İktisadî Kurumlar
* Medeniyetler maddi- manevi olmak üzere 2 unsurdan oluşur. ıslam Medeniyeti her iki unsuru da bünyesinde taşıyan medeniyettir.
*ıslam Medeniyetinde konuları dini, idari, iktisadi, adli, ilmi ve siyasi vs. ayırmak mümkün değildir.
ıslâm Kurumlarını kesin çizgilerle birbirinden ayırmak mümkün müdür? Başka örnekler düşünün.
Mümkün değildir.Adli işlerden sorumlu kadı, beldenin valisi,belediye başkanı,garnizon komutandır.
ıslam Medeniyetinde varlığını devam ettiren iktisadi kurumlar:
1) Beytülmal
2)Divan
3)ıhtisab
4)Vakıf
5)Ahilik
Beytülmal: Mal evi anlamındadır. Devlete ait hertür mal varlığı ve gelirlerin toplandığı, harcamaların yapıldığı,haklara ve borçlara ehil bağımsız kurumdur.
*Teşkilâtlı Mâli kurum olarak ortaya çıkması; Hz.Ömer’in hilâfeti dönemindedir.
*Medine Döneminde devlete ait ilk önemli gelir; Bedir Savaşı’ndan elde edilen ganimet ve fidyelerdir.
*Beytülmalın ilk temelleri Hz.Peygamber Döneminde atılmıştır.
*Asr-ı Saâdette Hz.Ömer, Bilal-i Habeşi, Ebu Ubeyde b.Cerrah, Muaz b. Cebel’de Beytülmal görevlisidir.
*ıslam dünyasında vergiler ıslam’ın ana kaynağına göre şer’i ( tekâlif-i şer’iyye) ve zamanın ihtiyacına göre örfi ( tekâlif-i örfiye) olarak 2’ye ayrılır.
Beytülmalın gelir kaynağı 3’e ayrılır:
1) Müslümanlardan tahsil edilen tüm vergiler
2) Gayrimüslimlerden alınan vergiler ( Fey)
3)Savaşta düşmanlardan alınan ganimetler
*Vergi, kamu hizmetinin düzenli devam etmesi için şarttır.
*ıslam,toplumun bazı ihtiyacına karşılık verecek nevâib diye adlandırılan vergi geliştirmiştir.
*Aynı devlette yaşayan vatandaşlar Müslüman- gayrimüslim olmasına göre vergi verir.
Bir arazinin öşri- haraci olmasında rol oynayan en büyük etken;
ımam Ebu Yusuf’un dediği gibi arazi sahibinin dinidir.
*Müslüman Devlette mülkiyeti devlete ait, kullanım hakkı vatandaşa verilmiş araziye emîrî- mîrî arazi denir.
Müslümanlarla ılgili Vergiler: 1) Zekât: Sadaka anlamına da gelen zekât;ziyadelik, temizlik,güzel zikir anlamındadır.Medine Döneminde farz kılınmıştır. ıbâdet anlamı taşıdığından Müslüman olmayanlar bununla mükellef değildir.zekâta para, ticaret eşyası konu olur.
2) Öşür:Zirai ürün vergisidir. Onda bir, on cüzde bir anlamı taşır.Öşür oranı elde edilen ürün ve insan emeğine göre değişir.ıbâdet manası olduğundan gayrimüslimler yükümlü değildir.
Müslüman Olmayanlarla ılgili Vergiler: 1) Cizye: Müslüman olmayan vatandaştan askerlik hizmeti karşılığında alınır.Kadınlar, çocuklar, yaşlılar ve din adamları yükümlü değildir.Yılda 1 kez alınır, mâli duruma göre fakir, orta halli, zengin 3 sınıfa ayırır.
2) Haraç: Arazi-i Haraciye, arazi vergisidir.Haracu’l-araz da denir 2 kısma ayrılır: 1)Harac-ı mukasem, 2) Harac-ı muvazzaf’tır.
ıslam Dünyasında Beytülmalın gelişme kaydettiği dönem?
Hz.Ömer Döneminde gelişme kaydetmiştir.
DıVAN: Sasani ımparatorluğundaki kavram olarak Arap diline geçti. Devlet idaresindeki idari, askeri, mali vs. işlerin yerine getirilmesinde kullanılan defter , mecaz olarak bu defter ve memurların bulunduğu yer anlamına gelir.
