Cemel Savaşı

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Ders Hocası

  • Hocanın Biri
  • *******
  • Join Date: Eki 2016
  • Yer: Hatay
  • 63863
  • +526/-0
  • Cinsiyet: Bay
    • Arif Arslaner
Cemel Savaşı
« : 15 Ocak 2018, 15:32:40 »
Hz. Âişe, Talha ve Zübeyr’in liderliğini yaptığı muhalefet grubu, Mekke’de
bir araya geldi. Hareketin temel iddiası Hz. Osman’ın mazlum olarak
öldürüldüğü ve Hz. Ali’nin katilleri cezalandırması gerektiği şeklindeydi. Hz.
Ali’nin maktul halifenin ardından asilerin baskısıyla seçilmesini de doğru
bulmuyorlardı. Mekke’de toplanan muhaliflerin iddiasıyla Muâviye’nin
iddiası arasında paralellik olmakla birlikte iki grubun bağımsız hareket ettiği
görülmektedir.

Talha ve Zübeyr’in zorla biat ettirildiği iddiasının Hz. Ali’nin tutumuyla
uyuşmadığı söylenebilir. Hz. Ali, biat etmeyen diğer insanlara baskı
uygulamadığı gibi Talha ve Zübeyr’e de baskı yapmamış olmalıdır. Ancak
toplumun liderleri olmaları hasebiyle asilerin onlara baskı yapmış olmaları
mümkündür. Öte yandan Hz. Ali’nin onlardan zorla biat aldığı iddiası, umre
için Medine’yi terk etmelerine izin vermesiyle çelişmektedir.

Mekke’de toplanan muhalifler, ne yapacakları hususunda müzakereler
yaptılar. Görüşmede Hz. Osman’ın Basra valisi Abdullah b. Âmir, Basra’ya
gitmenin uygun olacağını söyledi. Zira Basra’da Osman taraftarlarının sayısı
fazlaydı. Hz. Osman’ın Yemen valisi Ya‘lâ b. Ümeyye tarafından getirilen
beytülmale ait mallar, askerleri teçhiz etmek için kullanıldı.

Aslında farklı hedefleri olan kişi ya da grupları içinde barındırdığı için bu
hareketin başından beri iyi planlanmamış, hedefleri açık olmayan bir hareket
olduğunu söylemek mümkündür. Mekke muhalefetine, Hz. Osman’ın
katillerini cezalandırmak gibi masum gerekçelerle destek verenler olduğu
gibi mal elde etmek, kabilesinin çıkarlarını gözetmek ve şahsî kin sebebiyle
katılanlar da vardı. Hareketin lideri olan Hz. Âişe’nin halife olma ihtimali
yoktu. Diğer liderler Talha ve Zübeyr’in halife olma düşünceleri olsa bile
bunun gerçekleşme ihtimali zayıftı. Harekete katılan bazı Ümeyyeoğulları,
Osman’ın çocuklarından birisinin halife seçilmesi gerektiğini savunuyorlardı.
Bu sebeple hareketin hedefleri hususunda ittifak olmadığı açıktır.
Muhalifler Basra’ya doğru yola çıktıklarında namazlarda kimin imamlık
yapacağı hususunda ayrılığa düştüler. Hz. Âişe, Abdullah b. Zübeyr’i
görevlendirerek sorunu çözdü.

Hz. Âişe, Basra önlerine geldiğinde şehir halkına elçi göndererek
kendisine destek olmalarını istedi. Bu arada Basra valisi Osman b. Huneyf de
amaçlarını öğrenmek için onlara elçi gönderdi. Hz. Âişe, toplumsal barışı
tekrar tesis etmek ve Hz. Osman’ın katillerini cezalandırmak istediklerini
bildirdi.

Muhalifler Basra’ya girince Osman b. Huneyf’i etkisiz hale getirip
beytülmaldeki malları talan ettiler. Hatta valinin saçlarını ve sakalını yolarak
Hz. Ali’ye gönderdiler. Hareketin baştan itibaren kontrolden çıkması, planlı
ve kontrol edilebilir bir hareket olmadığını göstermektedir.

