İlahiyat 2. Sınıf - Din Psikolojisi - Ünite 6 - Konu Anlatımı

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Ders Hocası

  • Hocanın Biri
  • *******
  • Join Date: Eki 2016
  • Yer: Hatay
  • 63863
  • +526/-0
  • Cinsiyet: Bay
    • Arif Arslaner
Dindarlığın Gelişimi

Çocukluk dönemi dindarlığının özellikleri:
*Çocuklar 3 yaşından itibaren dini söz duygu ve davranışlarla ilgilenmeye başlar.
*Muhtevasını anlayamasada çocukların dualara ve ibadetlere ilgisi yüksektir
*Dini ilgi taklit ve özdeşleşme yoluyla kendini gösterir,sosyal çevrenin dini ortamı ve kendi kabiliyetine göre gelişip kişiliğe mal olur
*Düşünmeden kabul din konusundada geçerlidir
*Başlangıçta ana-babadan sağlanan 'temel güven duygusu' çocukta Allah la ilgili bilgi ve inancın gelişmesiyle süreklilik kazanır
*Çocuklukda dindarlık 'benmerkezcilik'tir.
*Allah onlar için genellikle büyük bir insan şeklinde tasavvur edilir.(6-11 yaş arası ruhanileşmed evam eder,8 yaşından itibaren insanbiçimcilik hafifler ve diğer insanlardan farklı olarak yüce insan olarak,12 yaşındada ruhanileşmiş Allah inancı kesinleşmeye başlar.)
*Allah ı beşeri modele göre tahayyül ederken insan kadar'gerçek' tasavvur ederler
*Hayretle karışık merak eğilimiyle karakterize ederler
*Okul öncesi dönemde dine yönelmesi aile denetimi altındayken,okulla birlikte değişir.
*Ergenlik dönemiyle birlikte öğrendiklerini sorgulama ve şüphe başlar
*Anne veya temel bakıcısıyla'güvensiz bağlanma'ilişkisinde olanlar ,Tanrı yı güvenli bir bağlanma figürü seçip dindar olabilirler
*Dindar olmayan ana babasıyla 'güvenli bağlanma' ilişkisinde olanlarda dindar olma ihtimali azdır
*Okul öncesi çocuklar duayı diğer alternatifler işe yaramadığında b planı olarak görür
*En çok kullandıkları dua formu'Tanrıdan birşeyler istemek'tir.


ÇOCUKLUK(ergenlik) DÖNEMİ DİNİ GELİŞİMİYLE İLGİLİ TEORİLER


Bilişsel Gelişim Teorisi: J.Piaget in teorisidir.Çocukların birbirinden farklı evrelerden geçerek gelişmeleriyle ilgilidir.
Evreler:
1-Duyuşsal devimsel evre:0-2 yaş .Nesne süreklilği kavramı kazanamamakda ,nesnenin sadece kendisini gördükleri zaman varmış gibi davranmaktadır.Hafıza,zaman geçmiş gelecek algısı yoktur.Tanrı,cennet gibi fiziksel olmayan şeyleri düşünemez,sadece somut şeyleri algılar.
2-İşlem öncesi evre:2-7 yaş.zihni soyut mantıksal açıdan düşünemez.Algıladığı şey realiteye eşittir.
3-Somut işlem: 7-11 Somut olay ve objelere mantıksal kuralları ve sınıflandırmaları uygular.
4-Formal işlem evresi: 11 yaşından sonra.Zihinsel kabiliyetlerin tam geliştiği evre.Soyutlama ve kavramlaştırma gelişir.Din hakkında kendi kararlarını verir.


*9-10 yaşlarına kadar çocuklar ölümü tatil olarak düşünür.
Sosyal Öğrenme Teorisi:Sosyal öğrenme ilkeleri:ödül,ceza,pekiştirme,taklit ve model almadır.Dini uygulama ve ifadeler küçük çocuklarda taklit ve model alma yla gelişir, ödül ve cezayla pekişir.
Duygusal İlişki veya Bağlanma Teorisi:Çocuğun ailesiyle ilişkisinin dindarlığını nasıl etkilediğini konu alır.Çocuk annesi veya temel bakıcısıyla 2 türlü bağlanma üretir:
1-Tehtid veya üzüntü anında sığınacağı güvenlik limanı
2-Tehlike dışında çevrenin keşfedilmesinde güvenlik üssü


*Bowlby ın oluşturduğu ilk çekirdeğe göre:İlk 6 ay ve 6 yaş arası anne ilişkisi çok önemlidir.Bu ilişki ne kadar iyimser olursa duyuşsal-davranışsal-bilişsel sistemde hayat boyu meydana gelecek davranışlarda izler bırakır.


