Ridde Olaylarının Bastırılması

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Ders Hocası

  • Hocanın Biri
  • *******
  • Join Date: Eki 2016
  • Yer: Hatay
  • 63863
  • +526/-0
  • Cinsiyet: Bay
    • Arif Arslaner
Ridde Olaylarının Bastırılması
« : 15 Ocak 2018, 12:17:18 »
Hz. Ebû Bekir, riddenin Müslümanların varlığı ve bütünlüğünü tehdit etmesi
üzerine bu hareketleri bastırmak amacıyla askerî hazırlıklara girişti. Üstelik
isyan eden kabileler, kendi içlerinde Müslüman kalanlara karşı, tehdit
oluşturmaya başlamıştı. Dolayısıyla öncelikli olarak bu Müslümanların can
güvenliğinin sağlanması gerekiyordu.

Halife, önce Medine dışında dağınık bir şekilde bulunan orduları başkente
çağırdı. Aynı süreçte isyan etmiş bölge halklarına da kendilerini itaate davet
eden mektuplar yazıldı ve gönderilen ordularla işbirliği yapmaları tavsiye
edildi. Bütün askerî hazırlıklar ve diplomatik girişimler tamamlandıktan
sonra ordular görev yerlerine gönderildi. Bu faaliyetlerde başta Hâlid b. Velîd
olmak üzere İkrime b. Ebû Cehil, Hâlid b. Sa‘îd b. el-Âs, Amr b. Âs,
Huzeyfe b. Mihsan, Arfece b. Herseme ve Şurahbil b. Hasene gibi
komutanlar görev aldılar.

Peygamberlik iddiasında bulunan yalancılardan Tuleyha, Allah
Resûlü’nün vefatından sonra Esed, Gatafan ve Tayy kabilelerinden taraftar
toplayarak isyan başlatmıştı. Hz. Ebû Bekir, Hâlid b. Velîd komutasındaki
orduyu Tuleyha’nın bulunduğu bölgeye sevk etmeden önce, Adî b. Hâtim’i
mensubu olduğu Tayy kabilesine göndererek onların isyancılardan
ayrılmalarını sağlamaya çalıştı. Bu girişimin ardından Hâlid, önce Tayy
kabilesi yurduna, ardından da Buzâha ve Butah’a gitmek üzere harekete
geçti. Adî b. Hâtim’in gayretleriyle Tayylıların pek çoğu Tuleyha’yı terk
etmeye başladılar. Aynı anda Hâlid’in ordusuna katılarak Müslümanların
gücünü artırdılar. Birleşik ordu, daha sonra Necid bölgesinde Büzâha’da
toplanmış bulunan Tuleyha taraftarlarıyla karşı karşıya geldi (11/632).
Şiddetli çarpışmalar sonucunda mağlup olan Tuleyha, Gatafan ve Esed
kabilesine sığınarak yeniden İslâm’a girdiğini ilân etti.

Hâlid b. Velîd, Tuleyha’nın etkisiz hale getirilmesinden sonra Resûl-i
Ekrem’in vefatının hemen ardından peygamberlik iddiasında bulunan Secâh
ve onu destekleyen Benî Temîm üzerine yürüdü. Temîm birlikleri, Butâh
denilen mevkide mağlup edildi. Savaş sonucunda ele geçirilen esirler
arasında bulunan liderleri Mâlik b. Nüveyre de öldürülenler arasındaydı. En
büyük destekçisi Mâlik’in ortadan kaldırılması üzerine hareketi tek başına
yürütemeyeceğini gören Secâh, derhal Yemâme’ye giderek burada
peygamberlik iddiasında bulunan bir başka sahtekâra katıldı. Destek verdiği
bu yalancının adı, Müseylime idi.

Yemâme bölgesinde yaşayan Benî Hanîfe kabilesi liderlerinden
Müseylime, Hz. Peygamber hayatta iken peygamberlik iddiasında
bulunmuştu. Onun vefatından sonra da sahtekârlığını ve isyanını artırarak
sürdürdü. Olaya derhal müdahaleye karar veren Hz. Ebû Bekir, ona karşı
İkrime b. Ebû Cehil’i, ardından da Şurahbil b. Hasene’yi gönderdi. Hâlid b.
Velîd’in de gelmesiyle birlikte düşman üzerine büyük saldırı gerçekleştirildi.
Akrabâ savaşı adı verilen bu çarpışmalar, Müslümanların Bedir’den sonra o
güne kadar yaptıkları muharebelerin en şiddetlisi kabul edilir. Zorlu geçen
savaş sonunda Müseylime pek çok taraftarıyla birlikte öldürüldü (12/633).
Yemâme savaşında tarafların toplam on bin kayıp verdikleri kaydedilir. Bu
savaşta şehit olanların sayısı 2200 kişi olup, bunların 700’ü Kur’ân hafızı idi.
(Vâkıdî, Ridde, s. 146).

Hz. Peygamber’in vefatının ardından Bahreyn’de yaşayan kabilelerden
Bekir b. Vâil irtidat etmiş, Abdü’l-Kays ise İslâm üzere kalmıştı. Bölgedeki
Müslümanlar Medine’den yardım isteyince, Hz. Ebû Bekir, Alâ b. Hadramî
yönetimindeki bir orduyu bölgeye gönderdi. Yemâme’den gelen Hâlid b.
Velîd’in de desteğiyle Bahreyn’deki isyan, tamamen etkisiz hale getirildi.
Hz. Ebû Bekir, Uman ve Mehre’de isyan eden Arap kabileleri üzerine de
Huzeyfe b. Mihsan ile Arfece b. Herseme’yi gönderdi. Daha sonra İkrime b.
Ebû Cehil de takviye birliklerle onlara katıldı. Bölgede Debâ adı verilen
yerde meydana gelen şiddetli çarpışmalar sonucunda isyan bastırıldı.

Arap Yarımadası’nda peygamberlik iddiasında bulunanların yoğun
faaliyet gösterdikleri bölgelerden biri de Yemen’di. Burada erken dönemde
peygamberliğini ilân eden Esved el-Ansî, İslâm tarihinde riddeyi başlatan ilk
şahıs kabul edilir. (İbnü’l-Esîr, el-Kâmil, II, 228). Bunun üzerine Allah
Resûlü, Kays b. Hübeyre el-Murâdî vasıtasıyla Esved el-Ansî’yi etkisiz hale
getirerek bölgede Müslümanlar adına hâkimiyeti tekrar sağlamıştı. Ne var ki,
Hz. Peygamber’in vefat haberi alındıktan sonra Yemen’de ikinci defa ridde
faaliyeti başlatıldı. Bu defa Eş’as b. Kays el-Kindî’nin organize ettiği isyan
hareketini bastırmak için bölgeye, Muhâcir b. Ümeyye komutasındaki askerî
birlik gönderildi. Daha sonra halifenin emriyle Yemen’e yönelen İkrime’nin
de gelmesiyle güçlenen Müslümanlar, şiddetli çarpışmalar sonucunda
isyancıları mağlup etmeyi başardılar. Bu şekilde, Resûl-i Ekrem’in
vefatından fazla bir süre geçmeden bütün ridde hadiseleri tamamen
bastırılmış, Arap Yarımadası’nda Müslümanların siyasî hâkimiyeti yeniden
sağlanmış oldu.

Hz. Ebû Bekir dönemindeki Ridde olaylarının sebep ve sonuçları hakkında
Adem Apak’ın Anahatlarıyla İslâm Tarihi II (Hulefâ-i Râşidin Dönemi) kitabının
Birinci Bölüm’ünü okuyunuz.