Barnabas incili - Ansiklopedik Bilgi

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı D®agon

  • Ezberletmez Öğretir
  • *******
  • Join Date: Mar 2008
  • Yer: Ankara
  • 11656
  • +524/-0
  • Cinsiyet: Bay
    • Arif Hocam
Barnabas incili - Ansiklopedik Bilgi
« : 17 Temmuz 2014, 17:58:14 »
Büyük bölümü Türkiye'de ki bir müzede gizlenen Barnabas incili, İslam dünyası için büyük önem taşıyor. Bu incilde peygamberimizin geleceği, özellikleri ve son peygamber oluşu anlatılıyor.


İçinde Hz.Muhammed’i haber veren ayetler olduğu için Müslümanların büyük ilgi gösterdiği Barnaba İncili’nin bugün basılı 2 nüshasının olduğu biliniyor. Hıristiyan kiliselerinin “apokrif” yani varlığını kabul ettiği ama içindeki bilgileri reddettiği Barnabas İncili, 1979’da önce Pakistan’da İngilizce olarak yayımlandı. Daha sonra İngilizce’den tercüme edilerek Türkçe basıldı.

Barnabas İncili’ni 1980’lerin ilk çeyreğinde Zafer dergisi gündeme getirmiş, Türkiye günlerce bu İncil’i konuşmuştu. Pakistan’da basılan Barnabas İncili, Avusturya’daki nüshadan yapılan bir baskının Amerikan Kongre Kütüphanesi’ndeki nüshasından tercüme edilmişti. Dünya bu İncil’in varlığından, ABD’deki nüshadan alınan mikrofilmlerle Pakistan’da yapılan baskıdan sonra haberdar olmuştu.

Barnabas incili, Matta, Markos, Luka ve Yuhanna incillerinden biraz farklıdır. İsa'nın kişiliği bu İncil'de Tanrı'nın oğlu şeklinden ziyade örnek insan modeli şeklindedir. Teslis inancına ters düşen bu incil, bugünkü teslis inancına sahip Hıristiyanlıkça kabul görmez.

Türk medyasında sık sık Barnabas İncili’ne vurgu yapılır. Hz. İsa'nın havarilerinden Barnabas'ın kaleme aldığı 'kayıp' İncil'in nerede olduğu tartışması bugünlerde yeniden alevlendi. Bazı araştırmacıların, Barnabas İncil'in 1983 yılında Uludere'de köylüler tarafından bulunduğu ve daha sonra Genelkurmay'da saklandığı yönündeki iddialarıyla ilgili açıklama yapan Genelkurmay Başkanlığı, 'Kayıtlarımızda herhangi bilgi veya belge yok' dedi
Ayrıca İran'da Devrim Muhafızları ile bağlantılı “Basij Press” sitesi, Türkiye’nin elinde bulunan “Barnabas İncili”nin Hıristiyanlık dinini çökerteceğini ileri sürdü.

İngiliz Daily Mail Gazetesi Barbaranas İncili'nin orijinalinin Ankara Adalet Sarayı'nda olduğunu öne sürerek adalet sarayının bir fotoğrafını paylaşırken, Türkiye'de incilin Genelkurmay Arşivi'nde olduğu öne sürülüyor.
Biz tartışmaları yetkililere bırakıp Barnabas İncili’nin mahiyeti hakkında biraz bilgi verelim ki, neden Hıristiyanlar tarafından da inkâr edildiği anlaşılsın.

Hıristiyan alemi niçin Asr-ı Saadet münafıklarına has olan bir inat ve gayretle bu İncil’i yok etmeye çalışıyorlar?
Barnabas aslen Kıbrıslı olup Yahudi bir ailenin oğludur. Asıl adı Joseph (Yusuf)dir. Barnabas ise teselli oğlu anlamında ona sonradan verilmiş bir lâkaptır. Barnabas’, İsâ’nın şakirtiydi, havarisiydi, yani zamanın çoğunu, mesajını yaydığı üç yıllık süre içinde bizzat İsa’nın yanında geçiren bir kişi tarafından “Barnabas İncil’i” yazılmış ve bugüne kadar gelmiş, bilinen tek İncil’dir. Kabul edilmiş dört İncil’in aksine, o İsa ile doğrudan teması olmuş ve öğretisini doğrudan İsa’dan almıştır.