Mekke’deki muhalifler Basra’ya gitmek üzere harekete geçtikleri sırada
Hz. Ali, Muâviye’nin biat etmemesinden kaynaklanan problemi çözmekle
uğraşıyordu. Muhaliflerin yola çıktıklarını öğrenince Medine’de
toplayabildiği adamlarıyla yola çıkarak Basra’ya ulaşmadan onlara yetişmek
istedi; ancak başarılı olamadı. Peşlerinden Basra’ya giderken oğlu Hasan ile
Ammâr b. Yâsir’i Kûfe’ye göndererek onlardan yardım istedi.

İki ordu Basra yakınlarındaki Hureybe mevkiinde karşı karşıya geldi.
Taraflar arasında elçiler gidip gelmişse de barış sağlanması mümkün olmadı.
Çarpışmaların, görüşmeler devam ederken ve uzlaşma konusunda epey
mesafe kaydedildiği bir sırada meydana geldiği nakledilir.

Savaş, Hz. Âişe’nin içinde bulunduğu hevdecin etrafında yoğunlaştı. Hz.
Âişe’nin savaşı devesinin üzerindeki hevdecten komuta ettiği ve çarpışmalar
onun devesinin etrafında yoğunlaştığı için bu savaşa Cemel (Deve) Vak‘ası
denmiştir. Hz. Ali, savaşın burada yoğunlaştığını görünce devenin
öldürülmesini emretti. Devenin öldürülmesiyle savaş Hz. Ali’nin zaferiyle
sonuçlandı (Cemâziyelâhir 36/Aralık 656).

Ölü sayısı hakkında farklı rakamlar verilmekle birlikte iki ordudan
yaklaşık 10.000 kişinin öldüğü rivayet edilir. Ancak verilen rakamların kesin
bilgi ifade etmediğini, ölü sayısının daha az ya da daha çok olduğunu
söyleyenlerin de bulunduğunu unutmamak gerekir.

Savaşta Hz. Âişe ile birlikte hareket eden Talha ve Zübeyr hayatlarını
kaybetti. Talha, savaş alanında kendisine isabet eden bir okla, Zübeyr ise
savaş alanından ayrılıp bölgeden uzaklaşmakta iken yolda karşılaştığı İbn
Cürmüz tarafından öldürüldü.

Hz. Ali, muhalifleri yendikten sonra onlara iyi davrandı. Savaşta hayatını
kaybedenleri defnettirdi; ayrıca ordusuna yağma yapmamalarını ve kimseye
dokunmamalarını emretti. Hz. Ali’nin savaşta muhaliflere karşı takındığı
tutum, daha sonraki dönemlerde isyancılarla ilgili hukukun oluşturulmasında
referans olarak kullanılmıştır.

Hz. Âişe, yanında kardeşi Muhammed b. Ebû Bekir olduğu halde,
kendisine eşlik etmeleri için Hz. Ali’nin görevlendirdiği Basralı kadın ve
erkeklerle birlikte önce Mekke’ye, oradan da Medine’ye gitti ve bu olaydan
sonra siyasetten uzak bir hayat yaşadı. Onun Cemel Vak‘ası’ndan duyduğu
pişmanlığı sık sık ifade ettiği anlatılır.

Hz. Âişe’nin Hz. Ali’ye karşı çıkması, o güne kadar Müslüman kadınların
siyasî hâdiselere karşı takındığı tutuma uygun gözükmemektedir. Bu sebeple
başta Hz. Peygamber’in hanımlarından bazıları olmak üzere birçok kişi Hz.
Âişe’nin bineğine binerek meydana inmesinin doğru olmadığını söylemişlerdir.
Tavrının, Müslümanların birbirlerini öldürmesi dışında bir sonuç getirmediğini
gören Hz. Âişe de yaptığından büyük bir pişmanlık duymuş ve bundan sonra
vefat edinceye kadar aktif siyasetin dışında kalmaya özen göstermiştir.