Kur’ân’da İman ve Salih Amel*İman; nefsin mutmain olması korkunun giderilmesi ve kişinin güven içinde olması anlamındaki “emn” kelimesinden alınmıştır. Tasdik etmek güvenmek boyun eğmek anlamlarına gelir.
*İmanın zıddı küfürdür.
*Küfür; bir şeyin üzerini örtmek nankörlük etmek inkâr etmek kabul etmemek gibi anlamlara gelir.
*Mümin dünyada günlerini takva ile geçirir. Kâfir ise günlerini dünyevî zevklerin peşinde geçirir. Mümin cennetle ödüllendirilecek kâfir ise cehenneme gidecektir.
*İnsanın en önemli özelliği inanan bir varlık olmasıdır.
*Kâfir; Allah’ın varlık ve birliğini nübüvveti ve ahreti inkâr eden kimsedir.
*Kur’an’da dört tip insandan bahsedilir:
1) Mü’min
2) Kâfir
3) Müşrik (Allah’a ortak koşan)
4) Münâfık (“İnandım”diyen ancak gerçekte inanmayan)
*Salih Amel; Allah’a inanmanın gereği olarak O’nun kitabında indirdiklerini davranışlarına yansıtarak samimi ve güzel bir niyetle O’nun rızasını gözeterek ferdin hem kendine hem de topluma hatta tüm insanlığa faydalı olacak eylemlerdir.
*Sâlih: Aslı sâlah kelimesidir. Lâyık olmak iyi olmak istikâmet ve musâlaha (barışma) gibi anlamlara gelir. Sâlih kimse kendisi doğru olan kendini düzelten eğiten kimsedir.
*Islâh: Sâlah kelimesinden türetilmiştir. Lâyık olmak iyi olmak onarmak düzeltmek kişilerin aralarını bulup barıştırmak iyilik yapmak anlamlarına gelir. Muhlis ıslâh kelimesinden türetilmiştir. Kendisi doğru olmakla birlikte başkasını da ıslâh eden/düzelten onların yararına olacak şeyleri yapan ve yapmalarını sağlayan kimsedir.
*Sâlah’ın zıddı fesâddır. Faydalanılan bir şeyin bozulmasına fesâd; zıddına da sâlah denir.
*”Bozulma” ile ilgili olarak Kur’an’da kullanılan en kapsamlı kelime fesâd terimidir. Kuran insanın ahlâkî bozulmasıyla doğal çevrenin bozulması arasında sıkı bir ilişki kurar.
*Amel; canlılardan bilinçli bir şekilde meydana gelen davranışlardır. Ameller ikiye ayrılır:
1) Sâlih amel
2) Kötü amel
*Sâlih amellerin bir kısmı farz olan yani her ferdin yerine getirmek mecburiyetinde olduğu davranışlardır (ibadetler). Bir kısmı ise yapıp yapmamada serbest olunan davranışlardır.
*Cahiliye devrinde sâlih amel fikri bulunmaktadır (İmruu’l Kays’ın şiirlerinde görülür). Ancak bu dönemdeki sâlih amel fikri Kur’an’daki gibi tevhid fikrine dayanmaz.
*Kur’an’da “iman ve sâlih amel” kelimelerinin birlikte yer aldığı ilk sûre ASR SÛRESİ’dir (
. Sûre).
*Kur’an’da sâlih amel çoğunlukla imandan hemen sonra zikredilir. Kur’an amelle imanın birlikte bulunmasının gereğine işaret eder. Müminlerin kurtuluşunun iman ve sâlih amelle olacağı ifade edilir.
*İman ile Salih amel arasında kuvvetli bir bağ vardır. Birbirlerinden ayrılması imkansızdır. Nerede iman varsa orada Salih amel de bulunur.
*Amel-niyet ilişkisi de oldukça önemlidir. Sâlih amel ancak Allah’ın rızasını kazanmak niyetiyle yapılırsa makbul ve sevaba vesile olur. “Ameller niyetlerle önem kazanır” hadisi de buna vurgu yapar.
*Sâlih bir amelde dört şey bulunmalıdır:
1) İlim
2) Niyet
3) Sabır
4) İhlâs ( samimiyet)
*İman etme ve salih amel işlemede kadın-erkek arasında fark yoktur.
