Oruç, özü itibariyle faziletli bir ibadettir. Fakat onun da hüküm bakımından
çeşitleri vardır. Ayrıca bunlar arasında niyetin bilhassa vakti konusunda
farklılıklar görülür.
Oruç Çeşitleri
Oruç hükmü esas alındığında farz, vacip, sünnet/mendup, nâfile, mekruh ve
haram kısımlarına ayrılır.
1. Farz Oruç
Ramazan ayında oruç tutmak, daha sonra açıklanacak şartları taşıyan her
Müslümana farzdır. Orucun bu ay içinde tutulmasına edâ denir. Kendisine
oruç farz olan bir Müslüman bu ay içinde herhangi bir günü oruçsuz
geçirmişse onu daha sonra tutar. Vaktinde tutulmayan orucun daha sonra
tutulmasına da kazâ denir. Ramazan orucunun kazâsı da farzdır.
Ayrıca keffâret oruçları da farzdır. Bazı hatalı veya eksik davranışlardan
dolayı Müslümanlardan bir miktar oruç tutmaları istenir. Bu oruçlara keffâret
orucu denir. Bunların sebep ve çeşitleri hakkında ileride keffâretlerle ilgili
ünitede geniş açıklama yapılacaktır. Keffâret oruçlarının vacip olduğunu
söyleyen âlimler de vardır.
2. Vacip Oruç
Adak (nezir) oruçları vaciptir. Oruç tutmayı adayan kimsenin o orucu tutması
vacip olur. Hanefî mezhebine göre sünnet veya nâfile bir oruca başlayanın
onu devam ettirmesi gerekir. Başladığı böyle bir orucu bozarsa onu daha
sonra kazâ etmesi vacip olur.
Sünnet/Mendup Oruç
Hz. Peygamberin, oruç tutulmasını tavsiye ettiği veya ramazan dışında
genellikle oruçlu geçirdiği günlerde oruç tutmak sünnettir. Bu günleri şöyle
sıralayabiliriz: Muharrem ayında zaman zaman ve bilhassa dokuzuncu ve
onuncu (âşûre) günü veya onuncu ve on birinci günü, recep ayının birinci
günü, şaban ayının on beşinci günü, zilhicce ayının ilk dokuz ve bilhassa
dokuzuncu günü (arefe), şevval ayında altı gün, kamerî takvime göre her ay
üç gün ve özellikle de ayın on üç, on dört ve on beşinci günleri, hafta içinde
pazartesi ve perşembe günleri, savm-ı Dâvûd denen ve günaşırı oruçlu olmak
şeklinde tutulan oruç.
Nâfile Oruç
Nâfile kelimesi bazen sünneti de içine alacak genişlikte kullanılır. Biz burada
farz, vacip, mekruh ve haram olmayan, hakkında herhangi bir rivayet de
bulunmayan günlerde sevap niyetiyle tutulan oruçları kastediyoruz. Hz.
Peygamber’in ramazan dışında bir ayın tamamını oruçlu geçirdiğine ait bir
bilgi yoktur. Kaynaklarda onun ramazan dışında hiçbir ayın tamamını oruçlu
geçirmediği ve en fazlası şaban ayında olmak üzere her ay az çok oruç
tuttuğu şeklinde rivayetler vardır (Buhârî, “Savm”, 52, 53; Müslim, “Sıyâm”,
172–180). Dolayısıyla daha önce sayılanlara ek olarak zaman zaman oruç
tutmak sevaptır.
Mekruh Oruç
Mekruh oruç, tutulması hoş karşılanmayan oruçtur. Bunlardaki mekruhluğun
sebebi bazen Müslümanların sevincine katılmamak bazen de o günlere dinde
olmayan bir kutsallık katmak veya böyle bir görüntü vermektir. Mesela
yalnız cuma veya cumartesi günü yahut muharrem ayının onunda, nevruz
gününde (Câferî mezhebi hâriç) oruç tutmak tenzîhen mekruhtur. Bu günlere
ön veya arkasından bir gün ilave edilirse mekruhluk ortadan kalkar.
Peygamberimiz ramazan orucuna bir gün önceden başlamayı da uygun
görmemiş ancak o günün, kişinin genelde oruçlu geçirdiği bir güne tesadüf
etmesini bu hükmün dışında tutmuştur.
Diğer taraftan iftar etmeden iki veya daha fazla günü aradaki gecesi ile
birlikte oruçlu geçirmek de (savm-ı visâl) İslâm’ın oruç anlayışına uymadığı
için mekruhtur. Arefe günü ve öncesinde oruç tutulması genelde sünnet ise de
hac ibadetini îfâ edenler için sıkıntı sebebi olacaksa mekruh görülmüştür.
Haram Oruç
Ramazan bayramının ilk günü ve kurban bayramının dört günü oruç tutmak,
Müslümanların bayramına katılmamak, ona karşı çıkmak şeklinde
değerlendirilir. Bunun için İslâm âlimlerinin çoğunluğuna göre o günlerin
oruçlu geçirilmesi haramdır. Hanefî mezhebindeki hâkim görüşe göre ise bu
günlerde oruç tutulması tahrîmen mekruhtur.