Bir kısım ayetlerde ve hadislerde meleklerin özel görevler sırasında çeşitli
maddî suretlere büründükleri (temessül) ve peygamberlerle konuştukları
haber verilmektedir. Hz. İbrahim’in Lut kavmini cezalandırma görevini
yerine getirirken kendisine misafir olan melekleri insanlardan ayırt
edemeyerek onlara yiyecek hazırlaması (Hûd 11/69-70) ve Cebrâîl’in Hz.
Meryem’e insan suretinde görünüp bir çocuğunun olacağını haber vermesi
(Meryem 17/17-19), meleklerin farklı kimliklerle peygamberlere ve diğer
insanlara göründüğünü gösterir. Ayrıca Hz. Peygamber, kendisine vahiy
getiren Cebrâil’i aslî hüviyetiyle görmüştür (en-Necm 53/5-7; Buhârî,
“Bed’ü’l-halk”, 7)
Vahyin muhatabı ve insanlara tebliğ edicisi konumunda
bulunan peygamberlerin meleklerle doğrudan iletişimde bulunmaları, onları
görüp seslerini işitmeleri doğaldır. Diğer insanların melekleri fizikî konumda
görmeleri ise müjdeleme, ceza verme gibi bazı özel durumlarda
gerçekleşmiştir. Ancak meleklerin Allah’ın lütuf ve inayetiyle zor durumda
kalan müminlere destek vermeleri (Âl-i İmrân 3/123-125), mübarek
gecelerde yeryüzüne inerek inananların oluşturduğu manevî barış ortamını
paylaşmaları (el-Kadr 97/4-5) veya Kur’an dinlemeye gelmeleri mümkündür.
(Buhârî, “Fezâilü’l-Kur’ân”, 15)