Allah’ın peygamberlerine gönderdiği kutsal sayfaların, kitapların vahiy
olmaları bakımından farkı söz konusu değildir. Kur’ân-ı Kerîm ve Hz.
Peygamberin hadislerinde belirtildiğine göre peygamberlerin bazılarına
sayfalar (suhûf) vahyedilmişken bazılarına da kitap gönderilmiştir.
Suhûf (Sayfalar)
Suhûf sahife kelimesinin çoğulu olup yazılı kâğıt parçaları anlamına
gelmektedir. Sayfalar halinde kaydedildiği için Kur’ân-ı Kerîm de suhûf
şeklinde isimlendirilmişse de (Abese 80/13; el-Beyyine 98/2) büyük ilâhî
kitaplar dışında bazı peygamberlere gönderilen vahiyler küçük risâleler
halinde kaydedilmiş ve onlara suhûf adı verilmiştir. Kur’an’da
“Yoksa Mûsâ’nın ve (Allah’tan aldığı emri) vazifesini tastamam yerine
getiren İbrâhîm’in sayfalarında (suhuf) olan (şun)lardan haberdâr mı
edilmedi?” (en-Necm 53/36-37) ve
“Gerçekten iyi temizlenen ve Rabbinin adını zikredip de namaz kılan
kimse umduğuna erişmiştir. Belki siz dünya hayatını (âhiretten) üstün
tutarsınız. Hâlbuki âhiret daha hayırlı daha süreklidir. Şüphesiz ki bunlar,
evvelki sayfalarda İbrâhîm ile Mûsâ’nın sayfalarında vardır” (el-A‘lâ, 87/14-
19) meâlindeki âyetlerde Hz. Mûsâ ve İbrâhîm’e indirilen sayfalardan
bahsedilmektedir.
Âyette Hz. Mûsâ’ya nispet edilen sayfaların Tevrât’tan önce ona
vahyedilen küçük hacimli metinler olduğu belirtilmektedir.
Ayrıca Ebû Zerr’den nakledilen bir rivayete göre Allah Taâlâ,
Hz. Şît’e 50,
Hz. İdris’e 30,
Hz. İbrahim’e 10 ve
Hz. Musa’ya 10 olmak üzere toplam 100 sayfa indirmiştir.
Ancak Hz. İbrâhîm ve Mûsâ’ya indirilen sayfaların dışında Kur’an ve tevâtür
derecesine ulaşan hadîslerde bu konuda bilgi bulunmamaktadır.
Peygamberlere vahyedildiğini bildiğimiz sayfalardan günümüze kadar
ulaşan olmadığı için muhtevalarından haberdar değiliz. Ancak Kur’an’ın
ilgili âyetlerinden suhufun Allah’ın varlığı-birliği, sıfatları, peygamberlik,
kader, âhiret gibi akaid meselelerinin yanı sıra ibadet, muamelât ve ahlâka
ilişkin bilgileri/hükümleri içerdiği anlaşılmaktadır.