış haline verilen addır.
Suhufun dışında kalan bu kitaplar da Tevrat, Zebur, İncil ve Kur'ân-ı
Kerîm’den ibarettir. Bunların Allah tarafından gönderilmiş kitaplar
olduklarına topluca iman etmek farzdır.
Tevrat
Kanun, şeriat anlamlarına gelen Tevrat Hz. Musa’ya indirilen kitabın adıdır.
Tevrat’ın aslının Allah’ın kelâmı olduğuna ve Hz. Musa’ya vahyolunduğuna
inanmak her müslüman için gereklidir ve bunun inkârı küfre götürür.
Kur’an’da “Şüphesiz ki, Tevrâtı biz indirdik. Ki onda bir hidayet ve bir
nur vardır. Kendisini (Allaha) teslim etmiş, olan (İsrail) peygamberler(i),
Yahudilere onunla hükmederlerdi. Âlimler, fakihler de Allah’ın kitabını
muhafaza etmeye memur oldukları için (yine hükümlerini onunla verirlerdi).
Hepsi de onun (Allah tarafından gönderilmiş olduğu) üzerinde (ittifakla) şahit
idiler...” (el-Mâide 5/44) meâlindeki âyette belirtildiği gibi Tevrât insanları
hidayete yönlendiren ve hakkı bâtıldan ayıran bir nur, bir rahmet ve bir öğüt
olarak tanımlanmıştır (ayrıca bk. el-Bakara 2/53; el-En‘âm 16/91; el-A‘râf
7/45; Hûd 11/17; el-Enbiya 21/49).
Öte yandan Kur’an’da Tevrat’ın İsrâiloğulları’na miras olarak bırakıldığı
(el-Mü'min 40/53), ümmî bir peygamberin geleceğini bildirdiğini bildirdiği
halde bunun gizlenerek veya metinden çıkartılarak yerine başka şeyler
yazılmak suretiyle Tevrât metninin tahrif edildiği (el-Bakara 2/75; en-Nisâ
4/46; el-Mâide 5/13, 68) belirtilmektedir.
Yahudi geleneğinde Tevrat’ın yeri çok önemlidir. Onun kelime kelime
Rab Yahova tarafından vahyedilmiş bir kitap olduğu kabul edilmiştir. Meşhur
yahudi filozofu İbn Meymûn da bu görüştedir. Günümüzde bu görüşün
özellikle Ortodoks Yahudiler arasında yaygın olduğu, Reformist ve Liberal
yahudilerin ise Tevrat’a vahiy kaynaklı olmayan ifadelerin karışmış
olabileceğini kabul ettikleri ileri sürülmüştür.
Yahudilerin kutsal metni Tanah’ın ilk bölümünü oluşturan Tevrat beş
bölümden meydana gelmektedir:
Tekvin (Yaratılış): Evren’in ve ilk insanın yaratılışından, Hz. Âdem’ ve
Havva’nın işlediği ilk suçtan, onların yeryüzüne inişlerinden, Hz. Nuh,
İbrahim ve İsrâiloğulları’nın Mısır’a girişlerinden ve oradaki hayatlarından
bahseder.
Hurûc (Çıkış): İsrâiloğulları’nı Mısır’dan çıkarmak üzere Hz. Musa’nın
Rab Yahova tarafından görevlendirilişi, onları Firavun’un zulmünden
kurtararak Mısır’dan çıkarması, Hz. Mûsâ’nın Sînâ dağında Rab Yahova’dan
On Emir’i almasından bahseder.
Levililer: İbadetler, dinî ayin ve bayramlar, günahların kefareti,
yiyecekler, kurbanlar ve evlilik gibi konulara ait hükümleri konu eder.
A‘dât (Sayılar): İsrâiloğulları’nın çöldeki hayatları, Hz. Musa’nın
vefatından sonra onların Sina dağından ayrılıp Kenan ülkesine girmeleri
sürecini ele alır.
Tesniye: Hz. Mûsânın ölümünden ve defnedilmesinden, On Emir ve
diğer dinî hükümlerden bahseder.
Yahudiliğin kutsal kitabını Hıristiyanlar Eski Ahid (Old Testament) diye
isimlendirirler. Çünkü onlara göre Tanrı’nın Hz. İsa Mesih’in şahsında
kendileriyle yaptığı ahid, son ahid olup bunu ifade eden kitap Yeni Ahid
(New Testament) iken Yahudilerin Tanrı’yla ahdini dile getiren kitap ise Eski
Ahid’dir.
Yahudiler ise kendi kutsal yazılarını Torah (Tevrat), Neviîm ve
Ketuvîm şeklindeki üç ana kısmın ilk harflerinden meydana gelen Tanah
kelimesiyle isimlendirirler.
Tanah’ı meydana getiren otuzdokuz kitabı şöyle sıralamak mümkündür:
Torah (Tevrât): Tekvin, Çıkış, Levililer, Sayılar, Tesniye.
Neviîm (Peygamberler): a) İlk Peygamberler: Yeşu, Hâkimler, I.-II.
Samuel, I.-II. Krallar. b) Sonraki Peygamberler: Yeremya, Hezekiel, İşaya,
Hoşea, Yoel, Amos, Obadya, Yunus, Mika, Nahum, Habakkuk, Tsefanya,
Haggay, Zekarya, Malaki.
