TANIMLAR VE ESERLER
Yeni Atlantis : F. Bacon’un; gelişen tekniğin sonucu, insan - doğa ilişkisinin insanın zaferiyle sonuçlandığı bir toplumun özelliklerini belirtmeye çalıştığı ütopik eseridir.
Devlet : Platon
Yeni Dünya : Aldous Huxley ( Korku ütopyası niteliğinde olan )
Günel Ülkesi : Campanella
Kutadğu biliğ : Yusuf Has Hacip
Farabi : Erdemli Toplum
Yeni Atlantis : F. Bacon
1984: George Orwel ( Korku ütopyası niteliğinde olan )
Kanunların ruhu : Montesguieu (ideal düzen arayışları ile ilgili olarak yazılmış ütopik bir eser)
Ütopya
• Filozofların eşitlik adalet ve özgürlük gibi ilkeleri temel alarak olması gerekene göre tasarladıkları ideal devlet düzenini ifade eden kavram.
• Zihinde tasarlanmış ve gerçekleşmesi mümkün olmayan toplum biçimini ve siyasi yönetim tarzını ifade eden kavramdır.
• Zihinde tasarlanmış bir takım ilkelere göre oluşturulmuş hayali toplumu ifade eden kavramdır.
Korku ütopyası niteliğinde olan eserler: Yeni dünya, 1984
Karizmatik Egemenlik : Liderin olağan üstü özelliklere sahip olduğu ve toplum için her zaman doğru olanı yapacağı düşüncesine dayanan, monarşik ve teokratik yöntemlerde görünen egemenlik biçimi.
Nihilizm : Hiçbir değeri ve otoriteyi kabul etmeyen bu nedenle kuralın olmadığı toplumda ideal düzenin olmayacağını ileri süren yaklaşım.
İdeal düzeni belirleyen ölçütler : Özgürlük, Eşitlik, Adalet
İdeal düzen arayışı ile ilgili yazılan ütopik eserler: 1984, Yeni dünya, Yeni Atlantis, Güneş ülkesi, Devlet
İdeal düzenin var olabileceğini reddeden yaklaşımlar.
• Özgürlüğü temel alan yaklaşım
• Eşitliği temel alan yaklaşım
• Adaleti temel alan yaklaşım
• Sofist yaklaşım
Sofist yaklaşım: ideal düzenin olmayacağını ileri süren yaklaşımdır.
Kozmolojik kanıt: “Meydana gelen her şey, mantıken onu meydana getiren bir varlığa muhtaçtır. Evrende zaman içinde meydana geldiğine göre ve hiçbir şey yoktan var olmayacağına göre onu meydana getiren bir tanrı vardır.
Eşitliği temel alan yaklaşım : “Toplumda ideal düzenin var olması için, bireyin başkaları ile eşit olarak yaşamasına sahip olması gerekir.”
Liberalizmi savunan düşünürler: Düşünürlere göre ideal düzenin var olması için bireyin özgür olmasını engelleyen tüm koşulların ortadan kaldırılmasına gerek vardır.
ETİK
• İnsan eylemlerini ve bu eylemlerin dayandığı ilkeleri konu alan felsefe dalıdır.
• Felsefenin “ahlakı” ele alıp inceleyen dalıdır.
• İnsanın bireysel ve toplumsal yaşamındaki ahlaksal davranışları ile ilgili soruları inceleyen felsefe dalıdır.
AHLAK FELSEFESİ
Ahlak felsefesi : insan eylemleri ve eylemlerin dayandığı ilkeleri konu alan felsefe dalı.
Ahlak felsefesinin temel soruları
• Ahlaksal eylemin amacı nedir?
• İnsan ahlaksal eylemde bulunurken gerçekten özgür müdür?
• Kişi vicdanı karşısında evrensel bir ahlak yasası var mıdır?
