« : 25 Eylül 2008, 23:58:36 »
Oturmak ve düşünmek o zamanları… Nasıldı acaba? Peygamber efendimiz ile aynı mescidde olmak O’nun ağzından Allah kelamı dinlemek nasıl bir duyguydu… O zaman dan bu zaman’a çok şey değişti evet ama değişmeyen bir şey var ki O’nu kainat yansa yok edemez değiştiremezler O Kur’an dır… Allah kelamıdır… Hafızların beyninde hece hece harf harf yazılan, yazdırılan kelamdır…
Şimdi şuradan çıksa gelse Efendimiz nasıl da utanırız değilmi bu halimizle… Giydiklerimiz ile, söylediklerimiz ile O örnek alınası Resul bizi bu halimiz ile görse ne yapardı acaba? Örnek alınan o kadar boş İnsan yerine O gül yüzlü Efendiyi örnek alsak hem bu fanii dünya hayatı hemde O Bakii, Zamandan Munezzeh, O Nur aleminin kapılarını açmış olacağız…. Olamıyoruz efendim olamıyoruz… Ama Ümitsizlik haram!
Ümidim var ha la
O’na kul olmaya…
Ve Resulune Ümmet olmaya…
O Gül..
O Nur..
O Kimsesizlerin kimsesi..
O Efendi…
O Atılan taşa gül uzatan
O Örnek
O Tek
Muhammed Sallalla Hu Aleyhi ve Sellem
Sen, fikir kadar güzel;
Ve tek, birden daha tek!
Itrını süzmüş ezel;
Bal sensin, varlık petek…
Sensin ölüme hisar;
Bâkisi hep inkisar…
Sar bizi, çepçevre sar,
Rahmet rüzgârı etek!..
Fazıl….
alıntı....