On dokuzuncu asırda yetişen, müderris ve yazarlardan.
İstanbul’da doğdu. Doğum târihi belli değildir. Asıl adı Mehmed Atâullah’tır. Babası Şânizâde Hacı Mehmed Efendidir.
Nerede ve kimlerden öğrenim gördüğü bilinmeyen Atâullah Efendi, medrese tahsilini tamamladıktan sonra, 1765’te müderrislik pâyesi aldı. Ordu kâdısı olan babasının yanında uzun süre çalıştı. İstanbul’a döndükten sonra Eyüp kâdılığına tâyin edildi (1816). 1819’da Mütercim Âsım’ın ölümüyle başlayan vak’anüvislik makâmına getirildi. Bektâşi olduğu ileri sürülerek vak’anüvislikten azledildi ve Tire’ye sürüldü. İki ay sonra affedildiyse de müjde getiren habercinin ölüm fermanı getirdiğini sanarak korkudan öldü (1826).
Atâullah Efendi; Arapça, Farsça, Fransızca, İtalyanca, Lâtince ve Rumcayı bilirdi. Tıp alanındaki çalışmaları ve eserleriyle meşhur oldu. Şânizâde; hekim, mühendis, astronom matematikçi, târihçi, ressam ve mûsikişinas bir sanat adamıydı. Şâirlik konusunda iddialı olmamakla birlikte, devrin aydınları gibi o da şiirler yazmıştır. Şiirlerinin toplandığı Dîvân’ı basılmıştır.
Şânizâde Atâullah Efendinin diğer eserlerinden bazıları şunlardır: 1) Târih-i Osmanî (4 cild), 2) Miyâr-ül-Etibba (tercüme, tıp kitabı), 3) Mir’at-ül-Ebdân (astronomiyle ilgilidir), 4) Kavânin-i Cerrâhin (cerrahlıkla ilgili bir eserdir).