Kurbanın Kesimi

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Ders Hocası

  • Hocanın Biri
  • *******
  • Join Date: Eki 2016
  • Yer: Hatay
  • 63863
  • +526/-0
  • Cinsiyet: Bay
    • Arif Arslaner
Kurbanın Kesimi
« : 08 Ocak 2018, 18:16:32 »
Kurbanın kesilmesi hem zaman, hem şekil hem de kesenin kimliği
bakımından bazı hükümlere tabidir.

Kurban, eyyâm-ı nahr denen kurban bayramının ilk üç gününde kesilir.
Şâfiî mezhebine göre dördüncü gün de buna dâhildir.

Kesim işlemi bayram namazının kılındığı yerlerde bu namazın
ardından başlar.

Nitekim Hz. Peygamber “Bu bayram günümüzde yapacağımız ilk şey bayram namazını kılmaktır. Sonra döneceğiz ve kurban keseceğiz. Kim daha önce keserse o sadece ailesine et götürmüş olur; bunun
ibadetle bir ilgisi olmaz” (Buhârî, “Edâhî”, 1; Müslim, “Edâhî”, 7)

buyurmuştur.

Kesim vakti üçüncü (Şâfiîlere göre dördüncü) günün akşam
namazı vaktinin girmesiyle birlikte sona erer.

Bayram namazının kılınmadığı yerlerde ise kesim işi sabah namazı vaktiyle birlikte başlar.

Başlama ve bitiş vakitleri arasında uzun bir zaman dilimi bulunmasına
rağmen kurban kesiminin ilk gün ve ayrıca gündüz saatlerinde yapılması
tavsiye edilmiştir. Gerekli tedbirlerin alınması ve aydınlatmanın sağlanması
halinde geceleyin de kurban kesilebilir. Kurban kesmesi kendisine vacip olan kimse, kurbanını bu vakitler içinde kesmemişse aldığı hayvanın kendisini, eğer almamışsa bir kurbanlık bedelini fakirlere dağıtır.

Dinî literatürde tezkiye diye isimlendirilen kurban kesimi şöyle yapılır:
Kurbanlık hayvan, ayakları ve başı kıbleye gelecek biçimde sol yanı
üzerine yatırırlır.
Kesimden önce kurban sahibinin “ İnnî veccehtü vechiye lillezî fatara’s-semâvâti ve’l-arda hanîfen ve mâ ene mine’l-müşrikîn:
Ben yüzümü, gökleri ve yeri yaratan Allah’a, onun birliğine inanarak çevirdim. Ben asla müşriklerden değilim!”
(el-En‘âm 6/79) ayeti ile

“Kul inne salâtî ve nüsükî ve mahyâye ve memâtî lillâhi Rabbi’l-âlemîne lâ şerîke leh:
De ki, benim namazım, bütün ibadetlerim, hayatım ve ölümüm yalnız âlemlerin Rabbi olan Allah içindir. Onun asla eşi-ortağı yoktur”
(el-En‘âm 6/162-163)

ayetini okuması ve kurbanının kabulü yönünde dua etmesi güzel
bulunmuştur. Eğer sahibi kesmiyorsa hem o hem de bizzat kesen “Bismillâhi Allahu ekber” diyerek Allah’ın adını anarlar. Kesen kimsenin besmeleyi kasıtlı olarak terketmesi, Hanefîlere göre hem kurban olma özelliğinin kaybına hem de etinin haram sayılmasına sebep olur. Gerek kurbanda gerekse kurban dışındaki hayvan kesimlerinde tezkiye yani kesim işlemi, yemek borusu (merî) ve nefes borusu (hulkûm) ile birlikte bunların etrafında bulunan iki damar (vedec) kesilerek yerine getirilir ve kanın iyice akması sağlanır. Kesilmesi gereken bu dört şeyden üçünün kesilmesi de yeterli bulunmuştur.
Normali bu olduğu ve serbest ortamlarda böyle yapıldığı için kesimin bu
şekline ihtiyarî kesim denmiştir. Bazen elde olmayan sebeplerle hayvanı
başka türlü kesmek de söz konusu olabilir.

Mesela kaçan ve bir kuyuya düşen ya da bir yere başıyla sıkışan ve çıkarılamayan hayvanın kesimi ile karşılaşılabilir. Böyle durumlarda hayvanın damarlarındaki kanın boşalmasını sağlayacak en uygun kesim şekli hangisi ise o tercih edilmek kaydıyla herhangi bir yerinden kesilir. Ancak zorunluluk halinde başvurulabileceği için bu tür işlemlere ızdırârî kesim denmiştir.

Kesim sırasında sağlık ve temizlik şartlarına riayet edilmemesi,
hayvana eziyet edilmesi,
kesim yerine ayaklarından sürüklenerek götürülmesi,
yere yatırdıktan sonra bıçakların bilenmesi,
daha tam anlamıyla soğumadan ve kan akmadan başının ayrılması ve yüzülmeye başlanması,
kurban atıklarının orta yerde bırakılması mekruhtur.

Kurbanı öncelikle sahibinin kesmesi düşünülür.
Uzaklık, sağlık veya maharet ya da cesaret yokluğu sebebiyle kesimin sahibi tarafından yerine getirilemediği durumlarda vekâlet çözümü devreye girecektir.

Kesim vekâleti verilen kimsenin işinin ehli, Müslüman ve güvenilir birisi olmasına özen gösterilir. Bununla birlikte ehl-i kitap yani yahudi ve hristiyan olan bir kimsenin kestiği de yenir. Fakat bu durumda kesim işlemini yapan gayri müslimin de mutlaka Allah’ın adını anması gerekir. Yine de bunun takibi zor olduğu için gayri müslimlere kurban kestirmek ilkesel düzeyde mekruh sayılmıştır.

Kadınlar kurban kesebilir mi?

Kurban kesiminde cinsiyetin ve yaşın bir önemi yoktur. Dolayısıyla kesim
için gerekli şartları yerine getirmesi kaydıyla kadın ve çocuklar kurban
kesebilirler. Ayrıca diğer zamanlarda usûlüne uygun olarak kestikleri etler de yenilir.