TARİHİN TANIMI VE KONUSU:
Tarih; insanların geçmişteki siyasi, sosyal, kültürel faaliyetlerini, neden-sonuç ilişkisi içinde yer ve zaman göstererek, belgelere dayalı olarak objektif olarak inceleyen bir bilimdir.
Tarihin konusu; insanların geçmişteki siyasi, sosyal, ekonomik, kültürel ve dini faaliyetleridir
Tarihte Olay ve Olgu
Olay; hayat içinde tek tek meydana gelen, başlangıcı ve bitişi belli olan kısa süreli gelişmelerdir. Örnek; Haçlı Seferleri, Malazgirt Savaşı, İstanbul’un Fethi…
Olgu; olayların sonuçlarına bağlı olarak ortaya çıkan uzun süreli, daha soyut ve süreklilik gösteren gelişmelerdir.
Örnekler:
Olay > Olgu
Kavimler Göçü > Derebeyliğin Avrupa’da yaygınlaşması,
Malazgirt Savaşı > Anadolu’nun Türkleşmesi,
Fransız İhtilali > Milliyetçilin yaygınlaşması,
Sanayi İnkılâbı > Sömürgeciliğin Hızlanması
Tarihte Sebep-Sonuç, Yer-Zaman İlişkisi
Tarihi olaylar bir zincirin halkaları gibi birbirine bağlıdır. Olaylar arasında sebep-sonuç ilişkisi vardır.
Bir olay kendisinden önceki bir olayın sonucunu ve kendisinden sonraki bir olayın sebebini oluşturabilir.
Tarihte her olay belli bir mekânda gerçekleşir. Tarihi olayların oluşumunda coğrafi özelliklerin (mekânın) etkisi vardır.
TARİHİN YÖNTEMİ:
Tarihin yöntemi fen bilimlerinden farklıdır. Çünkü tarihi olaylar laboratuar ortamında tekrar edilemez, üzerinde deney ve gözlem yapılamaz.
Tarih geçmişte yaşanmış, sona ermiş ve aynı şekilde tekrarlanmayan olayları inceler.
Tarihin yöntemi; olayların geçmişten günümüze ulaşan izlerini, kalıntılarını (belgelerini) inceleyip değerlendirmektir.
Tarihi olayların incelenmesi ve takip edilmesinde gereken yöntem aşamaları şunlardır:
1. Kaynak Arama(Araştırma):
Tarihi olaylardan günümüze ulaşan belgelerin tespit edilmesi ve ortaya konmasıdır. Belge (kaynak); geçmişten günümüze kalan ve tarihi olaylar hakkında bilgi veren her türlü malzemelerdir.
a. Birinci elden kaynaklar: Tarihi olayın geçtiği döneme ait her türlü belgelerdir.
b. İkinci elden kaynaklar: Olaylın geçtiği döneme yakın ya da o dönemin kaynaklarından yararlanılarak meydana getirilen eserlerdir.
Ayrıca tarihi kaynakları türüne göre de sınıflandırabiliriz:
a. Yazılı Kaynaklar; Her türlü yazılı belgeler
b. Sözlü Kaynaklar; Destan, efsane, hikâye, şiir
c. Kalıntılar; Arkeolojik buluntular
d. Sesli ve Görüntülü Kaynaklar; cd, film, ses kaydı, fotoğraf, resim vb.
2. Verileri Tasnif etme(Sınıflandırma):
Verilerin önemine, güvenilirliğine ve kronolojik sıraya göre bir sistem dâhilinde sınıflandırılmasıdır.
3. Verileri Tahlil Etme (Çözümleme, Analiz):
Elde edilen bilgilerin yeterli olup olmadığının kontrol edilmesidir.
4. Tenkit Etme (Eleştiri):
Verilerin gerçekliği ve bilgi açısından güvenirliliğinin belirlenmesidir.
İç tenkit; yazar görüşlerinin eser üzerindeki etkilerinin araştırılması ve verilen bilgilerin farklı kaynaklarda nasıl yer aldığına bakılmasıdır.
