Haccın bizzat edâsının farz olması için kadınlar hakkında ek olarak iki şarttan daha bahsedilir.
1- Uzun Mesafeli Yolculuklarda Kadının Yanında Eşinin veya Bir
Mahreminin Bulunması:
Bu konu, seferîlik (yolculuk) ile ve sefer sayılacak kadar uzak yerlere kadının yanında eşi veya mahremi olmadan yolculuk yapması ile ilgilidir. Bir kadın, -diğer şartları taşıyor olsa bileberaberinde ona refakat edecek bir yakını yoksa bizzat hacca gitmekle yükümlü değildir. Böyle bir imkânın doğmasını beklemesi ve bu mümkün olmadan ölürse yerine bir kişinin hacca gönderilmesini vasiyet etmesi gerekir. Bunun da birinci gruba giren şartlardan mı yoksa bu gruba giren şartladan mı olduğu konusunda Hanefî mezhebi içinde görüş ayrılığı bulunmaktadır.
Diğer mezheplerde eşi veya mahremi olmasa da güvenilir yol arkadaşları bulduğu takdirde haccın kadına farz olacağı ve farz olan hacca bunlarla gidebileceği şeklinde görüşler vardır. Ayrıca günümüz şartları dikkate alındığında sefer mesafesi veya zamanının ne olması gerektiği, kadınların eş veya mahremi ile yolculuğuna dair hükmün şartlara bağlı olarak değişip değişmeyeceği de tartışılmaktadır.
2- Kadının İddet Bekleme Durumunda Olmaması:
Boşanma veya eşinin ölümü ile evliliği sona eren kadının yeni bir evlilik yapmadan önce geçirmesi gereken süreye iddet denir. Bu süre ile ilgili diğer hükümlerden biri de kadına getirilen seyahat yasağıdır. Buna bağlı olarak bulundukları yerde hacı adayları yola çıkacakları sırada iddet bekleyen kadınların haccı bizzat edâ etmeleri farz olmaz.
Mahrem, bir kadının evlenmesi dinen yasak olan yakın akrabasını ifade etmek üzere kullanılan bir terimdir.
Buna göre baba, dede, amca, dayı, kardeş, oğul, torun, yeğen, kayın peder, damat mahremdir.