Ahlak felsefesinin temel kavramları: Erdem, Sorumluluk, Özgürlük, Vicdan, iyi
Erdem:
• Ahlakın övdüğü, yapılması bireyden beklenen iyilik, doğruluk alçak gönüllük, cesaret vb ahlaki nitelik taşıyan deger.
• “Ahlaki iyiye yönelme” kavramı
Özgürlük: “İnsan iradesiyle iyi ve kötü davranışlardan birisini seçme gücü” olarak tanımlanan ahlak felsefesi kavramıdır.
“Bireyin bir baskı ve ya zorlama olmadan isteklerini gerçekleştirebilmesi.”
Özgürlüğü temel alan yaklaşım: “Toplumda ideal düzenin var olması için, bireyin özgür olmasını engelleyen tüm koşulların ortadan kaldırılması gerekir.” Görüşünü savunan yaklaşım
Sorumluluk :
• “Bireyin yapacağı eylemlerinin doğuracağı sonuçları üstlenmesi durumudur.”
• “insan kendi eylemlerinin ya da yetki alanına giren her hangi bir olayın sonuçlarını üstlenmesi” ahlak felsefesi kavramlarındandır.
Vicdan: Bireyin ahlak değeri hakkında sahip olduğu bilinçtir.
İyi: İnsanın yapması gereken davranışlardır.
Ahlak yargılarının özellikleri
• Kural koyucudur.
• Kişiden kişiye değişebilir.
• Toplumdan topluma değişebilir.
Ahlaksal Eylem : Bireyin ahlaka uygun davranış geliştirmesi ifade edilir.
• İnsan ahlaki eylemde özgür müdür sorusuna cevap : Birey iyi ve kötü arasındaki seçimi kendi yapar.
Faydacı Ahlak: “İnsan, ahlaki eylemlerde yalnızca kendi hazzını, yararını ve mutluluğunu değil, başka insanların yararını ve mutluluğunu da düşünmek durumundadır.” Görüşü olarak ifade edilen ahlak kavramıdır.
Ahlaklık : Moralite
Ahlak dışı: Amoral
Ahlak Felsefesi : Etik
Evrensel ahlak yasası var mıdır?
• Bütün insanların ortaklaşa benimseyeceği değerler mevcuttur.
• Kişinin vicdanını bağlayacak , herkesin ortaklaşa benimseyeceği değer ve yasa yoktur.
Evrensel ahlak yasasının varlığını reddeden yaklaşımlar : Anarşizm,
Sezgicilik : Evrensel ahlak yasasının varlığını kabul eden yaklaşımlardandır.
İndeterminist yaklaşım: İnsanın ahlaksal eylemde bulunurken özgür olduğunu düşüncesini bazı kanıtlar ileri sürerek kanıtlayama çalışan görüştür.
Utilitarizm
• Evrensel ahlak yasası olarak “her eylemde olabildiğince çok insanın olabildiğince çok yararı göz önüne alınmalıdır.” İlkesini savunan görüştür.
• “Her eylemde olabildiğince çok insanın, olabildiğince çok yararı göz önüne alınmalıdır.”
• “Herkes kendi yararı ile başkalarının yararı arasında uyum kurmalıdır.”
Anarşizim
• Devletin ya da iktidarın olmadığı bir toplum düzeninin kurulmasını amaçlayan dünya görüşüdür.
• Bütün ahlaksal değerler bir takım soyutlamamlar, hayaller ve saplantılardan ibarettir.
• İyininde kötünün’ de tek başına bir anlamı yoktur.
Entüisyonizm : “Kişi vicdanı karşısında evrensel ahlak yasası vardır.”
DİN FELSEFESİ
Din Felsefesi : “Dinin temel iddiaları üzerinde akla dayanarak genel, bütünleştirici ve tutarlı bir biçimde düşünmek” şeklinde tanımlanır
Din felsefesi eleştirisel ve nesnel olarak yaklaşır.
