1. Bir pırıltı hâlinde yayılır bostanlara
I
Kuyu çıkrıklarında dönüp çözülen sesler
II
Birer çınar dibinde serilip yatanlar
III
Gürültülü bir ninni mırıldanır kümesler
IV
Bu dizelerde numaralanmış sözcüklerden hangisinin kökü tür yönüyle diğerlerinden farklıdır?
A) I. B) II. C) III. D) IV.
2. I. Gurbetten gelmişim, yorgunum hancı
II. Şuraya bir yatak ser yavaş yavaş
III. Aman, karanlığı görmesin gözüm!
IV. Beyaz perdeleri ger yavaş yavaş
Numaralanmış dizelerin hangisinde yapım eki almış sözcük bulunmamaktadır?
A) I. B) II. C) III. D) IV.
3. İnsan, Venüs gezegeninde olsa aynı anda hem sıcaktan kavrulur hem havadaki asitten yanar hem de oksijensizlikten boğulur. Dünya, uzayda çöl ortasındaki vaha gibi. Ne atmosferinin hemen hemen hepsi karbondioksitten oluşan Venüs gibi sıcaklığı 460 dereceyi geçiyor ne de Mars gibi ortalama sıcaklığı
yaklaşık eksi 60 derece. Mars’taki kumfırtınaları tüm gezegeni kaplayıp aylarca sürebiliyor, Neptün’deki rüzgârların hızı saatte 2100 kilometreye varıyor.
Merkür’ün yer çekimi bir atmosfer tutamayacak kadar zayıf.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisine yer verilmemiştir?
A) Sayısal verilere
B) Benzetmeye
C) Karşılaştırmaya
D) Tanımlamaya
4. “Tatlı” sözcüğü aşağıdaki cümlelerin hangisinde gerçek anlamda kullanılmıştır?
A) Küçük yeğenlerim beni görünce tatlı tatlı gülümsediler.
B) Bayram için köşedeki pastaneye tatlı siparişi verdim.
C) Hayat benim için çok tatlı bir hâl almıştı.
D) Bakışları o kadar tatlıydı ki gözlerimi alamıyordum.
5. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde karşıt anlamlı sözcükler kullanılmamıştır?
A) Babam vefat edeli aşağı yukarı kırk gün olmuştu.
B) Kurunun yanında yaş da yanarmış.
C) Üzüm bağları köyün dört bir yanını sarmıştı.
D) Keşke kötüler kadar iyilerin de sesi çıksaydı!
6.
Aşağıdaki cümlelerde altı çizili sözcüklerden hangisi somut anlamda kullanılmıştır?
A) Çağlayanın sesi buraya kadar geliyor.
B) Karşılıklı saygı, eşleri bir arada tutan köprüdür.
C) Bebekler aile hayatına renk katar.
D) Eski defterlerin kapatılmasıyla düşmanlıkları bitti.
7. Aşağıdaki dizelerin hangisinde hem sıfat tamlaması hem de isim tamlaması kullanılmıştır?
A) Her gün aynı pınardan doldurup destimiziKırlara açılırız çıngıraklarımızla
B) Biz kaybettik birimizi, Sazlar sardı yerimizi.
C) Kalbim, sonsuzca sana akar kalbim. Bunca denizler, körfezler koylar gitsin.
D) Orhan zamanından kalma bir duvar... Onunla bir yaşta ihtiyar bir çınar
8. “Şair, 1940’tan sonra uyak ve ölçüden uzaklaşmıştır.” cümlesinin öge dizilişi aşağıdakilerin hangisidir?
A) Zarf tümleci – Dolaylı tümleç – Özne – Yüklem
B) Özne – Belirtisiz nesne – Zarf tümleci – Yüklem
C) Özne – Zarf tümleci – Dolaylı tümleç – Yüklem
D) Dolaylı tümleç – Zarf tümleci – Özne – Yüklem
9. Aşağıdaki cümlelerin hangisi yükleminin türüne göre ötekilerden farklıdır?
A) İnsanlarımız trafik kurallarını bilmiyorlar.
B) Rüzgârdı bize çocukluğumuzda ninniler söyleyen.
C) Köyün bütün ihtiyarları soğuk nedeniyle hastaydı.
D) Hayattaki tek dostu evindeki kedisiydi.
10. Aşağıdaki cümlelerin hangisi yapıca ötekilerden farklıdır?
A) Yolculuk boyunca şarkılar söylendi, oyunlar oynandı.
B) Gerçek öğretmenler, öğrenmeyi öğretenlerdir.
C) Yağmur durmadan yağıyor, göz açtırmıyordu.
D) Kimsesizlere sahip çıkar, yardım ederdi.
11. “Bu, on iki yaşındaki çocuğun yapabileceği bir ödev değildi.”
cümlesinin özellikleri aşağıdakilerin hangisinde doğru olarak verilmiştir?
A) Olumsuz – basit – kurallı
B) Olumlu – basit – devrik
C) Olumlu – birleşik – kurallı
D) Olumsuz – birleşik – kurallı
12. Bu haksız iftira, onun hayatını karartmıştı. Bu cümledeki hangi sözcük atılırsa anlatım bozukluğu giderilmiş olur?
A) iftira B) hayatını C) haksız D) onun
13. İnsanın, içini dökmeden edemediği dakikalar olur. Bir dost, bu dakikalarda erişilmez bir değer kazanır.
