Alm. Grundgesetz (n), Konstitution (f), Fr. Constitution, İng. Constitution.
Devletin esas kuruluşunu, devletin kişilerle ve kişilerin birbirleriyle olan münasebetlerindeki temel hak ve hürriyetlerini belirten, tanınan bu hak ve hürriyetlerinin kısıtlanmasını engelleyecek yasama ve yargı sistemini kuran temel kanun. Anayasaya aykırı kanun çıkarılamaz ve hiç bir kimse ve organ, kaynağını anayasadan almayan bir devlet yetkisi kullanamaz.
Fransızca “constitution” (konstitüsyon) kelimesinin karşılığı olarak günümüz Türkçesinde “anayasa” kelimesi kullanılır. Türkçe'de bu kelimeye karşılık, Osmanlı döneminde “kanun-u esasi”, Cumhuriyet Dönemi ilk yıllarında “teşkilat-ı esasiye kanunu” kullanılmıştır.
Anayasada umumiyetle devletin temel siyasi ve idari organizasyonu ile vatandaşların temel hak ve hürriyetleri, devlete karşı vazife ve mükellefiyetleri tesbit edilir. Birçok ülkede anayasa bu maksatla teşkil edilmiş kurum (Kurucu Meclis) tarafından hazırlanmıştır. Anayasanın bazı maddelerinin değiştirilemeyeceği anayasa hükmü olarak yer almıştır.
Anayasının çeşitli hükümleri arasında çok geçen ve varlığı özellikle belirtilen kuruluşlara “Anayasal Kuruluşlar”; Anayasanın bütün hükümlerinin normal biçimde işlemesine “Anayasal düzen”; çıkan kanunların ve yöneticilerin icraatlarının anayasaya uygun olmasına “Anayasa’nın üstünlüğü”; anayasanın vatandaşlara tanıdığı temel haklara ise “Anayasal haklar” denir.
Avrupa’da ilk yazılı Anayasa 1628 yılında İngiltere’de hazırlanmıştır. Türkiye’de ise ilk yazılı Anayasa rejiminin temeli; 1808 Sened-i İttifak, 1839 Gülhane Hatt-ı Humayunu ve 1856 Islahat Fermanı ile atılmıştır. İlk yazılı Anayasa 1293 Kanun-i Esasisi adı altında Midhat Paşa ve aynı düşüncede olanların gayret ve çalışmaları ile 23 Aralık 1876’da Sultan İkinci Abdülhamid Han tarafından ilan edilmiştir. Yeni Anayasa, padişah tarafından tayin edilen Ayan üyeleri ile seçimle gelen meb’uslardan kurulu iki meclisli bir parlamento meydana getirmiştir. Meclis-i Ayan ve Meclis-i Meb’usandan oluşan meclise, “Meclis-i Umumi” adı verilmiştir.
O zamanki parlamentoda Meb’usların % 40’ı Türk’tü. Türk olmayanların çoğu ise Osmanlı Devletini parçalamak için açıktan faaliyet gösteriyorlardı. Meb’uslar arasındaki derin anlaşmazlık ve Osmanlı Devletini bölme ve yıkma faaliyetlerinin tehlikeli bir noktaya gelmesi üzerine, 1877 Şubat başında Padişah, Anayasa’da yer alan bir maddeye dayanarak meclisi tatil etti. Böylece Anayasa’yı yürürlükten kaldırmış oldu.
Hareket Ordusunun İstanbul’a gelmesi ve İttihat Terakkici’lerin iktidarı ele geçirmeleri üzerine 23 Temmuz 1908’de Anayasa yeniden yürürlüğe kondu. 1908’de faaliyete geçen meclis, Osmanlı Devletinin bölünmesini ve yıkılışını önleyemedi. Hatta daha da hızlandırdı.
Sultan İkinci Abdülhamid Han, yaklaşan Birinci Dünya Harbinde tarafsız kalarak, harbin sonunda güçsüz kalan taraflardan kaybedilen Osmanlı topraklarının bir kısmını yeniden ele geçirmeyi devletin temel politikası yapmıştı.
