Atardamar - Ansiklopedik Bilgi

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı D®agon

  • Ezberletmez Öğretir
  • *******
  • Join Date: Mar 2008
  • Yer: Ankara
  • 11656
  • +524/-0
  • Cinsiyet: Bay
    • Arif Hocam
Atardamar - Ansiklopedik Bilgi
« : 13 Mayıs 2014, 11:29:52 »
Alm. Arterie, Schlagadez, Fr. Artere, aorte, İng. Artery.
Kalpten pompalanan kanı, vücudun organ ve dokularına dağıtılan kan damarları.
Pulmoner arter ve umblikal arterler dışında oksijenlenmiş kanı taşırlar. kalpten vücuda taşıyan damar aort atardamarıdır. Çeperleri kalın ve esnektir. Tansiyonun en fazla olduğu damardır.



Dolaşım sistemi hayatın devam etmesi için son derece önemli bir sistemdir. Tam olarak hücrelere oksijen ve besin taşınması fonksyonun yanısıra, karbondioksit ve atık ürünlerin taşınması, pH düzeyinin düzenlenmesi ve plazma, protein ve immün sistem akışkanlınğının sağlanması gibi fonksyonlar da vardır. Gelişmiş ülkelerde, başlıca iki ölüm sebeplerinden biri miyokard infarktüs ve kardiyak arresttir.
Her ikiside damar sisteminin bozulması sonucu oluşan bir dururmudur.

Tarihi
Antik Yunanlılar arasında, arterler trakea ya bağlı olan ve dokulara hava taşıması sorlumlulğunda olan hava tutucular olarak düşünülüyordu. Bu arterlerin boş bulunması ölüm sebebiydi.

Ortaçağda, arterlerin "ruhani kan" veya " yaşamsal ruh" diye adlandırılan sıvı taşıdığı gözlemlenmiş ve venlerin içeriklerinden farklı olduğu düşünülmüştür. Bu teori Galen'e geri döndü Ortaçağın sonlarında, trakea ve ligamentler de "arter" olarak tanımlandı.

17. yüzyılda William Harvey dolaşım sisteminin modern konseptini, arter ve venlerin rolünü tanımladı ve basite indirgedi.

20. yüzyılın başlarında Alex Carrel ilk olarak vasküler dikiş tekniğini , anastomoz ve birçok hayvandaki başarılı organ transplantasyonunu tanımladı. Ve böylece, daha önce damarların kalıcı ligasyonu ile sınırlı olan modern vasküler cerrahiye yeni bir kapı aralardı.

Anatomi
Arterlerin anatomisi makroskopik anatomide, makroskopik seviyesinde ve mikroskop yardımıyla öğretilen mikroskopik olarak ayrılabilir.
Makroskopik Anatomi

İnsan vücudunun arter sistemi sistemik ve pulmoner olarak ayrılır.

Sistemik Arterler

Sistemik arterler oksijenlenmiş kanı kalpten vücüda taşıyan ve deoksijene kanı da kalbe taşıyan, kardiyovasküler sistemin bir parçasıdır.
Pulmoner Arterler

Pulmoner arterler, kardiyovasküler sistemin bir parçası olan, deoksijene kanı kalpten alan ve oksijenlenmiş kanı kalbe geri gönderen pulmoner dolaşımın arterlerindendendir.

Tunica externa olarak bilinen en dış katmanı bağdokudan oluşmuştur. Bu katmanın içi, düz kastan ve elsatik dokudan oluşan tunica media'dır. En içteki tabaka endotel hücrelerinden oluşmuştur. Kanın aktığı boşluğa lümen denir.

Arter Tipleri

Pulmoner Arterler

Pulmoner arterler vücuttan kalbe dönen kirli kanı oksijenlenmesi için akciğerlere taşıyan atardamarlardır.

Sistemik Arterler
Elestik rölatif bileşenlerine göre ve müsküler doku içinde olan tunica media yanı sıra büyüklüğü ve iç ve dış elastik lamina meydana getiren sistemik arterler müsküler ve elastik olarak iki alt kısma ayrılabilirler. Daha büyük arterler (10>mm çapında) genellikle elastiktir ve( 0,1–10 mm) den küçük olanlar kas yapısında olma eğilimindedirler. Sistemik arterler kanı besin alışverişi ve gaz değişimi için arteriollere ve sonra da kaplliere gönderir.

Aort
Aort temel sistemik arterdir. Valf kapağ üzerinde kalbin sol ventrikülünden direk olarak kanı alır. Sırayla aortun dallarının ve arterlerin dallarının çapları ard arda arteriollere dogru küçülür. Aortun ilk kalpalı dalları, kalp kası için kan sağlayan koroner arterlerdir. Bu aortik ark, yani brakiyosefalik arter, sol karotis ve sol subklavyen arterlerin kapalı dalları tarafından takip edilmektedir.

Arterioller
Arterioller arterlerin en küçük birimidir. Kalp kasının duvarındaki değişken kasılmayla kan basıncının ayarlanmasına yardımcı olurlar ve kanı kapillere taşırlar.

Kapiller
Kapiller dolaşım sisteminde değişimin olduğu önemli yerlerden biridir. Kapiller, gaz, şeker ve diğer besin çevre dokulara hızlı ve kolay difüzyon yardım etmek için küçük tek hücre çapındadırlar.