*Hz.Peygamber’in vahiy katiplerine bakarsak ilk divan o zaman oluştu.
*Hz.Ömer divan defterini Arapça yazdırmak için Akil b. Ebi Talib, Mahreme b. Nevfel ve Cübeyr b. Mut’im’i görevlendirdi.
ıslam Dünyasında ilk divan ne zaman ortaya çıktı?
ılk divan teşkilâtı Hz.Ömer döneminde , Hz.Ömer’in fey geliri dağıtımı için 641’de kurduğu teşkilâttır.
*Emeviler Dönemi divan çeşitliliği bakımından zengin.Kurulan 4 divan;
1) Ganimet ve ordu saymanlığıyla ilgili divan
2)Vergiler divanı
3)Cibayet ( Harac vergileri) divanı
4)Devletin gelir ve giderlerini kontrol eden divan
*Abbasiler döneminde divan sayısında artış olmuş. Divanü’l- harac ( hem gelir- vergi tahsili, hem de gerekli yere harcama yapan dairedir.
*Selçuklularda divan-ı istifâ veya divanü’z-zimam ve’l-istifâ adını alan bu divandan sorumlu devlet adamına sahib-i divan istifâ veya müstevfi denir. Maliye Bakanlığına benzer.
*Selçuklularda divan-ı işraf adlı bir divan daha vardı.Bunun başındaki görevliyemüşrif- sahib-i divan-ı işraf denir.
*Osmanlıda Osman Gazi zamanında divan ortaya çıkmış, Orhan Gazi zamanında kesinlik kazanmıştır.
*Osmanlıda defterdarlık da vardı, mâliye teşkilâtının başıydı.
*Fatih Kanunnamesinde defterdarların adı geçtiğine göre 14.yy sonu 15.y başında da bu kurumun olduğu görülür. 2. defterdarlarda Fatih döneminde kurulmuş,Biri Rumeli, diğeri Anadolu mâli işlerine bakmış ; ama yetki bakımından Rumeli defterdarı başdeftardır.
*Defterdarlık müessesesi 1841’de Mâliye Nezareti adını aldı.
Selçuklulardaki divan-ı istifâ günümüzdeki hangi bakanlığa benzer
Maliye Bakanlığı’na karşılık gelir.
ıHTıSAB ( HıSBE) : ıyiliklerin yapılmasını sağlayıp, kötülüklerin yapılmasına engel olmak ( emr bi’l- ma’ruf ve nehy ani’l- Münker) amacıyla kurulmuştur. BaşındaMuhtesib, ihtisab emini, ihtiab ağası gibi görevliler bulunur.
*Hz.Peygamber’in Medine hicreti döneminden beri vardır; ancak Hz.Ömer’in hâlifelik Döneminde teşkilâtlı hale geldi.
*Bâcın sağlam kurallara bağlanması Fatih Sultan Mehmet döneminde.
Muhtesibin görevleri: 1) Ekonomik- sosyal hayatla ilgili olanlar 2) Dini hayatla ilgili olanlar 3) Adli hayatla ilgili olanlar
Osmanlı Toplumunda Muhtesibin görevi; 1)Esnafın kontrolü 2) ışyeri açma ruhsatı vermesi 3) Devlet adına vergi toplaması 4) Vergi gelirini gereken yere harcamak 5) Mürûr tezkirelerini kontrol etmek 6) Kıyafetle ilgilenmek 7) bunlar dışındaki diğer görevlerle ilgilenmek
*Muhtesib,kadı- divanın tesbit ettiği fiyatların uygulanıp uygulanmadığını kontrol eder,satış yerini teftiş eder, lonca üyelerinin tabi olduğu ihtisâb rüsûmu denen vergilerin toplanıp toplanmadığını denetler.
*Muhtesibin farklı esnaf üzerindeki etkinliği; 1)Kola çıkmak 2) Fiyat tesbit ve kontrolü ( narh) 3) Esnafın yasa karşısındaki tutumunu araştırmak.
*Osmanlı Devlet Teşkilâtındaki köklü değişmeler 2. Mahmut zamanında yapıldı.
*16 Ağustos 1855’te ihtisâb Nezâreti ortadan kalktı yerine şehremanetikuruldu.