Dış Tenkit ise; eserin adı, yazarı, basıldığı yer, basım tarihi ve benzeri özelliklerin tespit edilmesidir. Belgelerin orijinalliği, tarihi ve benzeri yönlerinin araştırılmasıdır.
5. Terkip Yapma (Birleştirme):
Elde edilen bilgilerin birleştirilerek sonuca ulaşılması aşamasıdır.
Tarih Araştırmalarında Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar:
1) Konuyla ilgili çeşitli kaynaklardan yararlanılmalıdır.
2) Konuyla ilgili kaynak taraması yapılmalı, bütün belgeler değerlendirilmelidir.
3) Olayın meydana gediği yer ve zaman mutlaka belirtilmelidir.
4) Olaylar arasında neden- sonuç ilişkisi kurulmalıdır.
5) Tarihi olaylarla ilgili kural konulamaz, genelleme yapılamaz.
6) Konular tarafsız bir şekilde incelenmeli ve aktarılmalıdır.
7) Doğru değerlendirmeler yapmak için olayın üzerinden belirli bir süre geçmiş olmalıdır.
8) Tarihi olaylar günümüzün değer yargılarıyla değil, olayın geçtiği dönemdeki şartlar dikkate alınarak yorumlanmalıdır.
TARİHİN TASNİFİ:
Zamana Göre Tasnif: Tarihi olayların kronolojik sıraya ve çağlara bölünmesiyle yapılan tasniftir. Örnek: Tarih Öncesi, İlk Çağ, Orta Çağ, Yeni Çağ, Yakın Çağ, IV. Yüzyıl, V. Yüzyıl…
Mekâna Göre Tasnif: Tarihi olayların geçtiği kıta, bölge, ülke ve şehirlere göre tasnifidir. Coğrafi tasnif de denir. Örnek: Asya Tarihi, Ortadoğu Tarihi, Türkiye Tarihi, Amasya Tarihi…
Konuya Göre Tasnif: İnsanların siyasi, sosyal, ekonomik ve kültürel alanlarda gösterdikleri faaliyetlere bakılarak yapılan tasniftir. Örnek: Bilim Tarihi, Sanat Tarihi, İktisat Tarihi, İslam Tarihi, Felsefe Tarihi, Eğitim Tarihi…
ZAMAN VE TAKVİM:
Zamanı ölçmek için hazırlanan çizelgeye takvim denir. Takvimde yıl, ay, hafta ve gün gibi temel birimler kullanılmıştır.
Takvimler genel olarak ay ve güneşin hareketlerine göre düzenlenmiştir. Ay yılı; Ay’ın Dünya etrafındaki 12 defa dönüşü esas alınarak yapılmıştır. Bir Ay yılı 354 gündür. İlk defa Mezopotamya toplumları tarafından kullanılmıştır.
Güneş yılı; Dünyanın Güneş etrafındaki bir defalık dönüş süresi olup 365 gün 6 saattir. Güneş takvimi ilk defa Eski Mısırlılar tarafından kullanılmıştır. Ay yılı ile Güneş yılı arasında bir yılda 11 günlük fark vardır.
Toplumlar kendileri için önemli gördükleri önemli olayları takvim başlangıcı saymışlardır:
a) Yahudiler: Yaradılış günü, MÖ 3761,
b) Eski Yunan: İlk Olimpiyat yılı, MÖ 776,
c) Eski Roma: Roma’nın kuruluş yılı, MÖ 753,
d) Hıristiyanlar: Hz. İsa’nın doğumu, Milat (0),
e) Müslümanlar: Peygamberimizin Medine’ye Hicreti (Miladi 622).
Türklerin Kullandığı Takvimler:
1) 12 Hayvanlı Türk Takvimi:
Yıllar hayvan isimleriyle adlandırılmıştır.
Bu hayvanlar; Sıçan, Sığır, Pars, Tavşan, Ejder, Yılan, At, Koyun, Maymun, Tavuk, Köpek, Domuz.
