Erdem-Ekonomi İlişkisinde Minimum Düzey

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı D®agon

  • Ezberletmez Öğretir
  • *******
  • Join Date: Mar 2008
  • Yer: Ankara
  • 11656
  • +524/-0
  • Cinsiyet: Bay
    • Arif Hocam
Erdem-Ekonomi İlişkisinde Minimum Düzey
« : 30 Ocak 2018, 12:46:20 »
Bu düzeyin yol gösterici ilkesi yahut pusulası, evrensellik ilkesi yahut altın
kural da denilen ilkedir. Bunun aslı, İslâm dinide hadis olarak geçen ve öteki
dinlerin kutsal metinlerinde de geçen ‘kendin için istediğini kardeşin/başkası
için de iste, kendin için istemediğini kardeşin/başkası için de isteme!’
buyruğudur. Buna göre her insan bir eylemde bulunurken, bunun aynısı
herkes tarafından yapıldığında sonucun iyi bir şey olup olmayacağını
düşünerek karar vermelidir.

Örneğin iş güvenliğini sağlamadan ve buna
yönelik eğitimi işçiye vermeden işçi çalıştırmak isteyen bir kişi, bu ilkeye
bağlı kalırsa, gerekli önlemleri almadan işçi çalıştıramayacaktır. Çünkü bir
insanın patronu olan kişi, bir başkasının da işçisi veya hizmet alanıdır.
Dolayısıyla, iş güvenliğini hiç kimsenin dikkate almamasını düşünmek hiç
kimse için mümkün değildir. Zira sözgelimi, hiç işçi konumunda olmayan bir
patron da sık sık uçağa binecektir. Hava yollarının patronu da iş güvenliğini
dikkate almazsa, sonuçta fabrikasında veya tersanesinde iş güvenliğini
sağlamayan patron da zarar görecektir. Bu örnek de göstermektedir ki,
evrensellik ilkesi veya altın kural, herkesin uyması gereken minimum düzey
ilkelerinden biridir.

Minimum düzeyde en öncelikli erdemler, hak ve adalet erdemleridir.
Adalet, dinler arasında Yahudilikten beri, filozoflar arasında Platon’dan beri
en önemli görülen erdem sayılmaktadır. İş dünyasındaki çeşitli ilişkileri de
kapsayacak biçimde hiç kimseye haksızlık etmemek ve gerek yargılama
gerekse bölüşüm ve dağıtım gibi işlemlerde her hak sahibine hak ettiğini, hak
ettiği yer, zaman ve biçimde vermek olarak özetlenebilecek hak ve adalet
erdemi, erdemlerin eşik düzeyidir ve olmazsa olmaz alt sınırıdır. Bu
minimum şarta herkes uymalıdır. Bu düzeyde hiçbir görecelikten, toplumsal,
kültürel veya dini faklılıktan bahsedilmez. Hak, herkes için haktır; adalet
herkes için lazım ve geçerlidir. Zaten bu erdemin gereğini yerine getirmekte
ahlâkın yetmediği yerde hukuk da devreye girmektedir. Ama ahlâklı insan, işi
bu raddeye getirmemelidir. Minimum düzeyin temel erdemleri olan hak ve
adalet ve onların evrenselliği ile ilgili şu iki ayet dini içerik olarak yeterli
fikir veriyor olsa gerektir:

“Ölçüyü tam yapın, eksiltenlerden olmayın. Doğruterazi ile tartın.
İnsanların hakkını azaltmayın…” (Şuara/26: 181-83). “Ey
inananlar! Kendiniz, ana babanız ve yakınlarınız aleyhine de olsa, Allah için
şahit olarak adaleti gözetin; ister zengin, ister fakir olsun, Allah onlara daha
yakındır. Adaletinizde heveslere uymayın. Eğer eğriltirseniz veya yüz
çevirirseniz bilin ki, Allah işlediklerinizden şüphesiz haberdardır” (Nisâ/4:
135).