Alm. Abkommen (n), Fr. Traité, İng. Treaty, Agreement.
Pakt, antlaşma. Milletlarası ve devletler hukukunda yapılan sözleşme; pakt.
“Anlaşma” ifadesi ise daha çok bir iç hukuk deyimi olarak kullanılır.
Antlaşmalar, politik alandaki önemli meselelerin halli için yapılır.
Antlaşma, iki ya da daha çok devleti bağlayıcı nitelikteki anlaşmalara denir.
Yapılış şekline göre; “Barış antlaşması”, “Dostluk ve işbirliği antlaşması”, “İttifak antlaşması” gibi isimler alırlar.
Antlaşmaların ve anlaşmaların yapılması, muhtevası ve bunların tasdiki her ülkenin kendi hukuk düzenine göre değişik şekillerde işlemler görür. Türkiye’de “Milletlerarası münasebetlerin yürütülmesi ve koordinasyonu” hakkındaki kanunla, milletlerarası ilişki, müzakere ve imza yetkisi tesbit edilmiştir. Bu husus anayasada da yer almaktadır. Türkiye Cumhuriyeti adına yabancı devletlerle ve milletlerarası toplantılarda yapılacak antlaşmaların onaylanması, TBMM’nin kabul edeceği bir kanunla olur. Usulüne göre yürürlüğe konulan milletlerarası antlaşmalar kanun hükmündedir. Bunlar aleyhine Anayasa Mahkemesinde dava açılamaz.
Antlaşmaların metninde, maddelere geçilmeden önce “dibace” denilen bir giriş kısmı bulunur. Bu bölümde anafikir ve antlaşmanın niteliği açıklanır. Daha sonra, maddeler ayrıntıları ile belirtilmek suretiyle yer alır. Maddelerden sonra son hükümler bulunur ki, burada antlaşmaların nasıl yürürlüğe gireceği, imzalı nüshaların nerede saklanacağı, hangi lisanların geçerli olduğu gibi hususlar belirtilir.
Antlaşmalara ek olarak protokoller de yapılabilir. Protokollerde antlaşmanın ihtiva ettiği alanda ve konularda başka ilave hususlar yer alır
Eski dilde antlaşmalara muâhede de denirdi. Lozan muahedesi gibi. Modern diplomaside antlaşma terimi, özel önemi olan uluslararası anlaşmalar için kullanılır. Daha öz önemli anlaşmalara ise, sözleşme, düzenleme, protokol, senet ve anlaşma gibi adlar verilir. Günümüzde antlaşmayla sonuçlanan görüşmeler, Birleşmiş Milletler gibi uluslararası kuruluşların gözetiminde yürütülmektedir.
Devletler arasındaki antlaşmanın geçmişi üç bin yıl öncesine kadar gitmektedir. Buna karşın antlaşmaların yapılış biçimleri neredeyse aynı kalmıştır. Antlaşma, taraflar arasında görüşmeler ve varılan uzlaşma sonucunda imzalanır. Her ülke bir onay belgesi imzalar ve sonra bu belgeler taraflar arasında değiş tokuş edilir. Böylece her ülkenin elinde, antlaşmayı imzalayan diğer ülkenin ya da ülkelerin onay belgesi bulunur.
Antlaşmalar çeşitli nedenlerle son erebilir. Antlaşma hükümlerini taraflardan birinin ihlal etmesi antlaşmayı yürürlükten kaldırır. Bu durumda yeni bir antlaşma yapılabilir, ülkelerden biri yeni antlaşmaya katılmayabilir. Bir antlaşma, taraf ülkeler arasında savaş çıktığında yürürlükten kalkmış sayılır. Antlaşmanın süresinin dolması da antlaşmayı sona erdiren nedenlerden biri olabilir.
20. yüzyılda önemli antlaşmalar yapılmıştır. Bunların çoğu ya savaş sonrasında imzalanan barış antlaşmaları ya da uluslararası kuruluşların kuruluş antlaşmalarıdır. Bunların başlıcaları şunlardır: I. Dünya Savaşı'nın (1914-18) ardından imzalanan 1919 Versailles Antlaşması; Kurtuluş Savaşı’ndan sonra 24 Temmuz 1923'te Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti ile İtilaf Devletleri arasında imzalanan Lozan Antlaşması; II. Dünya Savaşı'ndan (1939-45) sonra, Birleşmiş Milletler'in amaçlarını belirleyen Birleşmiş Milletler Sözleşmesi; 1949'da ABD ile 12 Batı Avrupa devleti arasındaki, Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü'ne (NATO) ilişkin antlaşma.
1957’de imzalanan Roma Antlaşması, bugünkü Avrupa Birliği’nin temelini oluşturdu. Nükleer kirlenmenin önüne geçebilmek için 1967'de bir antlaşma imzalandı ve bu antlaşmayla atmosferde, deniz altında ve uzayda nükleer denemelerin yapılması yasaklandı. 1959'da uluslararası bir antlaşmayla Antarktika yalnızca barışçı bilimsel amaçlarla kullanılabilecek uluslararası bölge ilan edildi. Bu antlaşmanın ardından, uzay araştırmalarının yalnızca barışçı amaçlarla yürütülmesi gerektiğini savunan yeni bir antlaşma yapıldı..