Bebek ve annesi arasında 3 bağlanma vardır: güvenli-güvensiz -gerilimli ve kaçınımlı
Gerilimli-kaçınımlıda anne bebeğe fiziksel temastan uzak durur,uygun olmayan zamanlarda ilgi gösterir.
*Kirkpatrick patrik bunu din psikolojisine uugulamış.Ona göre Tanrı, insanı her zaman tehikelerden koruyan ve güvenlik hissi veren baba gibidir.Stres ve dğer güçlüklerle başa çıkmada yardımcıdır.Dindar insan Tanrı ya dua ederken,karşısında canlı varlıkla konuştuğuna inanmakda ve kişilik sahibi Tanrıya yakın hissetmektedir buda bağlanma teorisini destekler.
Ödüllenme teorisi: Ana-babalarıyla güvenli ilişkisi olmayanların bu eksikliği 'sevgi dolu kişisel ve ulaşılabilir Tanrı'yla telafi etme eğilimi.
Zihinsel model hipotezi:Bireyin erken dönemdeki modellemelerinin Tanrı ve dini inançlarını yapılandırmada referans olduklarını öngörür.
*Birçok araştırmacı anne-baba ilişkilerinin kötü olmasının dini inancı kaybetmeye yol açtığını ortaya koymuştur.Ataizm ve agnostisizm kaçınımlı bağlanma sonucu olabilir.


Baldwin Teorisi:Bağlılık ve gizemle Tanrı anlayışının değişmesi ve gelişmesi.Evreleri:
1.Fiziksel kendiliğindenlik:Bebeklerin ilgileri:ihtiyaçları ve kendiliğinden gelişen duygusal bağlanmalara odaklanmış.Gizem hissi evrenin tahayyül edilemezliğiyle olşr.
2.Entelektüel(zihinsel) aşama:Anne ve babalarını bütün problemleri açıklayabilen ol.görür bu evre dini alana kayınca Tanrı ya bağlanma hissi gelişir.
3.Ahlaki aşama:Ahlaki norm ve değerlerle ilgili kaygılar gelişir.Kutsal olana güvenme deneyimi.
4.Estetik deneyim:Bu evrede olayların gerçek yüzünden daha derin düşünmenin ötesine gidebilecek kadar doğrudan algılanmasıdır.3.evredeki çelişkinin üstesinden gelinir.Mistik izler taşır.

Harms Teorisi: 3-18 aradında 5000 den fazla çocukda araştırma yapmış.Evreleri:
1-Peri masalları evresi:3-6 yaş.Bu evrede çocuklar Tanrı yı peri masallarındaki karakterlere benzetir çok az fark görür.
2-Gerçekçi evre:7-12 yaş.Somutlaştırma evresi.Tanrı ve melekler gerçek insanlar olarak,eski Yunan Tanrılarında old.gibi meydana gelen olayları etkilerler.
3-Bireysel evre:13-18 yaş.Bireysel fikirler oluşur.3 grup şek. Incelenir.1. Grup:
Geleneksel dini fikirler edinir 2.grup:Daha mistiktir 3.grup:Dini,dinlerin sembolleriyle ve tecrübe etmedikleri halde bilgi sahibi oldukları yabancıların,ilkel kültürler vb. Ifadee der.


Ekind Teorisi:Piaget teorisini dini gelişmeye uygulayarak geliştirmiş.Evreleri:
1.Korunma-himaye arayışı:0-2 yaş.Bebeklerde nesnenin devamlılığı konusundaki algı noksanlığı fikrine dayanır.Obje kaybı süreklilik arayışına yönlendirir.Zamanla 'insanların ölümlülüğü'ni tecrübe eden çocuklar süreklilik arayışıyla dinde cevapları bulur.
2.Temsil arayışı:3-6 yaş.Temsil türleri zihinsel imajlar ve dil.Çocuk Tanrının varlığını kabul ettiğinde onu temsil edecek şeyler arar cevapları dinde bulur.
3.İlişki arayışı:7-12 yaş.Okul dönemindeki bu evrede Tanrıyı ve Kutsal kitaplardaki Tanrı imajını kabul eden çocuk Tanrıyla nasıl ilişki kuracağının cevabını dinde bulur.
4.İdrak arayışı(ergenlik dönemi):Kuramsal düşünme yeterliliği gelişir.Davranışların arkasındaki motiveleri açıklamak isteyen bireyin idrak arayışına dinler çözüm sunar.


