Gitmişti makama arz-ı hal için
Bey dedi yutkundu eğdi başını
Bir azar yedi ki oldu o biçim
Şey dedi yutkundu eğdi başını
Kapıdan dört büklüm çıktı dışarı
Gözler çakmak çakmak benzi sapsarı
Bir baktı konağa alttan yukarı
Vay dedi yutkundu eğdi başını
Çekti ayakları kahveye vardı
Açtı tabakasın sigara sardı
Daldı neden sonra garsonu gördü
Çay dedi yutkundu eğdi başını
İçmedi masada unuttu çayı
Kalktı ki garsona vere parayı
Uzattı çakmağı ve sigarayı
Say dedi yutkundu eğdi başını
Döndü, gözlerinde bulgur bulgur yaş
Sandım can evime döktüler ateş
Sordum memleketin neresi gardaş
Köy dedi yutkundu eğdi başını
Yürüdü kör-topal çıktı şehirden
Ağzına küfürler doldu zehirden
Salladı dilini vazgeçti birden
Oy dedi yutkundu eğdi başını
Abdurrahim Karakoç