Anadolu’daki Safevî fedâilerinden.
Şahkulu’na, Osmanlı târihlerinde Şahkulu Baba Tekeli, Şeytan Kulu ve Karabıyıklıoğlu da denilmektedir. Safevîli Şeyh Haydar’ın halifelerinden Hasan Halife’nin oğludur. Teke’de doğduğu tahmin edilmekte olmasına rağmen târihi bilinmemektedir.
Babasıyla berâber Antalya taraflarında Korkuteli kazâsına bağlı Yalım köyü civârında bir mağaraya çekilip, riyâkârca ibâdete başladı. Mağaradaki bu münzevî hayâtı, dünyâyı terk ve haramlardan sakınma olarak değerlendirildi. Etrâfına çok câhil taraftar topladı. Şah İsmâil Safevî’ye bağlılığını arz etti. Şah İsmâil, Şahkulu ve halifeleri vâsıtasıyla Batı Anadolu ve Rumeli’de Serez, Selânik, Yenice-i Zağra, Filibe, Sofya ve diğer iskân sahalarındaki halkın kendisine bağlanılması istikâmetinde propaganda yaptırdı. Şahkulu on bin kadar taraftar toplayınca Sultan İkinci Bâyezîd Han (1481-1512) devrinin son zamânındaki şehzâdeler meselesinden faydalanarak isyan etti.
Antalya’dan Manisa’ya dönmekte olan Şehzâde Korkud’a saldırdılarsa da hazinesini ele geçiremediler. Kendisini Safevîli Şah İsmâil’in halifesi îlân eden Şahkulu, devlet ve saltanatın kendisine âit olduğunu söylemeye, helalla haram arasında fark gözetmemeye, nikâhın da lüzumsuzluğunu propagandaya başladı. Ayrıca kendisine bağlı şuursuz kitleyi harekete geçirerek, soygun, talan ve tahrip hareketine girişti. Antalya’yı basıp, şehrin kâdısını şehit etti. Şahkulu’nun katliam, tahrip ve soygundan daha da zenginleşip, cüreti arttı. Kızılcakaya, İstanos, Elmalı, Burdur, Keçiborlu’yu basıp, kâdılarını ve halkın bir kısmını katlettirdi. Kütahya önlerine geldi. Hedefi Karaman’ı işgal etmekti.
Şahkulu’nun isyânı üzerine bölgeye Anadolu Beylerbeyi Karagöz Ahmed Paşa gönderildi. Karagöz Ahmed Paşa, Şahkulu ve kuvvetlerine pek önem vermediğinden çok az sayıda askerlerle hareket etti. Karagöz Paşanın kuvvetleri âsileri önce yendilerse de askerlerin yağmaya dalmaları üzerine Şahkulu kuvvetleri toparlanmaya muvaffak oldu. Çok kanlı geçen bir çarpışma sonunda Karagöz Ahmed Paşa şehit düştü. Kütahya şehri yakıldı. Manisa vâlisi Şehzâde Korkud, Şahkulu’nun âsiliğini, katliam ve tahribatını merkeze yazdı. Bunun üzerine Vezir-i âzam Hadım Ali Paşa ile Amasya Vâlisi Şehzâde Ahmed âsileri yola getirmekle vazifelendirildi. Şahkulu’nun adamları, Osmanlı kuvvetlerince Kızılkaya denilen sarp bir dağda sarıldı. 38 günlük bir muhâsaradan sonra Döşeme Derbendinde kayalar arasından kendisine yol açan Şahkulu önüne geçen Karaman Beylerbeyi Haydar Paşayı şehit ederek Beyşehir istikâmetinde kaçmaya muvaffak oldu. Bunun üzerine yanına 500 tüfekli yeniçeri ile kapı halkını alan Vezir-i âzam süratle Şahkulu’nun peşine düştü ve on dört gün sonra Sivas’a yakın Gedik Hanı mevkiinde âsileri yakaladı. Gerek Ali Paşanın ve gerekse Şehzâde Ahmed’in oğlu Şehzâde Alaaddin cansiperâne olarak vuruştukları harp çok şiddetli geçti. Şahkulu BabaTekeli öldürüldü ise de Vezir-i âzam Hadım Ali Paşa da bir okla vurularak şehit düştü. Bunun üzerine iki taraf kuvvetleri de başsız kalıp dağıldılar. Şahkulu kuvvetleri İran’a doğru süratle kaçtılar.
Şahkulu Baba Tekeli, Şah İsmâil’in halifesi olduğunu iddia etmesine rağmen, Baba İshak Horasânî, Şeyh Bedreddîn ve Şah İsmâil’in büyük babası Şeyh Cüneyd gibi saltanatı ele geçirmek teşebbüsünde bulunan tipik bir bâtınîdir. Sultan Bâyezîd Hanın yaşlılığı ve şehzâdeleri arasında başgösteren saltanat mücâdelelerinden faydalanarak İran’da olduğu gibi Anadolu’da da temelleri Şiîliğe dayalı bir devlet kurmak istemişti.
Diğer taraftan Şahkulu’nun, Anadolu’da çok büyük bir tahribat yapması, Şehzâde Korkut ve Ahmed kuvvetlerini bozunca Osmanlılarda, Şiî tehlikesini önleyebilecek yegâne şehzâdenin Selim (Yavuz) olduğu kanaatini kuvvetlendirmiştir.