Goldman ve dini düşünce gelişimi teorisi:Harms ın teorisine çok yakın olmakla birlikte Piaget terminolojisiyle ifade edilir.Evreleri:
1.Sezgisel dini düşünce:0-7 yaş.İşlem öncesi veya dinsel düşünce öncesi evredir.Dini metaryeller anlaşılamaz dini hayata dair gerçek fikirleri yoktur.
2-Birinci geçiş aşaması:Sezsisel dini düşünce ile-Somut dini düşünce arası geçiş everesidir.Çocuklar mantıksal açıklamalar yapmaya çalışsalarda tecrübesizliklerinden başarılı olamazlar.Tümevarımsal-tümdengelimsel mantık başlasada açık hatalar var.
3.Somut dini düşünce aşaması:7/8-13/14 yaş.Piaget ın somut işlem aşamasına tekabül eder.Dini ifade ve semboller lafzi olarak anlaşılır.Tanrı tasavvurları insanbiçimsi özelliklertaşır ya insan yada insanları cezalandıracak güç olarak görür.
4.İkinci geçiş aşaması:Somut dini düş. Ile soyut dini düş.arası geçiş aşamasıdır.
5.Soyut dini düşünce aşaması:13/14+ yaş.Soyut kavramı Piaget ın 'formel işlem' kav. tekabül eder.Tümdengelimli düşünme kapasitesinin son evresidir.
*Tamminen:Araştırmaların genel sonuçlarının yukarıdaki evreler gibi ol.ifade eder ve ergenlik dön.gençlerin dini deneyimlerinin cemaatsel ilişkilerle,çocuklukda günlük dualar gibi günlük etkinliklerle olduğunu belirtmiş.
ERGENLİK DÖNEMİ DİNDARLIĞI
*Bu dönemde ergenler bir taraftan dini ilgi,pratik,dialog ve tartışmada yüksek düzey gösterirken diğer taraftan dahafazla şüphe geleneksel veya dini lafzi dini öğretileri daha az kabul eğilimi gösterirler.
*Bazı psikologlar ergenlik dönemine 'yeniden doğuş 'demiştir.
*Ergenler asıl bunalımlarına girmeden önce dini ilgi yükseks eviyede yaşanır.Fakat bu 'saadet devri' çok sürmez kendilerine has bunalımlarından dinde nasibini alır.
Ergenlik dönemi dini gelişminde ayırıcı özellikler
*Şüphe *Çelişki ve Çatışmalar
Şüphe:Ergenlik dönemindeki şüpheler özel bir öğretiyi red etmekten ziyade ,bu dönemde ortaya çıkan sorgulamaya yönelik genel eğilimin ifadesi olmalıdır.Ergenler daha çok öğrendikleri şeyleri ve alternatiflerini sorgular.Batı ülkelerinde yaş ve sınıf seviyesi arttıkça Tanrının varlığını kabul eden gençler azalmaktadır.Batıda erkeklerin%75 kızların %50 si dini şüphe yaşıyor.
*Mısırda yapılan araştırmada erkek erkenlerin %27 si kızların %21 i,Ülkemizde Hökeleklinin bizzat yaptığı çalışmada ergenlerin %30 u dini şüphe yaşıyor.
Çözümyolları'Allah a sığınma ve O'ndan yardım dileme'


Çelişki ve Çatışmalar: Ergenler dini gelişimleri boyunca güncel düşünce tarzlarıyla çözümledikleri çelişkilerle karşılaşır.Bilişsel gelişim sonucu artan düşünce faaliyetiyle ergen 'bağımsızlık ve güçlülük' duygusuyla birlikte anne babasının düşünce ve davranışlarını tenkit etmeye başlar.'Kendini ifade etme 'güdüsüyle ebeveynleriyle ilişkileri çatışmalı hale gelir.Genellikle ergenin dini bunalımları ailesiyle çatışmadan beslenir.Ergenlikde cinsellik,bağımsızlık güdüleri ve 'katı akılcılık' ve 'iradecilik' kendi benliğini en üst tutma eğilimi dini bakış açısını kapatabilir.