Güneş yılı esasına göre düzenlenen bu takvimde bir yıl 365 gün 5 saattir.
Aylar sayılarla belirtilmiştir.
Her 12 yılda bir başa dönülmüştür.
İslam öncesi Türk devletlerinde, Çinliler ve Tibetlilerde kullanılmıştır.
2) Hicri Takvim:
Ay yılı esasına göre hazırlanan bu takvimde bir yıl 354 gündür.
Ay yılı, Ay’ın dünyanın etrafında 12 defa dönmesi sonucunda geçen zamandır.
Takvim başlangıcı Hicret’tir (622).
Miladi Takvimle arasında bir yılda 11 günlük fark vardır. Bu fark her 33 yılda, bir yıla tekabül eder.
İlk kez Hz. Ömer devrinde kullanılmaya başlanmıştır. Türkiye’de 1 Ocak 1926 tarihinden itibaren miladi takvime geçilmiştir.
Günümüzde dini günlerin ve bayramların belirlenmesinde kullanılmaktadır.
3) Celali Takvim:
Güneş yılı esasına göre yapılmıştır. 1 yıl 365 gün 6 saattir.
Büyük Selçuklu hükümdarı Melikşah’ın emriyle, Ömer Hayyam başkanlığındaki bir heyet tarafından hazırlanmıştır.
Hicri 471 (Miladi 1079) ramazan ayının 10. gününe rastlayan Nevruz; hem yılbaşı hem de tarih başlangıcıdır.
Babürlüler zamanında Takvim-i İlahi adıyla bir süre kullanılmıştır.
4) Rumi Takvim:
Bir yıl 365 gün 6 saat olarak kabul edilmiştir.
Takvim başlangıcı Hicret’tir. Yılbaşı ise Mart başıdır.
Miladi takvimle arasında 584 yıllık fark vardır.
Osmanlı İmparatorluğu’nda mali işlerde karşılaşılan güçlükleri(vergi, maaş vb.) ortadan kaldırmak amacıyla 1677 yılından itibaren kullanılmaya başlanmıştır.
1839 (Hicri 1255) yılından itibaren bütün resmi işlerde kullanılmıştır.
1926 yılından itibaren sadece mali işlerde kullanılmaya devam edilmiş, 1982 yılında, mali yılbaşının 1 Ocak tarihine alınmasıyla kaldırılmıştır.
5) Miladi Takvim:
Güneş yılı esasına gör düzenlenen bu takvimde bir yıl 365 gün 6 saattir.
Takvim başlangıcı Hz. İsa’nın doğumudur (milat).
Yılbaşı 1 Ocak’tır.
Miladi takvimi geliştirenler; Mısırlılar, Julius Sezar ve Papa XIII. Gregorius’tur(1582).
Ülkemizde 1 Ocak 1926 tarihinden itibaren kullanılmaya başlanmıştır.
TARİH ÖĞRETİMİNİN FAYDALARI:
a) Tarih, insanlara, vatan ve millet kavramları ile milli ve kültürel değerleri öğretir.
b) Milli birlik ve beraberlik anlayışının kuvvetlenmesini sağlar.
c) İnsanların geçmişten ders alıp geleceğe yön vermelerini sağlar.
d) Devlet yöneticilerine devletin nasıl yönetileceği konusunda yardımcı olur.
e) İnsanlara karşılaştıkları durumları tarihi olaylarla bağlantı kurarak mantıklı bir sonuca varma yeteneği kazandırır.
f) İnsanların aralarındaki sorunları barış yoluyla çözümlemelerine yardımcı olur.
g) Tarih öğretimi bu günkü uygarlığın nasıl meydana geldiğini öğretir.
h) Uygarlıkların tüm toplumların katkısıyla oluştuğunu öğretir.
i) Geçmişten ders çıkararak geleceğine yön vermeyi sağlar.
TARİHİ OLAYLARIN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Her tarihi olay, meydana geldiği dönemin sosyal, siyasal ve ekonomik ortamına bağlıdır. Bu nedenle tarihi olayları değerlendirirken, olayın meydana geldiği dönemin koşulları mutlaka göz önünde tutulmalıdır.
