Yaşanmış olay...

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı RABİA

  • ****
  • Join Date: Nis 2008
  • Yer: Gaziantep/islahiye
  • 415
  • +71/-0
  • Cinsiyet: Bayan
  • rabia
Yaşanmış olay...
« : 14 Ağustos 2008, 08:55:46 »
Bu olay Kayseri'nin Bünyan ilçesi'nde yasanmistir. Olay Alfred Hitchcock'un meshur korku filmlerini bile çok gerilerde birakacak kadar tüyler ürpertici. Gece bindiginiz otomobilde direksiyonda kimse yoksa ne yapardiniz? Kendisi Bünyan'li olmayan, politikayla ugrasmis ve halen Kayseri'de yasayan isadami, Bünyan sinirinda, Kayseri Malatya kara yolu üzerinde, bir benzin istasyonuna girer. Lokantaya oturur ve orada kalabalik toplulukla birlikte bir ufak raki içer.

Yürüyüs mesafesindeki Bünyan'a gitmek için, lokantadan çikar. Ancak disarisi hem zifiri karanlik hem de korkunç bir kar-tipi firtinasi baslamistir. Benzin istasyonuna yaklasik 300 metre mesafedeki,Bünyan'a dönüs yolu kenarina varir. Oradan geçen bir arabaya binip, Bünyan'a ulasma derdindedir.

Firtina daha da siddetlenir. Adam bir-kaç adim ötesini bile görememektedir. Gelip-geçen bir araba da yoktur. Nihayet karanliklar içerisinde, hayalet gibi yavas yavas yaklasan bir arabanin iki farini fark eder. Arabanin, tam önünde yavaslamasiyla birlikte hemen arka kapiyi açar ve arabaya biner.

Kapiyi kapatir, araba yeniden hareket eder. İçeridekilere merhaba demek ister. Ama o da ne? Araba da kimse olmadigi gibi, direksiyonda da kimse yok.

Birden panige kapilir. Korkuyla, hemen arabadan atlayip, oradan kosarak uzaklasmak ister ama araba hareket etmeye başladıkça dizleri kilitlenir, atlamaya cesaret edemez ve hareketsiz kalır. Araba keskin bir viraja dogru yaklasir. Adam dua etmeye baslar. Tüm günahlari için tövbe eder.

Arabayi durdurmasi için Allaha yalvarir. Tam bu esnada, pencereden bir el uzanir ve direksiyonu kivirarak, sert virajdan arabanin dogru yola dönmesini saglar. Her tehlikeli dönemece yaklastikça, Allah'a yalvaris ve yakarisi artar. Her seferinde de bir el disaridan uzanip, direksiyonu çevirir. Sonunda kendisini biraz toparlar, ayaklarini kimildatir. "Ya Allah koru beni..." deyip, kapiyi açmasiyla birlikte, kendisini arabadandisari firlatir. Bir kaç takla attiktan sonra, sarampolde kendisine gelir. Defalarca fatiha okuyarak, Bünyan'a yürüyerek ulasir ve bir kahvehaneye girer. Üstübasi islak ve sok haldedir. Kendisini taniyanlar hemence sobanin basina alirlar.

Eline bir çay verirler. Bir müddet sonra kendisine gelip, sesi titreyerek, basina gelen doga üstü ve korkunç olayi anlatir. Olayi dinleyenler inanmak istemeseler de, anlatan kisinin akli basinda ve toplumsal sorumluluk tasiyan bir pozisyonda oldugunu bildiklerinden, herkeste derin bir sessizlik olusur.

Yaklasik yarim saat sonra, ayni kahvehaneye Koyunabdal Köyü'nden iki kisi girer. Bir masaya oturur ve iki bardak çay söylerler. Bu arada, gelenlerden birisi, digerine sunlari söyler :

-Hasan Yildiz baksana, su sobanin basinda oturan geri zekali, bizim araba yolda kalinca, biz
arabayi iterken, arabaya binip-inen kisi degil mi?