Kapillerin Fonksyonu
Kapillerin etrafında düz kas yoktur ve çaplar kırmızı kan hücrelerin çaplarından daha dardır. Bir kırmızı kan hücresi yaklaşık 7 mikrometre çapındadır ve kapiller ise sadece 5 mikrometere çapındadırlar. Bu yüzden kırmızı kan hücreleri kapillerden geçebilmeleri için bükülmek zorundadırlar.

Bu kapillerin küçük çapları, gaz ve besin değişimi için daha büyük yüzey alanı sağlar.
Kapiller Ne Yapar

    Akciğerde, oksijen karbondioksit değişimi
    Dokularda, oksijen, karbondioksit, besin ve atık ürün değişimi
    Böbreklerde, atıkların atılması ve geri emilim
    Barsaklarda, besin emilimi, atık ürün atılımı

Pataloji

Kan Basıncı
Sistemik arter basıncı, kalbin sol ventrikülünün kuvvetli kasılmasıyla elde edilir. (Bkz. Kan basıncı)

Sağlıklı dinlenme durumundaki kan basıncı genellikle düşüktür. Bunun anlamı sistemik basınç genellikle 100mmHg'nin altındadır.

Atmosfer basıncına dayanmak ve adabte olmak için, arterler çeşitli kalınlıktaki düz kaslarla çevrelenmişlerdir. Bu kaslar uzayan elastik yapıda ve elastik olmayan bağ dokusuya çevrelenmşitir.

Atım basıncı, yani Sistolik ve Diyastolik basınç arasındaki fark, öncelikle, her kalp atışı, atım hacmi, karşı hacmi ve büyük arterlerin elastikiyetini tarafından çıkarılır ve kan miktarı tarafından belirlenir.

Zamanla, yüksek arteryel kan şekeri (Diabetes Mellitus), lipoprotein kolesterol ve basıncı, sigara kullanımı, ve diğer faktörler,, endotel ve damar duvarları bozulmasına yol açıyor ve ateroskleroza sebep oluyor.
Aterom

Arter duvarındaki bir aterom ya da plak, lipit (kolesterol ve yağ asitleri), kalsiyum ve değişken miktarda lifli bağ dokusu içeren hücre enkazlarının aşırı dercede birikmesidir.

Atardamarlar, dolaşım sisteminin başlıca elemanlarındandır. İnsanlarda dolaşım sistemi, bir büyük bir de küçük dolaşım olmak üzere  iki kısımda mütalaa edilir.

Büyük dolaşım sistemi, temizlenmiş kanı çeşitli organ ve dokulara götürür; kirlenmiş kanı tekrar kalbe getirir. Küçük dolaşım sistemi ise, kalbe gelen kirli kanı akciğere götürüp, orada temizlenen kanı kalbe getirmektedir. Kalb her iki dolaşım sistemi için pompa vazifesi görür.

Kalbin sağ karıncığından akciğerlere, sol karıncığından da vücudun diğer bölgelerine ve organlarına kan götüren damarlara atardamar, aynı yerlerden ters yönde ve kalbin sağ ve sol kulakçığına kan getiren damarlara ise toplardamar denir. Büyük dolaşım sisteminde, dokularda atardamarlar ile toplardamarlar arasında, kılcal damarlar denilen gözle görülemeyecek incelikte damarlar bulunur. Kan ile doku arasındaki madde alış verişi kılcal damarlar bölgesinde olur.

Büyük dolaşım sisteminin en büyük atardamarı Aort atardamarı (yani ana atardamardır). Aort, kalbin sol karıncığından çıkar. Küçük dolaşım sisteminin en büyük atardamarı ise akciğer atardamarıdır. Akciğer atardamarı kalbin sağ karıncığından çıkar.

Atardamarlar genellikle vücudun derin kısımlarında bulunurlar. Bu yaradılış özelliği, insanı birçok kazada kan kaybından korumaktadır. Çünkü, atardamarlarda kan basıncı yüksek olduğundan yaralanmalarda tazyikli, yani fışkırır tarzda kan akar, dolayısıyla zor pıhtılaşma olur. Pıhtılaşmanın kolay olması için kanın durgun olması mühim bir faktördür. Genel tababette ölçülen (tansiyon yükselmesi, düşmesi vs. olarak nitelendirilen)  kan basıncı da atardamar basıncıdır. Aorttaki basınç ince atardamarlardakinden daha fazladır. En büyük atardamarlarda kapakçıklar vardır. Atardamarlar, gevşeyip kasılma kabiliyetindeki düz kaslardan yapılıdır. Kesilen bir atardamardan akan kan, parlak kırmızı renktedir ve kalbin her atımına uyarak kesik kesik akar. Toplardamarlar ise deriye yakın yerlerden seyreder. Kesilen toplardamardan akan kan, koyu kırmızı renkte olup, akışı devamlılık gösterir.

Bütün dillerde atardamarlara, bulunduğu bölge ve organa göre isim verilmiştir. İstisnai olarak bazı atardamarların devamına, sanki başka bir atardamarmış gibi isim verildiği de olmuştur.