Alm. Sabotage (f), Fr. Sabotage (m), İng. Sabotage.
Bir hizmetin, bir iş kurumunun normal işleyişine mâni olmaya veya bir tesisâtı, bir makinayı, tesisi kullanılmaz hâle getirmeye yönelmiş kasıtlı hareket ve davranış.
Askerî mânâda sabotaj:
Tahrip etmek, korku meydana getirmek, zayıflatmak, alıkoymak gibi netîceler elde etmek maksadıyla; özellikle idâre, istihsal ve ulaştırmanın çeşitli kilit noktalarına yönelmiş hareket ve teşebbüslerin bütünüdür.
Hukûkî mânâda sabotaj: Cezâ Kânunu’na sabotaj eylemleri 3038 sayılı kânunla girmiştir. Sabotaj suçları savaşta ve barışta işlenebilir. Sabotaj suçunun fâili Türk vatandaşı veya yabancı tabiiyetli olabilir. Sabotaj fiillerinin mağduru Türk Devletidir. Bu suçun işlendiği yerler fabrikalar, yollar, köprüler, depolar, hava alanları vb. askerî ve sınaî tesisler olabilir. Bunlardan herhangi birisinin tahribi veya kullanılmaz hâle getirilmesi suçun maddî unsurunu meydana getirir. Sabotaj suçunu işleyenlere sekiz yıldan az olmamak kaydıyla hapis cezâsı verilir. Sabotajı, Harp Hukûku kurallarına göre muharip kabul edilme şartlarını taşımadan, düşman hatları gerisinde veya civârında düşmanca maksatlarla yapan şahıslar harp esiri muâmelesi görmezler ve yargılanıp, îdam veya hapis cezâlarına mahkûm edilebilirler.
Sabote etmek:
Baltalamak. Bir hizmetin, bir iş kurumunun normal faaliyetine mâni olmak. Bir tesisâtı, makineyi veya tesisi tahrip etmek, kullanılmaz hâle getirmek.
Sabote, Fransızca “sabot”tan gelir. Sabot, Fransız çiftçilerinin giydiği tahtadan oyulma pabuçlara verilen isimdir.
Bu fiilin Alman İşgali veya Sanâyi Devrimi esnâsında işçilerin sabotlarla makinaları tahrip etmesinden çıktığı söylenmektedir.
Sabotajcı:
Bir sabotajı yapan, sabotajın fâili olan kişi. Bir işi baltalayan kimse.