Tarihçi olayları değerlendirirken mensubu olduğu toplumun değerlerinden bağımsız hareket etmeli, tarafsız olmalıdır.
Tarihi Bilgilerin Değişebilir Özelliği:
Tarihte bilgiler olayın geçtiği döneme ait verilere dayanır. Zamanla yeni belge ve bulguların elde edilmesiyle hem yeni bilgiler elde edilebilir, hem de mevcut bilgiler değişebilir.
TARİH YAZICILIĞININ GELİŞİMİ:
İlk tarih yazıcılığını Hititler analler yazarak başlatmışlardır.
Tarih anlayışı belli aşamalardan geçerek günümüzdeki bilimsel tarih anlayışına ulaşmıştır. Göktürkler, Orhun Kitabeleri, Ruslar, Kronikler ve Osmanlılar Vakayinameler yazmışlardır.
Hikâyeci Tarih:
Tarihi olayların neden-sonuç ilişkisi üzerinde durulmadan hikâye tarzında yazılmasıdır. Efsane ve masal türü bilgilere de yer verilmiştir. Herodot’un Historia’sı bu türün ilk örneğidir. Avrupa ve İslam dünyasında XVIII. yüzyıla kadar bu türde eserler yazılmıştır.
Öğretici Tarih:
Toplumdaki birlik ve beraberliği güçlendirmek, ahlaki değerleri geliştirmek amacıyla kişilerin iyi yönleri ön planda tutularak yazılan eserlerdir. Bu tarzın ilk temsilcisi Thukydides’tir. XIX. 4 yüzyıla kadar Avrupa ve İslam dünyasında bu türde eserler yazılmıştır.
Araştırmacı Tarih:
19. yüzyılda doğmuştur. Olayların nedenleri, sonuçları başka olaylar ile ilgisi araştırılarak kaynaklara dayandırılarak ve tarafsız bir biçimde yazılan tarih çeşididir.
2. Türklerde tarih Yazıcılığı:
Osmanlılar Döneminde Tarih Yazıcılığı
Osmanlılarda tarih yazıcılığında temel amaç, devletin başarılarını gelecek nesillere aktarmaktır. XVIII. yüzyıla kadar olayları devlet tarafından görevlendirilen şehnameci denilen görevliler yazardı.
XVIII. yüzyıldan itibaren vakanüvislik ortaya çıkmıştır. Devlet görevlisi olan vakanüvisler, bir yandan kendilerinden önce yazılanları, toplamışlar diğer yandan da kendi dönemlerine ait olayları kaydetmişlerdir.
Osmanlılar İslamiyet öncesi Türk Tarihi’ni büyük ölçüde ihmal etmiş İslam merkezli bir tarih anlayışını benimsemişlerdir. Osmanlılardan ilk vakanüvis Naima Efendi’dir. Naima Tarihi adlı bir eseri vardır. Bundan başka Hoca Saadettin Efendi, Peçevi Selaniki ve Ahmet Cevdet Paşa da ünlü tarihçilerdir.
Cumhuriyet Döneminde Tarih Yazıcılığı:
Cumhuriyet döneminde yeni tarih anlayışının ortaya çıkmasında Atatürk’ün büyük rolü olmuştur.
Türklerin İslam’ı kabul etmeden önce de zengin bir kültüre, parlak bir uygarlığa sahip olduklarını, dünya uygarlığına ve siyasetine önemli katkı sağladıkları görüşünü savunan Atatürk, Türklerin tarihini araştırmaya büyük önem vermiştir. Türk milletinin tarihinin araştırılarak ortaya çıkarılması için 1931 yılında Türk Tarih Kurumu’nu kurmuştur.
TARİHİN FAYDALANDIĞI BİLİM DALLARI:
Coğrafya: Coğrafi mekânın özelliklerinin insan topluluklarının üzerindeki etkilerini ortaya çıkarmak için tarihe yardımcı olur.