Ama her şey bir dosta söylenmez ki! İşte bu anlarda kalem ve kâğıda ihtiyaç duyar insan. Hele insan bir yazarsa, içindeki gizli duyguları görmeyi biliyorsa masasının başına geçip kalemi eline alma
dan edemez. İşte günlük dediğimiz, yazarın alçak sesle konuşmasından başka bir şey olmayan, günü gününe
tutulmuş defterler bu iç dökme ihtiyacından doğmuştur. Bu yüzden sessiz bir konuşma olan bu günlükleri bir
edebiyat türü saymaya imkân yoktur.
Bu parçaya göre günlüklerle ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Edebî bir tür olarak kabul edilemeyeceği
B) İnsanın sosyalleşmesini sağladığı
C) Yeri geldiğinde kişiye herkesten daha yakın olduğu
D) Düzenli olarak tutulduğu
14. Bozburun Yarımadası’nın gizli hazinesi Selimiye, Ege ile Akdeniz’i buluşturankonumu ve el değmemiş doğasıyla gürülmeye değer bir yer. Şelaleleriyle ünlü Turgut köyünden sonra çam ağaçları arasından kıvrılan yol, iki kilometre kadar ileride ikiye ayrılıyor.
Bu paragrafın türü aşağıdakilerden hangisidir?
A) Açıklama B) Çözümleme C) Olay D) Betimleme
15. I. Bu uçurumu ortadan kaldırma işinin başında sayılırız.
II. Ancak ne yazık ki, hâlâ aramızda düşündüğünü konuşur gibi yazmaya çalışanları kötüleyen kişiler var.
III. Halk çoğunluğunun diliyle kitapların dili arasındaki ayrılığın göze battığı yerde millî kültür gelişemiyor demektir.
IV. Millî kültürün gelişememesi de bu iki dil arasında uçurumu derinleştirir.
Bu cümlelerle anlamlı bir paragraf oluşturulduğunda sıralama aşağıdakilerden hangisi olur?
A) I – III – II – IV
B) III – IV – I – II
C) III – II – IV – I
D) III – I – IV – II
16. (I) Her balık türü deniz ekosistemleri için önemlidir.
(II) Özellikle besin zincirininbaşında yer alan büyük türler, tüm zincirin devamı için farklı bir önem taşır.
(III) Farklı türler, denizde farklı yaşamalanlarına sahiptir.
(IV) Bu balık türlerinden her biri, bir başka türün varlığınıdevam ettirebilmesi için gereklidir.
Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinden sonra“Örneğin sardalya, hamsi, orkinos ve uskumru
gibi türler yüzeye yakın; mezgit, dil, berlam gibi balıklar ise dibe yakın yaşar.”
cümlesi getirilirse anlam akışına uygun olur?
A) I. B) II. C) III. D) IV.
17. Aşağıdaki dizelerin hangisinde hem haber hem de dilek kipiyle çekimlenmiş fiiller vardır?
A) Kadın, çamaşırdan dönüyor olmalıydı Kolunda bohça, sert soda kabartmış ellerini.
B) Sinemalarda kalabalık sahneler görürsün.
Eski esir pazarlarını hatırlatır.
C) Sen onları tanısan da tanımasan da Sonunda her biri senden iyi
D) Taksim’den Tünel’e kadar yürüdük. Alçak sesle konuşuyorlardı aralarında.
18. Ek-fiil, isim soylu sözcüklere gelerek onların yüklem olmalarını sağlar.
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bu açıklamaya uygun örnek yoktur?
A) Antalya bu yıl beklediğimizden de sakindi.
B) Babam o yıllarda Mamak’ta askermiş.
C) Dostlarımızı hep yanımızda görmek isterdik.
D) Teyzesi o hastanede uzman doktormuş.
19. “Davar” sözcüğü eskiden “mal, mülk” anlamında kullanılmakta iken günümüzde sadece “küçükbaş hayvan
sürüsü” anlamında kullanılmaktadır.
Bu durum aşağıdakilerden hangisiyle ifade edilir?
A) Anlam iyileşmesi
B) Anlam daralması
C) Anlam genişlemesi
D) Anlam kötüleşmesi
20. Kitapta belli bir olay örgüsü yok. Onun yerine düşünce, düş dünyasında belli bir doğrultuda ilerlemeyen
olaylar hâkim. Zihnin olay içerisinde var olmasının aktarılmasından çok, zihnin olay karşısında işleyiş süreci
ele alınıyor. Bu anlamda okurun ilk bölümlerde kitaba kendini yakın hissetmesi zaman alıyor. İçsel konuşmalar, gündelik kelimeler eşliğinde verilerek okurun, kitabın içine girmesi sağlanıyor.
Bu parçada söz konusu kitapla ilgili aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?
A) İçeriğine
B) Yazılma amacına
C) Üslubuna
D) Okurda bıraktığı etkiye
CEVAP ANAHTARI:
1. D
2. D
3. D
4. B
5. C
6. A
7. D
8. C
9. A
10. B
11. D
12. C
13. B
14. D
15. B
16. C
17. A
18. C
19. B
20. B