Osmanlı Devletinde sarayın büyük memurlarından ve pâdişahların hizmetlerinde bulunanlardan birine verilen ad.
Çuhadan yapılmış bir elbise giydikleri için bu adla anılmışlardır. Bulundukları mevkilere göre yetkileri değişmekteydi. Sultan Çelebi Mehmed zamânında kurulan çuhadarlık, saraydaki mühim memuriyetlerdendi.
Çuhadar ağa ünvânına sâhib olan kimse, pâdişâhın hizmetinde bulunup, ona en yakın dört ağadan biri olurdu. Hasodabaşı ve silâhdar ağadan sonra üçüncü derecede önem taşırdı. Çuhadar ağa olan, ata binerek hünkârın gerisinde gider ve pâdişâhın yağmurluğunu taşırdı. Hükümdârın kaftan ve kürklerine bakmak da bunun vazîfesiydi.
Ayrıca pâdişâhın bayramda câmiye gidişlerinde ve merâsimlerde halka para saçardı. Çuhadar ağanın maiyetinde hizmetlisi olarak iki lalası, aşağı koğuşlardan birer kullukçu ve birer zülüflü baltacılarıyla ikişer sofalı, birer heybeci ve ikişer yedekçileri bulunurdu. Çuhadar terfî ederse, silâhdar olurdu. Şâyet saraydan dışarı hükûmet hizmetlerinden birine çıkarılacak olursa, kendisine beylerbeylik veya vezirlik verilirdi.