Tenâsüp kalem kalınlığına göre, harf bünyelerinin en ve boyları ile incelik ve
kalınlıkları arasındaki uygunluktur. Harflerin diğer harflerle ve kelime içinde
birbiriyle uyumu ve yakışmasıdır. Hat sanatının repertuvarı harf şekilleri ve
bu harflerin kelimenin başında, ortasında ve sonunda aldığı şekiller ve
bunların bağlantılarıdır. Bugün kullanılan on kadar yazı çeşidi olduğu
düşünülürse, hat sanatının ne kadar geniş bir şekil zenginliğine ulaştığı
görülür.
Birer plastik ifade elemanı olan harfler, kelimeler, eğriler ve
kıvrımlar kesin matematik ölçülere bağlıdır. Hattat çeşitli yazı üslûplarının bu
kesin ritim ve âhengine kendi benliğini de katarak hoşa giden yeni biçimler
yaratır. Çizgiler müzikal ifade gücüne ulaşır, soyut işaretler saflaşır; içli,
âhenkli bir mûsiki eseri gibi ruhlara dökülür. Mustafa Râkım Efendi’nin celî
yazıları, Dede Efendi’nin besteleri kadar güçlü, sesli ve ifadelidir.
Müslümanlar şiirle kaynaşmış levhaları, istif halinde âyet ve hadisleri
seyrederken güzellik duygularını tatmin eder; veciz ifadelerde hayat
felsefelerini okur, ruhları sükûna erer.
Harf bünyelerinin en ve boy ölçüsü yazıda kullanılan kalemin kalınlığı,
yani noktası ile gösterilir. İbn Mukle’nin geometrik prensiplere dayanan
ölçülü yazma sistemini geliştirdiği bilinir. Bu sistemde harflerin nisbetleri
daire ve nokta esasına göre kaidelere oturmuştur: Elif, dairenin çapı kadardır;
bâ, elifin düz çizgisi, boya doğrudur; cîm, vücudu yarım daireden alınmıştır.
Ayrıca harflerin, yazıldığı kalemin noktasına göre belirlenmiş, değişmez
ölçüleri ve oranları da vardır. Altı çeşit yazıda harflerin tek başına veya
kelime içinde satır nizamındaki artistik duruşları, nisbetleri İbn Mukle, Yâkūt
el-Müsta‘sımî, Şeyh Hamdullah ekollerinde en güzel biçim ve ölçüleri
bulmuştur. Kûfî, sülüs, nesih, muhakkak, reyhânî, tevkī‘, rikā‘, ta‘lik, divanî
gibi yazı çeşitlerinin üslûplara göre belirlenmiş ölçüleri vardır.
Sülüs ve ta‘lik yazılarının aslî ve celî harf bünyelerinde nisbet farkı
görülür. Bu oran, yazının göz seviyesinden uzaklığına göre de değişir. Hattat,
yazıların fizikî ölçülerinde bağlı olduğu ekolün, üstadın değişmeyen
ölçülerine, klasik fizikî âhengine uyar. El ve kalem bu ilkelere bağlı kalarak
hareket eder.
Harflerin uzun bir estetik tecrübe sonucu ulaşılan güzel biçimleri ve diğer
harflerle olan nisbeti, aralıkları, çekilişleri, bitişmelerindeki eğrilerin incelik
ve kalınlıklarındaki uyum, harf ve kelimelerin satır nizamındaki artistik
duruşu ve oturuşu, satıra olan meyilleri, akışı, dik hatlardaki ritim, okutma,
mühmel, süs işaretleri ve sayfaların düzeni gibi hususlar yazının maddî
âhengini ve güzelliğini meydana getirir. Eğer yazının satıra oturuşunda
uygunsuzluk, çekilişlerde bozukluk varsa yazı âhenksizdir. Böyle âhenkten
yoksun yazılar ise sanat değeri taşımaz.