Barnabas İncili içerik bakımından tahrif edilmesine rağmen Tevhid ve İslam akidesine çok yakın, ilahi hakikatlerin bir kısmını muhafaza eden ifadeler ve bilgiler içermektedir. Son peygamber Hz. Muhammed’den ismen bahsetmekte, kendisinden sonra açıkça onun geleceğini müjdelemektedir.
Bu İncil’de; her peygamber yalnız bir kavme Allah’ın işaretini götürmüş fakat Allah’ın Elçisi geleceği zaman, Allah ona kudret ve rahmetinin sonuymuş gibi verecek, o kadar ki, akidesini alacak olan tüm dünya kavimlerine rahmet ve selamet götürecektir, diyor ve kendisinin Mesih olmadığını, Benden önce yaratılmış ve benden sonra Mesih gelecek ve Allah dünyayı onun için yaratmıştır, onun ruhunu görenlere Allah peygamberlik verdiğinden, her peygamber gibi ben de onu gördüm ve ona saygı gösterdim, onu görünce, ruhum teselli ile doldu ve dedim:

“Ey Muhammed, Allah seninle olsun ve beni ayakkabının bağlarının bağlarını çözecek değerde kılsın, buna ermekle ben de büyük bir peygamber ve Allah’ın kutsal bir kulu olacağım,” sözleri ve daha Hz. Muhammed’i müjdeleyen birçok ifadeleri görüyoruz.

Ve yine; “ Fakat benim tesellim, hakkımdaki her batıl düşünceyi yok edecek ve dini tüm dünyaya yayılıp kontrolüne alacak olan ‘Elçi’nin gelmesindedir. Çünkü böyle vaad etmiştir Allah. İbrahim’e ve bana teselli veren, onun dininin sona ermeyecek ve tarafından el değmeden korunacak olmasıdır.
Kâhin karşılık verdi: “Allah’ın Elçisi” geldikten sonra daha başka peygamberler gelecek mi?”
İsa cevap verdi:

“Ondan sonra Allah tarafından gönderilen gerçek peygamberler gelmeyecek ama pek çok yalancı peygamber gelecek ki, buna üzülüyorum. Çünkü Şeytan, Allah’ın adaletli hükmüyle onları yerinden kaldıracak da, kendilerini, benim kitabımı bahane edinip gizlenecekler.”

Kâhin dedi ki:
“Mesih’e ne ad verilecek ve hangi işaretler onun gelişini ortaya koyacaktır?”
İsa cevap verdi: ” Mesih’in adı hayranlık uyandırır. Çünkü Allah ruhunu yaratıp da, göksel bir nur içine koyduğu zaman ona bu adı vermiştir. Allah; ‘Bekle Muhammed; çünkü senin uğruna cenneti, dünyayı ve yığınlarca yaratığı yaratacağım. İçlerinden seni Elçi yapacağım, öyle ki, kim seni kutsarsa kutsanacak, kim seni lanetlerse lanetlenecektir. Seni dünyaya göndereceğim zaman ‘Kurtuluş Elçim’ olarak göndereceğim. Senin sözün gerçek olacak. O kadar ki, gök ve yer düşecek, fakat senin dinin düşmeyecek, Muhammed O’nun kutlu adıdır, der.”

Bu ifadelerden de neden Hıristiyanlık âlemince bu İncil’in reddedildiği pek aşikâr anlaşılıyor, değil mi?
Ama, eninde sonunda Hıristiyanlık dünyası İslam akidesini kabul edecek ümidindeyiz.

bu İncil;  Hz. Âdem,  Hüküm Günü, cehennem, cennet, mümin-kafir ve Hz. Peygamber…vb meselelerle ilgili, ehl-i sünnet akidesine uygun ifadeleri ve ilahi hükümleri ihtiva ettiğinden dolayı; bugün Hıristiyan dünyasınca, ortadan kaldırılmaya çalışıldığı anlaşılıyor ki; Hz. Peygamber döneminde, bazı Hıristiyan din adamlarının, İsa’dan (a.s) sonra gelecek olan peygamberin evsaf ve eşkali kitaplarımızda yazılıdır, dedikleri, O Kitapları, şayet ‘Bu İncil’ değilse de buna benzer bir ‘Kitap’ olduğu anlaşılıyor.