1908’de zorla iktidar olan İttihat ve Terakki ise, Almanya’nın galip geleceğine inanarak emr-i vakiler ile savaşa sokarak Osmanlı Devletinin yıkılmasına sebep oldu.
İngiliz ve Fransız kuvvetlerinin İstanbul’u 16 Mart 1920’de işgali üzerine, ikinci Osmanlı Meclisi 18 Mart 1920’de tatil kararı aldı. 11 Nisan 1920 günü Sultan Vahideddin Han meclisi fesh etti. 23 Nisan 1920’de Ankara’da çalışmalarına başlayan Türkiye Büyük Millet Meclisi, bir Anayasa’nın hazırlanması çalışmalarına hemen başladı. Temsili rejimin bir uygulama şekli olan “Meclis Hükümeti” sistemini getiren 24 maddelik bir Anayasa kabul edildi. Bu Anayasa, 1921 Teşkilat-ı Esasiye Kanunu’dur.
İstiklal Harbi’nin kazanılmasından sonra, devletin kuruluşunu ilgilendiren temel değişikliklerin olmasından dolayı yeni bir Anayasa hazırlandı. 24 Mayıs 1924’te Resmi Gazete’de neşredilerek yürürlüğe giren bu Anayasa 105 maddeden ibaret olup, tek meclisli parlamento getirdi. Silahlı Kuvvetlerin 27 Mayıs 1960 günü yönetimi ele almasına kadar bu Anayasa yürürlükte kaldı. Bu zaman zarfında esasa ve şekle ait bazı değişiklikler yapıldı.
27 Mayıs 1960’ta işbaşına geçen Milli Birlik Komitesi TBMM’ni feshetti. 6 Aralık 1960 günü seçilen “Kurucu Meclis”, 27 Mayıs 1961’de yeni Anayasa’yı kabul ederek, 9 Temmuz 1961’de halk oyuna sundu. 6 milyon 348 bin 191 evet oyu (% 61.50) ile kabul edildi. Hayır diyenler ise 3 milyon 934 bin 370 idi (% 38.50). Yeni Anayasa, 3 Temmuz 1961 günü 344 sayılı kanun olarak Resmi Gazete’de neşredilip yürürlüğe girdi. Bir başlangıç, 157 madde ve 11 geçici maddesi bulunan ve iki meclisli bir parlamento getiren Anayasa’daki ilk değişiklik 8 sene sonra 6 Kasım 1969’da yapıldı. 1961 Anayasasında en önemli geniş değişiklikler 12 Mart 1971 muhtırasından sonra oldu. 10 yıllık uygulamanın ışığı altında 11, 15, 19, 22, 26, 29, 30, 32, 38, 46, 60, 64, 89, 111, 114, 119, 120, 121, 124, 127, 134, 137, 138, 139, 140, 141, 142, 143, 144, 145, 147, 149, 151 ve 152. maddeleri olmak üzere 35 maddesi değiştirildi. 12 Eylül 1980’de Türk Silahlı Kuvvetlerinin idareye el koymasından sonra, bazı istisnai maddelerle yeni Anayasa’nın 7 Kasım 1982 tarihinde kabulüne kadar yürürlükte kalmıştır.
1982 Anayasası “Danışma Meclisi” ve “Milli Güvenlik Konseyi”nce hazırlandı. 7 Kasım 1982 günü halk oyuna sunuldu. 1.626.431 “red” oyuna karşılık (% 8.63), 17.215.559 “Evet” oyu ile (% 91.37) kabul edilmiştir. Başlangıç, 177 madde ve 16 geçici maddeden ibarettir. Anayasa’nın genel esasları, 1. kısımda, 1-11 maddelerinde belirtilmiştir. Üçüncü kısım, Cumhuriyetin temel organlarını ve çalışma esaslarını tesbit etmektedir. Dördüncü kısım, mali ve ekonomik hükümlerdir. Beşinci kısım, çeşitli hükümler, altıncı kısım geçici maddelerdir; yedinci kısım ise son hükümlerdir.
Anayasa’nın 146-153. maddelerinde belirtilen “Anayasa Mahkemesi”; çıkarılacak kanun, kanun hükmünde kararname ve TBMM iç tüzüğünü Anayasa’ya şekil ve esas bakımından uygunluğunu denetler.
