Fıkıh ve ilmihal kitaplarında detaylı bir şekilde sayılan abdesti bozan
durumların belli başlıları şöyledir:
1. İdrar ve dışkı yollarından idrar, dışkı, meni, mezi, kan gibi bir necâsetin,
herhangi bir sıvının veya maddenin çıkması ve yellenmek.
2. Vücudun herhangi bir yerinden kan, irin veya herhangi bir necis maddenin
çıkması. Ağızdan çıkan akıcı kan, tükürükten fazla veya ona eşit ise
abdesti bozar. Vücuttan çıkan kan çıktığı yerin çevresine dağılmadığı
sürece abdesti bozmaz. Yaradan çıkan irin ve sarı su da böyledir. Çıktığı
yerin dışına kendiliğinden dağılmayan bu sıvıların silinmesi halinde de
abdest bozulmaz. Şâfıî’lere göre, idrar ve dışkı yollarının haricindeki bir
yerden çıkan kan ve benzeri sıvı maddeler abdesti bozmaz. Ağız dolusu
kusmak da abdesti bozar. Şâfiîlere göre kusmakla abdest bozulmaz.
3. Bayılma, delirme, sarhoş olma, uyuma gibi şuurun kontrolüne engel olan
durumlar abdesti bozar.
4. Namazda yakındaki şahısların duyabileceği şekilde sesli olarak (kahkaha
ile) gülmek. Hanefiler'e göre rükûlu ve secdeli namazda sesli gülme
abdesti de bozar. Diğer mezhepler ise sadece namazın bozulacağı
görüşündedir.
5. Cinsî münasebet veya kadınla fahiş (aşırı) temas ve dokunma. Şâfıîler'e
göre, erkek ve kadının tenlerinin birbirine değmesi ile, Mâliki ve
Hanbelîler'e göre ise temastan cinsel haz duyulması durumunda abdest
bozulur.
Buradaki kadından maksat, aralarında evlenme engeli bulunmayan kadınlardır.
Kişinin anne, kız kardeş, teyze gibi mahremlerine dokunmasıyla abdesti
bozulmaz.
6. Mazeret halinin sona ermesi. Teyemmüm eden kimse suyu bulunca, mestli
kimsenin, mesh süresi dolunca, özürlü kimse için de namaz vakti çıkınca
abdesti bozulmuş olur.
Mezheplere göre abdestin bozulup bozulmadığıyla ilgili görüş ayrılığı bulunan
konularda ihtiyatlı davranmak uygun olur. Özellikle imam olan kimselerin
abdestinin diğer mezheplere göre de bozulmamış olmasına özen göstermeleri
yerinde bir davranıştır.