*Cole ve Hall ın ergenlerde karşılanmasında fayda gördükleri ihtiyaçlar:
1-Günahkarlık duygusunun hafifletilmesi ve ahlak
2-Güvenlik
3-Hayat felsefesi


Ergenlik dönemi Dini Gelişiminde belirleyici faktörler
*Bilişsel Faktörler *Sosyal Faktöreler *Kişisel Faktörler


Bilişsel Faktörler:Ergenlik döneminde 'soyut kavramlaştırma 'yeterliliğine erişirler.12-13 yaşları 'dini uyanış ve gelişim' yaşlarıdır.Ruhsal uyanışla kendini yeni dünyanın eşiğinde bulur.Ergenler herşeyi tenkid süzgecinden geçirmek isterler.
Sosyal faktörler:
1.Akran etkisi:Etkisi okadar büyük olabilirki yasaklara meydan okuma ortaya çıkabilir.
2.Okul etkisi:Okulda verilen tabii(naturalist) açıklamalar dinin yorumlanmasında güvensizlikler oluşturabilir.(dindar ailelerden gelen ve dini okullarda okuyanlar hairç)
Kişisel Faktörler:Bireyselleşme ve kimlik. Birey sorunlara tatmin edici çözümler üretmeyi teşvik eden güdüdür.


YETİŞKİNLİK VE YAŞLILIK DÖNEMİ DİNDARLIĞI


Genç yetişkinlik dönemi:Bocalamalar,şüphe ve kararsızlıkların yatıştığıve bir sonuca ulaşıldığı dönemdir.20 li yaşların başlarında 40 lı yaşların ortasına kadar sürdüğü kabul edilir.Bireyin eski inanç ve alışkanlıklarını gözden geçirdiği bu dönemde dini şüphelerini çözümleyerek kendi açısından tatmine dici bir dini hayatşekline kavuşur.Diğer dönemlerden ayıran psikolojik özellikler:bağımsızlık,kişilik,yakın ilişki,dostluktur. Empati gelişir ve din içselleştirilir.
Orta yaş dönemi:35-45 yaşlarda başlar ve 20 yıl sürer.Önceki dönemlerdeki ilgi alanları yerini dine bırakabilir.Dini ilginin yükselmesinde evlenme,aile kurma ve çocuk yetiştirme ve çocuklarına iyi örnek olma isteği etkilidir.Bireyin orta yaşa uyumu , meydana gelen değişikliklere hazır olmama,öğrenme güçlüğü ve en önemlisi motivasyon eksikliği ile zor olabilir.Bu dönemde Allah a ve ölümden sonraki hayata inanç artar ,mistik eğilimler güçlenir.
Yaşlılık dönemi:60-65 yaşlarda başlar hayatın geri kalanını kapsar.Bu dönemde en önemli duygusal sarsıntı 'ayrılık kayıpları'dır.Bu dönemde dine yöneliş araştırmacılara göre geçmişi onarma ve telafi etme çabasıdır.Dine yönelişin en önemli nedeni 'ölüm' korkusudur. Yaşlılık döneminde din,en önemli psiko-sosyal uyum faktörüdür.


NOT:2.ünitede Tamminen in dinin özsel tanımını atlamıştım.Sorulara baktım geçen sınavda W.James inkini sormuşlar belki bu sınavda bunu sorabilirler:
Tanrı-kutsal-aşkın olana az veya çok bilinçli bağlılıktır.Bu bağlılık teslimiyet bireyin kişiliğinde tecrübeler ,inançlar ve düşünceler şeklinde tezahür eder ve kişinin ibadetleri,ahaki davranışları ve etkinliklerini güdüler.

*Birde dinin ana konusunu ölüm olarak işlevsel tanım Batson un...

*Ayrıca geçen seneki sorularda hakikat arayışını sormuş bu sene anlam arayışını sorabilir belki..
Anlam arayışı:Düşünce,tutum ve davranışları belirleyen en önemli güdü.
Hakikat arayışı:Hayattaki konumu olumlu yönde belirleyecek nihai bir anlama kavuşmak ve böylece varlığı anlamlandırmada ihtiyacını gidermektir.