1982 Anayasası’nda Cumhuriyet Senatosu kaldırılmıştır. 143. madde ile de Devlet Güvenlik Mahkemeleri kurulmuştur.
Anayasa Yapma Usulleri
Monokratik Usuller
- Ferman
- Misak
Demokratik Usuller
- Kurucu Meclis
- Kurucu Referandum
Anayasa Çeşitleri
Bazı ülkelerde yazılı, bazılarında ise yazısız genel kabul görmüş uygulamalar şeklindedir. Türkiye'nin de aralarında bulunduğu çoğu ülkede anayasa, yazılı ve bütünsel bir belgedir. Bu tip ülkeler "şekli" anlamda anayasaya sahiplerdir. Oysa İngiltere'de yazılı bir anayasa yoktur. Buna ise "teamüli anayasa" denmektedir. Bu ülkede temel kurumların işleyişi yüzlerce yıllık geleneklere, yasalara ve belgelere göre düzenlenir.
"Anayasalı devlet" ve "anayasal devlet" ayrımına gitmek gereklidir. Bu ayrımda ise şekli anlamda bir anayasası olan devlet bu belgede modern anayasanın gereklerini yerine getirmiyorsa yani devletin temel kurumlarının nasıl işleyeceği muğlak ve daha da önemlisi kişi temel hak ve özgürlükleri tam anlamıyla güvence altında değilse devlet anayasal bir devlet sayılmamakta sadece anayasa sahibi bir devlet anlamına gelen "anayasalı devlet" sıfatını almaktadır. Buna karşın ister teamüli ister şekli anayasa sahibi olsun eğer bir devlet temel hak ve özgürlükleri güvence altına almış ise bu devlet anayasal sayılmaktadır.
Son ayrım ise "çerçeve anayasa" ile "düzenleyici anayasa" ayrımıdır.
Eğer anayasa normlarında devletin temel yapılanması hakkında ayrıntılı bilgilere giriliyor ve düzenlemeler yapılıyorsa bu düzenleyici anayasadır.
Anayasa normları sadece devletin temel yapılanmasını çiziyor ve düzenlemeyi kanunlara bırakıyorsa bu ise çerçeve anayasadır.
Yazılı anayasa
Yetkili organ tarafından yapılmış ve bir anayasada yer alması gereken kuralları içeren temel belgedir. (Örn: T.C. 1982 Anayasası)
Geleneksel anayasa
Yazılı olmayan, sürekli uygulama sonucu ortaya çıkan anayasadır. (Örn: İngiltere)
Bir devletin geleneksel anayasasının olması, anayasa alanında ortaya çıkan hiç yazılı belge olmadığı anlamına gelmez.
Bir görüşe göre töreler de bu kapsama girer
Yumuşak anayasa
Maddelerinin değiştirilme usullerinin herhangi bir kanunun değiştirilme usulünden farklı olmadığı anayasalardır. Türk Anayasa tarihindeki tek yumuşak anayasası, 1921 anayasasıdır.
Katı (Sert) anayasa
Bu anayasalar için özel, değiştirilmesi zor yöntemler benimsenmiştir.
Bir anayasanın 'sert' olduğunu gösteren özellikler:
Değiştirilemeyecek maddeler içermesi (Örn: T.C. 1982 Anayasası)
Değiştirilmesi için özel (nitelikli) çoğunluk aranması (3/5, 2/3 gibi)
Halkoylaması usulüne yer vermesi
Çerçeve anayasa
Kısa ve öz hükümlerden oluşur. Soyut mahiyettedir. Genel bir çerçeve çizer ve içinin doldurulmasını yasama organına bırakır. Bu anayasayı kabul eden ülkelerde demokrasi köklüdür. Örneğin; 1787 Amerikan Anayasası çerçeve bir anayasadır. Toplam 7 maddeden oluşur ve 27 kez değiştirilmiştir.
Kazuistik anayasa
Uzun ve ayrıntılı kurallardan oluşan, kesin hükümlerin belirlendiği anayasadır (Örn.: T.C. 1982 Anayasası)