*Kur’an’da bütün Salih amellerin tamamını bir kişinin yapmasının mümkün olmadığı belirtilir.
*İman ve salih amel insanı kişilik bütünlüğüne kavuşturur olgunlaştırır. İnsan hayatı başlangıçta bedenî arzu ve ihtiyaçları tarafından yönlendirilir. Bu dönemde nefis insanı sık sık kötülük işlemeye çağırır. Bu nefs-i emmâre derecesidir (Yusuf/53).
İnsan zamanla bu derecedeki hayattan utanmaya başlar. Buna nefs-i levvâme (ayıplanan nefis) denir. Bu derece önemlidir. İnsan kendisini aklın ve vahyin yardımıyla Salih ve muhlis insan seviyesine çıkarabilirse bir derece daha yükselir ve mutmain olmuş kişi düzeyine ulaşır. Aksini yaparsa hayvanlardan daha aşağı bir duruma düşer.
*Sâlih; inancında davranışlarında yaşantısında niyetinde sözlerinde doğru olan; Allah’ın kendisi üzerindeki haklarını yerine getiren Allah’a karşı ödevlerini kullara karşı da haklarını ödeyerek toplumda örnek olan insandır.
*Kur’an’da salih kavramı üzerinde önemle durulur. Hem peygamberler hem de müminler için kullanılmaktadır.
*Muhlis; hem kendisi Salih ameli yapan hem de bu işin yapılmasına yardımcı olandır.
(muhlis = ıslah eden / düzeltmeye çalışan)
*Kur’an’da düzeltme işi mutlak manada Allah’a aittir ve iki şekilde olmaktadır:
1) Allah’ın insanların hal ve hareketlerini düzeltmesi
2) Allah’ın kâinatı ıslah etmesi (maddi ve manevi anlamda)
***Toplumu ıslahta sadece salih bir insan olmak yetmez. Muhlis olmak da şarttır.
*Muhsinin karşıtı müfsittir.
(Müfsid= Yeryüzünde fesâd çıkaranlar)
*Kur’an’da Karı-Koca Arasında Islâh ( Üç Aşama )
1) Karşılıklı fedakarlık (Nisâ/128)
2) Erkek ve kadının ailesinden birer hakem (Nisâ/34)
3)Boşandıktan sonra çocuk olursa tekrar barışma (Bakara/228)
*Çocukların Islahı
-Hamilelik süresince Allah’a dua çocuk dünyaya geldikten sonra güzel bir isim koyma emzirme buluğ çağına erinceye kadar her devrede verilen eğitim-öğretim (Allah inancı vs.) onların ıslahıdır.
-Öksüz çocukların ıslahı da oldukça önemlidir.
*Savaş halinde olan iki Müslüman topluluğun (tâife) aralarını ıslah da çok önemlidir.
*Sulh = Barış barışmak demektir.
-Selem selm silm kelimeleri de sulh anlamındadır.
*Kur’an’da barışmak ve anlaşmak anlamına gelen kelimeler:
-Sulh
-Silm
-Muahede
-Misâk
-İll
-Zimmet
* S-L-M = Boyun Eğmek ( İslâm bu kökten gelir.)
*İki düşman arasında sulhu gerçekleştirmek dinin en büyük ödevleri arasındadır. Hz. Peygamber (sav) insanların arasını düzeltmenin oruç namaz ve sadakadan daha üstün olduğunu vurgulamıştır.
İNANIP SALİH AMEL İŞLEYENLERE VAADEDİLENLER
1) Güzel Bir Gelecek ve Mutluluk
2) Güzel Bir Hayat
3) Bol Rızık ve Mağfiret
4) Tövbelerin Kabul Görmesi
5) Kötülüklerin İyiliklerle Değiştirilmesi
6) Karanlıklardan Aydınlığa Çıkmaları
7) Sevginin Oluşması
8) İnsanların En Hayırlıları Olmak
9) Dinamizm Kazanmaları
10) Cenneti Kazandırması
11) Yüksek Dereceler Elde Ettirmesi
12) Korku ve Hüzünden Emin Kılması
13) Çalışmalarını Zâyi Etmemesi
14) İyi İnsanlar Arasına Dâhil Etmesi
15) İlâhi Rahmete Kavuşturması