Arkeoloji: Tarihi kalıntıları ve eserleri ortaya çıkaran kazı bilimidir.
Antropoloji: İnsanların fiziki yapısını inceleyerek sistemli ve karşılaştırmalı olarak insan ırklarını sınıflandırır.
Etnografya: Toplumların öz kültürlerini, örf ve adetlerini inceler.
Hukuk: Toplu halde yaşayan insanların birbirleriyle ve devletle olan ilişkilerini düzenleyen kurallardır.
Kronoloji: Tarihi olayların oluş zamanını ve sırasını inceler.
Edebiyat: Duygu ve düşünceleri söz veya yazı ile anlatma sanatıdır.
Felsefe: Akıl ve mantık ilkelerine uygun düşünmeyi esas alan bir bilimdir. Olayların doğru tahlili ancak o dönemin felsefesinin doğru bilinmesiyle mümkün olur.
Paleografya: Eski yazıların tür ve şekillerini ve uğradıkları değişimleri inceler.
Epigrafya: Anıtlar, taşlar ve kitabelerdeki yazıları çözümler ve yorumlar.
Kimya: Belgelerin orijinalliğinin ve hangi döneme ait olduğunun belirlenmesinde tarihe yardımcı olur. Karbon 14 metoduyla kalıntıların yaşını tespit eder.
Sanat Tarihi: Sanat eserlerinin değerlendirilmesi ve toplumun sanata bakış açısını belirlemeye çalışır.
Heraldik: Armaları inceler.
Sicillografi: Mühür bilimi,
Jeneloji: Soy kütüğü bilimi,
Toponimi: Yer adları bilimi
Antroponimi: İnsan Adları Bilimi
Onomastik: Ad bilimi
Sosyoloji: Toplumların özelliklerini ve yaşayışlarını inceler.
Filoloji: Diller ve diller arasındaki ilişkileri inceler.
Diplomatik: Devletlerin iç ve dış yazışmalarında kullandıkları belgeleri inceler.
Nümizmatik (Meskûkât): Geçmişte basılmış paraları inceler.
İstatistik: Belirli bir amaç için veri toplama, tablo ve grafiklerle özetleme, sonuçları yorumlama, özellikler arasındaki ilişkiyi araştırma bilimidir. İstatistiksel veriler tarihi bir olayın değerlendirilmesinde önemli bir yere sahiptir.
Ekoloji: Canlıların birbirleriyle ve çevreyle ilişkilerini inceler. Doğal dengedeki bozulmanın insan yaşamı, olayların oluşumu ve tarihin akışını nasıl etkilediği konusunda tarihe yardımcı olur.
TAKVİM ÇEVİRME
Takvim çevirmede bazı formüller kullanılır. Ancak yaklaşık sonuçlar verebilir. Günü gününe çevirmeler için cetvellerden yararlanılır (Faik Reşit Unat, Hicri Takvimleri Miladi Takvime Çevirme Kılavuzu, TTK Basımevi, Ankara, 1988 ).
1. Miladiden Hicriye Çevirme:
H= (M – 622) + (M – 622) / 33
Örnek:
2007 yılını Hicri yıla çeviriniz. Çözüm:
H=(2007–622) + (2007 – 622) / 33
H=1385 + 1385 / 33
H=1385 + 41,9 > 42
H= 1427
Not:
Gerçekte 2007 yılı, Hicri 1428 yılına karşılık gelmektedir.
2. Hicriden Miladiye Çevirme:
M= (H + 622) – H / 33
Örnek:
1428 hicri yılını miladi yıla çeviriniz. Çözüm:
M= (1428 + 622) – 1428 / 33
M= 2050 – 43
M= 2007
3. Miladiden Rumiye:
R= M– 584
4. Rumiden Miladiye:
M= R+ 584
1902 Miladi yılını Rumiye çeviriniz.
Çözüm:
1902–584=1328
1321 Rumi yılını Miladiye çeviriniz.
Çözüm:
• 1321+584=1902