Alm. Quecksilber (n), Fr. Mercure (m), İng. Mercury, quicksilver.
Kimyâda Hg sembolü ile gösterilen, metalik parlaklığa sâhip, oda sıcaklığında sıvı hâlde bulunan bir element.
Özellikleri:Cıvanın atom numarası 80, atom ağırlığı 200.59, donma noktası -38.84°C, kaynama noktası 356.95°C ve yoğunluğu 13.546 g/cm3 (20°C)’tür. Fazla uçucu olmamakla berâber, (buhar basıncı 25°C’de 0.0018 mm Hg)buharı çok zehirlidir. Uzun zaman cıva ile temas etmek kronik zehirlenmeye sebeb olur. Bunun sonucu iştahsızlık, salya çoğalması, böbrek tahribatı, sinir bozukluğu ve kansızlık gibi hastalıklar meydana gelir. Elektrik iletkenliği azdır.
Elementlerin peryodik cetvelinde 2B grubundadır. Yedi tâne kararlı izotopu vardır. İzotoplarının atom ağırlığı 196 ile 204 arasındadır. İzotoplar içinde, yüzde olarak en çok 202 izotopu mevcuttur. Oksidasyon sayısı (+1) ve (+2) dir. Sıvı hâlde genleşmesi büyüktür. Bu yüzden termometrede kullanılır. Yüzey gerilimi oldukça yüksek olduğundan camı ıslatmaz. Saf cıva, âdi sıcaklıkta, oksijenden, karbondioksitten ve amonyaktan müteessir olmaz. Yüksek sıcaklıkta cıva oksit (HgO) hâline geçer. Fakat 500°C’de tekrar cıva ve oksijen hâline döner. Kükürt ve halojenler cıva ile reaksiyon verir. Cıvaya nitrat asidi ve derişik sülfat asidi etki eder. Hidroklorik asit az etki eder. Cıvanın kimyâsal ve fiziksel özelliklerinden dolayı fen adamları cıva üzerinde uzun çalışmalarda bulunmuşlardır. İlim adamı Edison da bu madde üzerinde pekçok çalışmalar yapmıştır. Edison’un cıva hakkındaki görüşünü mesâî arkadaşı Martin Andre şöyle nakletmektedir:
Bir gün laboratuvara girince, Edison’un kendinden geçmiş çok dalgın bir halde hiç kımıldamadan elinde tuttuğu bir kaba baktığını gördüm. Yüzünde büyük bir hayret, hürmet, takdir ve tâzim ifâdesi vardı. Yanına tam yaklaşıncaya kadar, geldiğimin bile farkına varmadı. Sonra beni yanında görünce, elindeki kabı bana gösterdi. Kap, cıva ile doluydu. Bana; “Şuna bak!” dedi. “Bu ne muazzam bir eserdir. Sen cıvanın hârikulâde bir şey olduğuna inanır mısın?” Ben; “Cıva hakîkaten hayrete değer bir maddedir.” diye cevap verdim Edison konuşurken sesi titriyordu. Bana; “Ben cıvaya bakınca, bunu yaratanın büyüklüğüne hayran oluyorum. Buna ne türlü hassalar vermiş?Bunları düşündükçe aklım başımdan gidiyor!” diye mırıldandı.
Sonra tekrar bana döndü:
“Dünyâdaki bütün insanlar bana hayrandır. Benim yaptığım birçok keşifleri, birçok yeni buluşları birer hârika, birer başarı sayıyorlar. Beni insanüstü bir varlık gibi görmek istiyorlar. Halbuki ne büyük yanlış. Ben, beş para bile etmeyen bir bulucuyum. Benim buluşlarım esâsen dünyâda bulunan, fakat o zamâna kadar insanların göremedikleri büyük hârikaların ancak ufacık bir kısmını meydana çıkarmaktan ibârettir. Bunu ben yaptım, diyen bir insan ancak en büyük yalancı, en büyük budaladır. İnsan, elinden hiçbir şey gelmeyen âciz bir yaratıktır. İnsan ancak bir parça konuşabilen, biraz düşünebilen bir mahluktur. İyi düşünse, azâmete kapılmaz, aksine ne kadar boş olduğunun farkına varır. İşte ben de, bunları düşündükçe ne kadar kudretsiz, ne kadar âciz, ne kadar zayıf bir yaratık olduğumu anlıyorum. Ben mucidim (îcâd edenim) ha!.. Asıl mûcid, asıl dâhi, asıl yaratıcı işte O’dur. Allah’tır...” dedi.
Bulunuşu: Cıva tabiatta serbest hâlde bulunur. Önemli minerali kırmızı renkli olan zencefre (HgS) veya sınnabardır. Ayrıca gümüş ve altın ile malgama hâlinde bulunur. Diğer minerali ise livingstonit (HgS.Sb2S3)tir.
Elde edilişi: Zencefrenin 600°C’de kavrulmasıyla elde edilir:
2HgS+3O2® 2 HgO+2SO2
2HgO ® 2Hg+O2
destilasyon ile cıvâ saflaştırılır.
Alaşımları: Cıvanın diğer metaller ile verdiği alaşımlara “amalgama” veya “malgama” denir. Hazır bulunmaz ve kullanılacağı zaman hemen hazırlanır. En çok kullanılan amalgamaları sodyum, çinko, altın, gümüş ve kurşun ile olanlarıdır. Dişçilikte dolgu olarak kullanılan malgama kalay, bakır, çinko ve gümüş ile olandır.
Bileşikleri: Cıvanın, cıva -1- ve cıva -2- bileşikleri vardır. Cıva -2-bileşikleri, kolaylıkla cıva -1-’e ve hattâ elementel civaya indirgenebildikleri için saf olarak elde edilemez. Cıva tuzları kompleks teşkil etmeye yatkındırlar. Suda çözündükleri zaman hidroliz olurlar. Bileşiklerin çoğu organik çözücülerde çözünürler. Bütün cıva bileşikleri şiddetli zehirdir. Cıva bileşikleri genellikle ısıtılınca uçarlar ve bozulurlar. Kolaylıkla saf hâlde elde edilemezler.
Kullanılışı: Zirâat ve sanâyide mantar öldürücü olarak sürekli olarak kullanılabilmektedir. Cıva, cıva bataryalarında Weston pillerinde, elektrikli cihazlarda, barometrede, termometrede, diğer kontrol âletlerinde ve amalgama olarak kullanılır. Cıva buhar lâmbaları mor ötesi ışın bakımından zengindir. Yüksek vakum elde etmek için diffüzyon pompalarında kullanıldığı gibi cıva buharlı lambalar caddeleri ve büyük alanları aydınlatmada kullanılır.