Abdestin sünneti; nevîlerinin farklılığı ile beraber yapılması hâlinde mükâfatlandırılan ve terki hâlinde kınanılan şeydir. Müstehâb ise, yapılması hâlinde mükâfatlandırılıp terki hâlinde kınanılmayan şeydir.
1- Niyetle başlamaktır.
Yâni abdeste kalb ile kasd (niyyet) etmektir. Veya abdestin başlangıcında, hadesin giderilmesine ve emre sarılmasına kasd etmektir.
2- Abdestten önce Besmele çekmektir.
Yani: (Bismillâhilazim velhamdülillâhi ala dînil İslâmi) demektir. Her ne kadar Hidâye'de, esah olan kavi Besmelenin müstehâb olmasıdır, denmiş ise de, bu Besmelenin, sünnet olması tercih edilmiştir. [40] Çünkü sünnet olması, Kudûrî'nin, Tahâvî'nin ve Kâfî sahibinin tercihleridir. İhtiyaten, istincâdan yâni pislikden temizlenmeden önce ve ondan sonra niyetle ve Besmele ile başlamaktır. Çünkü bazı Meşâyihe göre, Besmele çekmek istincâdan sonradır. İmdi en ihtiyatlı olan, ikisini birden yapmaktır. Fakat avretin açılması hâlinde değil.
3- Abdest alan kimsenin, gerek uykudan uyanmış olsun, gerekse olmasın, iki elleri bileklere kadar yıkamakla başlamasıdır.
Bu iki eli yıkamak, iki dirsekler ile beraber olursa farz yerine gelmiş olup iadesi lâzım gelmez.
4- Mis vâki anmaktır.
Sivâk, misvâklanılan ağaç mânâsına gelir. Masdar mânâsına'da gelir. Burada murâd, masdar mânâsıdır. Sivâ-km isti'mâlini (kullanılmasını) takdire hacet yoktur.
Misvak sağ elle kullanılır. Çünkü tevarüs yoluyla bize nakledilen, sağ elle kullanmaktır. Abdest alan, misvakı dilediği gibi yâni, ya üst, ya alt dişlerinden^ ya sağ tarafından veya sol tarafından başlayıp boyuna veya enine, veya hem boyuna hem enine dilediği gibi kullanır. Misvak bulunmadığı vakitte, parmaklarla oğar. Bunun hükmü misvâkda geçen hüküm gibidir.
5 - Ağzı yıkamaktır.
Yâni suyu ağzının tamamına ulaştırmaktır.
6- Burnu yıkamaktır.
Yâni suyu burnun yumuşak yerine ulaştırmaktır. Kullanılmamış sular ile yıkamaktır. Şafiî (Rh.A.) bunun aksi görüştedir.
7- Ağzı ve burnu yıkamada mübalağa etmektir.
Ağzı yıkamakta mübalağa, suyu boğazın başlangıcına kadar ulaştırmaktır. Burnu yıkamakta mübalağa ise, burnun yumuşak yerine suyun geçmesidir. Hulâsa'da böyle zikredilmiştir.
Ancak, eğer abdest alan oruçlu olursa, orucu bozulmak ihtimâli olduğu için mübalağa yapmaz.
8- Sakalı hilâllamakdır.
Bu sakalı hilâllama (tahlil), sakal ile beraber yüzü üç kere yıkadıktan sonra, elin parmaklarını sakalın altından üstüne doğru sokmaktır.
9- Parmaklan hilâllamakdır.
Yâni iki elinin ve iki ayağının parmaklarını üçer kere yıkadıktan sonra hilâllamakdır. İki ellerde hi-lâllamanın keyfiyeti, ikisinin parmaklannı birbirine kenetlemektir. İki ayakta hilâllamanın (tahlilin) keyfiyeti; sol elinin küçük parmağı ile sağ ayağının altından ve küçük parmağından başlayıp sıra ile sol ayağının küçük parmağında hilâllemeyi bitirmektir.
10- Abdest uzuvlarını üçer defa yıkamaktır.
11- Başının hepsini bir kere mesh etmektir.
Bunun yapılışı şöyledir : İki elinin ayalarını ve parmaklarım başın önü üzerine koyup, başın tamamını kaplayacak şekilde kafasına (ense) varıncaya kadar çekmektir. Sonra iki kulakları, kullanılmamış su ile mesh etmektir. Çünkü başı bir tek su ile kaplamak, ancak bu yol ile olur.
Fukahâdan bazısının; isti'malden kaçınarak iki avuç içini boş bırakır, demesi fayda sağlamaz. Çünkü ellerin ayalarını koymak ve çekmek lâzımdır. Eğer su, ilk koyuş ile müsta'mel (yâni kullanılmış) olursa, ikinci koyuş ile de müsta'mel olur. Geeiktirilnıesi fayda vermez. Nitekim Zeylaî (Rh.A.) de böyle demiştir.
Ben derim ki: Fukahâ, suyun uzuvda kaldığı müddetçe müsta'mel olmadığında da ittifak etmişlerdir.
12- İki kulakların iç taraflarım baştan artan su ile şehâdet parmaklan dışarılarını da baş parmaklan ile mesh etmektir.
13- Abdest âyetinde belirtilen tertibe riâyet etmektir.
14- Vilâ da abdestin sünnetidir.
Vilâ : Vâv'ın kesriyle uzuvları birbiri ardınca yıkamak demektir. Öyleki: Mutedil bir havada, ilk yıkanan uzuv, abdest tamamlanmadan önce kurumamalıdır. [41]
AÇIKLAMALAR:
[40] Çünkü Resûlüllah' (S.A.V.) dan. bu hususla devam şöhrel bulmamdır.
Peygamberimizin (S.A.V.) tsmııllah (Besmele) ile Abdcstc başladığına dâir çok rivayet vardır. Bu rivayetlerden biri Dârekulnîdc Rebih b. Abdurrahmân b. Ebî Said'in rivayet ettiği Peygamberimiz' (SAV.) in «Üzerine Allah ismi (Besmele) zikretmeyenin abdesli yok demektir.» hadfc-İ şerifleridir.
[41] Molla Husrev, Büyük İslam Ansiklopedisi 1, Eser Neşriyat: 20-22.