Lesson 1
hiking: yürüyüş yapma, arazide yürüyüş
bossaball: plaj futbolu ve voleybolunun ortak özelliklerine benzeyen kurallarla şişme bir trambolin üzerinde zıplanarak oynanan bir spor türü
zorbing: büyük bir balon topun içinde özel hazırlanmış hafif eğimli bir arazide yuvarlanmak suretiyle yapılan spor
mountain biking: dağ bisikleti sporu, dağda bisiklet sürme
snowshoeing: kar raketi yürüyüşü
snow tubing: kar tüpü üzerinde kayma
exciting: heyecan verici
interesting: ilginç, ilgi çekici
unusual: olağandışı, alışılmadık
trendy: son moda, modaya uygun
ridiculous: gülünç
boring: sıkıcı
Lesson 2:
bike/bicycle: bisiklet
mudguard: çamurluk
seat: koltuk, bisiklet selesi
handlebar: yönelteç, bisiklet gidonu
brake: fren
gear: vites
pedal: pedal, ayaklık
frame: bisiklet kasası, üst veya alt boru
chain: zincir
tire: lastik
brake lever: fren kolu, el freni
hang out with friends: arkadaşlarla vakit geçirmek, arkadaşlarla takılmak
fix: tamir etmek
cycle: bisiklet sürmek
Lesson 3
take the bus: otobüse binmek, otobüsle gitmek
drive to work: işe arabayla gitmek
early: erken
late: geç
every day: her gün
at noon: öğleyin
at night: geceleyin
at midnight: gece yarısı
in the morning: sabahleyin
in the afternoon: öğleden sonra
in the evening: akşamleyin
on weekends: hafta sonları
on weekdays: hafta içi günler
always: daima, her zaman
usually/generally: çoğunlukla, genellikle
often: sık sık, sıklıkla
sometimes: bazen
rarely: nadiren
hardly ever: neredeyse hiç
never: asla
work: çalışmak
walk: yürümek
study: ders çalışmak
ride: binmek, sürmek
Lesson 4
daily routine: günlük rutinler
get up: kalkmak
wake up: uyanmak
have a shower: duş almak
brush teeth: diş fırçalamak
have breakfast: kahvaltı yapmak
go to work: işe gitmek
do homework: ödev yapmak
leave school: okuldan ayrılmak
get home: eve varmak
rest: dinlenmek
have dinner: akşam yemeği yemek
listen to music: müzik dinlemek
watch TV: televizyon izlemek
go to bed: yatmak, yatmaya gitmek
sleep: uyumak
Lesson 5
types of music: müzik türleri
trendy: modaya uygun, son moda
energetic: enerjik
fun: eğlenceli
loud: yüksek sesli, gürültülü
boring: sıkıcı
unbearable: çekilmez, dayanılmaz
what kind of music…?: ne tür müzik…?
awesome: müthiş, harika
terrific: müthiş, çok güzel
impressive: etkileyici
think about: hakkında düşünmek
show: gösteri
singer: şarkıcı
prefer: tercih etmek
go shopping: alışverişe gitmek
go to the beach: plaja gitmek
read the news: haberleri okumak
watch the news: haberleri izlemek
be alone: yalnız olmak
Lesson 6
How often do you ….? = Ne sıklıkta ….yaparsınız?
every day: her gün
twice a day: günde iki defa
once a week: haftada bir kez
three times a week: haftada üç kere
once a month: ayda bir kez
leave your room untidy: odayı dağınık bırakmak
forget: unutmak
habit: alışkanlık
change: değişmek
lifestyle: yaşam tarzı