ıhtisab kurumu ne zaman tam teşkilâtlı müessese haline geldi?
Hz.Peygamber Döneminde kuruldu, Hz.Ömer döneminde Teşkilât haline geldi.
VAKIF: Allah rızası için maddi durumu iyi olan kimseler tarafından kurulan ihtiyaç sahiplerine yardım sağlayan kuruluştur.
*Sadaka-i câriye; yoksulların acılarını hafifletmek,misafir ağırlamak vs. hizmetleri yapıyordu.
*ınsanların ıslam’a girmesini sağlamak amacıyla Anadolu Selçukluları zamanında ünlenen Altun-aba vakfı meşhurdur.
*Her vakfın vakfiyesi (hukuk senedi), vakıftaki şartların nass gibi algılanması vs. vakfın önemini gösterir.
*Mütevelli-i vakf nazırların ilki Hz.Peyegamber tarafından vakfedilen Fedek arazisi için tayin edilen Hz.Ebu Bekir’dir.
*Emeviler Döneminde vakıfları vâkıf mütevelliceleri yönetirdi. Genel kontrol emiru’l- mü’minin olan halifeye aitti.
*Abbasiler Döneminde bu işi halife adına kadılar yaptılar.
*Abbasi dönemi hukukçusu el- Mâverdî el- Ahkâmu’s- Sultaniye eserinde vakıf mallarını korumakla görevli mahkemelerden sözeder.
* Vakıf müessesi hicri 2. ve 5. asırlar arası gelişme gösterdi.
*Abbasiler döneminde kâdi’l-kudât , nakib, âmil, mütevelli, müşrif, muhasıb yardımıyla vakıfları yönetip denetliyordu.
*ılk evkaf nâzırı; Sinan Paşa’dır.
*Çelebi Sultan Mehmet devrinde Cemaleddin Mehmet Çelebi hâkimu’l-hukkâmil- Osmaniyye ünvanıyla vakıflarla ilgili umumi işler nazırlığına getirilmiştir.
*Mısır, Suriye, Arabistan ve Kuzey Afrika’nın Osmanlı’ya geçmesinden sonra buradaki vakıflar 1587’de Harameyn Evkaf Nezâreti’ne bağlandı
* Anadolu ve Rumeli vakıfları idaresi 1826’da Evkaf-ı Hümayûn Nezareti’nebağlandı.
Evkaf Nezâreti’nden önceki Nezâretler;
1) Harameyn Nezâreti
2)Vezir Nezâreti
3)şeyhülislâm Nezâreti
4) Tophane Ümerası Nezâreti
5) ıstanbul Kadıları Nezareti
*Evkaf-ı Hümayun Nezâreti 3 mart 1924’te başbakanlığa bağlı genel müdürlük haline geldi. Vakıflar Umum Müdürlüğü kuruldu.
AHıLıK: Fütüvvet geleneğinden esinlenilerek ortaya çıkan ahilik, Arapça kardeşim anlamındaki ahî kelimesinden gelir.
*Abbasi halifesi en-Nâsır Lidinillah rehberliğinde kurulmuştur.
*Anadolu’daki kurucusu şeyh Nasiruddin Mahmud’dur.Ahi Ervan ismiyle şöhret bulmuştur.
*Esnaf- sanatkarı birlik etrafında toplayıp sanat- ticaret ahlâkını,üretici- tüketici menfaatlerini güven altına alıp onlara yaşama ve direnme gücü vermeye çalışmıştır.
*1.Alaeddin Keykubat Döneminde Ahi Ervan büyük destek görmüştür.
*ılk kez Kırşehir’de 13.asırda kurulmuştur sonra Anadolu’ya yayılmıştır.
*Ahiliğin nizamnamelerine Fütüvvetname denir.
*Fütüvvetnameye göre teşkilat mensuplarında bulunacak vasıflar;
Vefa, doğruluk, emanet, cömertlik, tevazu, nasihat, doğru yola sevketme, affedici olma ve tevbedir.
Meslekten atılmayı gerektirecek vasıflar;
ıçki, zina, yalan, gıybet, hile vs.. Meslekten atılma “pabucu dama atıldı” uygulamasıyla gerçekleşirdi. Pabucu dama atılan esnaf artık o mesleği yapamazdı.