Ketubîm (Kitaplar): Mezmurlar, Süleyman’ın Meselleri, Eyüp,
Neşideler Neşidesi, Rut, Yeremya’nın Meselleri, Vaiz, Ester, Daniel, Ezra,
Nehemya, I.-II. Tarihler.
Yahudi kutsal metni Tanah’ı oluşturan kitapların yazıya geçirilmesi aynı
zamanda olmamıştır. Uzunca bir süre şifahî olarak nakledilen bu kitaplar,
milâttan önce X. yüzyıldan milâttan sonra I. yüzyıla kadar geçen süre içinde
yazıya aktarılmıştır. Tanah’ın büyük bir kısmı İbrânîce, çok az bir kısmı ise
(Ezra 4/8-6/18; 7/12-26; Daniel 2/4-7/28; Yeremya 10/11 ve Tekvin 31/47'de
iki kelime) Ârâmîce yazılmıştır. Milâttan önce III. asra doğru Tanah’ın en az
üç ayrı metni mevcuttu: Bu metinlerden biri daha sonra “Masoretik”
(Yahudilerce muteber addeddilen İbrânîce metin) denilen nüshaya esas teşkil
eden metin, ikincisi Sâmirîlerce muteber olan metin, üçüncüsü ise kısmen de
olsa Yunanca tercümeye asıl teşkil eden metindir. Bugün Yahudilerce
muteber sayılan Tanah metni Yahudi din âlimleri tarafından önceki
metinlerden faydalanılarak milâttan önce V. yüzyıldan X. yüzyıla kadar
yapılan çalışmalar neticesinde tespit edilmiş İbranîce metindir. Bugün elde
bulunan en eski masoretik metin nüshası 820-850’lerde istinsah edilen ve
sadece Tevrât’ı ihtiva eden nüshadır. Tanah’ın en eski tam nüshası ise X.
asrın ilk yıllarında istinsah edilen Halep kodeksidir.
Yahudiliğin kutsal kitabı olan Tanah’ı oluşturan kitapların liste halinde
resmen onaylanması da (kanonizasyon) oldukça geç bir dönemde, milâttan
sonra 90-100 yıllarında toplanan Jamnia Sinodu’nda gerçekleşmiştir.
Tevrât’ın yazılı bir metin olarak otorite kazanması Kral Yoşiya (m.ö. 640-
608) zamanında başlamıştır. Tevrat, Ezra tarafından Musa'’ın Şeriat Kitabı
olarak okunmuş ve takriben milâttan önce IV. yüzyılda resmen kutsal kanun
olarak tanınmıştır. Neviîm (Peygamberler) grubunu teşkil eden kitaplar, Rut,
Tarihler, Ezra, Nehemya, Mersiyeler ve Daniel kitapları hariç, milâttan önce
III. yüzyılın başlarında resmen kutsal kitaplar listesinde yer almış, Ketuvîm
kısmını oluşturan kitaplar ise milâttan önce IV. ve II. yüzyıllar içinde
gruplandırılmışlardır.
Tanah’la ilgili olarak Hıristiyanların kabul ettikleri kutsal kitaplar listesi
Yahudilerinkilerden farklı olup, İskenderiye ve Diaspora’da kullanılan
Yunanca Kitâb-ı Mukaddes’teki bütün kitapları içermektedir. Bu listeye
yahudilerle Protestanların “apokrif”, Katoliklerin “deuterocanonique”
dedikleri kitaplar da dahildir ki onları da şöylece sıralamak mümkündür:
Tobit, Judith, Hikmet, Siracide, Baruch, Yeremya’nın Mektubu, I.-II.
Makkabiler kitaplarıyla Ester (10/4-16/27) ve Daniel (3/24-90; 13-14).
Son üçyüz yıldır Hırsitiyan araştırmacılar tarafından Kitâb-ı Mukaddes’in
metnine yönelik gerçekleştirilen çalışmalar neticesinde Tanah (Eski Ahid)
kitaplarının pek çok nüshasının bulunduğu ve Tevrat’ın dahi farklı
kaynaklardan derlendiği ileri sürülmüştür. Julius Welhausen (ö. 1918)
Tevrat’ın,
J harfi ile temsil edilen Yahvist (Milâttan önce X. yüzyıla
dayanmaktadır),
E harfi ile temsil edilen Elohist (m.ö. IX. yüzyıl),
D harfi ile temsil edilen Tesniye (m.ö. VIII. yüzyıl),
P harfi ile temsil edilen Din adamları (m.ö. VI. yüzyıl)
şeklinde dört kaynağının bulunduğunu ileri sürmüştür. Söz konusu çalışmalar
neticesinde Eski Ahid'in diğer kitaplarının da bahsettikleri dönemlerden çok
sonra sözlü gelenekten yazıya geçirildiği belirtilmiştir.
Ancak Ortodoks Yahudi geleneğinde Tevrât’ın yanı sıra Tanah’ın diğer
bölümlerini oluşturan Neviîm ve Ketubîm kitaplarının da kutsallığına inanılır.
Talmud geleneğine göre, Yeşu kitabını Yeşu, Hâkimler ve Samuel kitaplarını
Samuel, Krallar kitaplarını ise Yeremya, Tanrı’nın ilâhî vahyiyle yazmıştır.