Not: İnanılan dinin kurallarını açıklamak din konusunda felsefi bir yaklaşımdır.
Din felsefesinin temel soruları
• Tanrının varlığı kanıtlanabilir mi?
• İnsan için vahiy mümkünmüdür?
• Evren, yaratılmış bir varlıkmıdır?
• Vahiy olanaklığı sorunu
• Ruhun ölümsüzlüğü sorunu
• Evrenin yaratılışı sorunu
Din felsefesinin özellikleri.
• Dini nesnel olarak ele almak ve eleştirmek amacını taşır.
• Bütün dinler eşit uzaklıktadır.
Din felsefesinin temel kavramları : Kutsal, iman, vahiy, yüce
İman: Tanrı’ya, buyruklarına ve kutsal kitaplara dogmalara olan inançtır.
Dinin inanılması istenen temel doğruları olduğu gibi kabul etme ………… kavramıyla ifade edilir.
İbadet: Tanrı’ya saygının ya da tapınmanın ifadesi olmak üzere belli zamanlarda tekrarlanan davranışlarla ifade edilir.
Vahiy:
• “Tanrı’nın kendi varlığını ve buyruklarını dolaylı ya da dolaysız olarak peygamberler aracılığıyla insanlara duyurmasıdır.”
• Yaratıcının; insan için hayatın anlamını, neyin iyi neyin kötü olduğunu bildirişi veya bildirilen bilgilerin toplam kavramı olarak ifade edilir.
Sevgi : Tasavvuf’a göre tanrıya ulaşmanın yolu.
Agnostisizm: Tanrının varlığı yada yokluğu konusunda bir şey bilinemeyeceğini öne süren yaklaşım.
Teizm: Var olan her şeyin Tanrı tarafından yaratıldığını ve Tanrının dünyanın mutlak egemeni olduğunu kabul eden düşüncesi ile ifade edilir.
Not: Teizm Tanrının varlığını kabul eden felsefi yaklaşım
Panteizm: Tanrı ve evreni bir ve aynı şey olarak gören düşünce biçimi ile ifade edilir.
Deizm: Tanrının varlığını kabul eden ama evrene bir müdahalesinin olmadığını ve akıl ile
kavranabileceğini savunan din göstergesidir
Ateizm: Tanrının varlığını kabul etmeyen görüştür.
Teoloji : Belli bir dini temel alarak Tanrı’nın varlığını, niteliklerini, insanın tanrı karşısındaki yerini konu edinen bilgi dalıdır.
SİYASET FELSEFESİ
Siyaset felsefesinin temel soruları
• Meşrutiyetin ölçütü nedir?
• Sivil toplumun anlamı nedir?
• En iyi yönetim şekli hangisidir?
• Bireyin temel hakları nelerdir?
Siyaset felsefesinin özellikleri.
• Betimleyicidir.
• Bilim dalıdır.
• Bilimsel yöntemi kullanır.
Siyasi haklar : Yurttaşların devlet yönetimine katılmasını sağlayan haklar.
Örnek : Seçme ve seçilme hakkı.
Siyaset Felsefesinin temel kavramları: Devlet, Egemenlik, Sivil toplum, Meşrutiyet
Sivil Toplum
• “Siyasal güçlerin ve devletin sultasında kurulmuş, özlem, istek, hak ve çıkarlarını onlara karşı koruyan toplumdur
• “ Toplum yönetiminde iktidarın etki alanı dışında bulunan ve kendi dinamiğini oluşturarak varlığını sürdüren toplum alanı.” Siyaset felsefesinin kavramlarındandır.
Bürokrasi: Kamu ya da kamu emrinde çalışan ve hiyerarşik (aşamalı) bir düzen içinde örgütlenmiş memurlar topluluğudur.
“ Devlet işlerinin yürümesini sağlayan, hiyerarşik biçimde örgütlenmiş görev yapanlardan oluşan yapı” verilen tanım siyaset felsefesinin kavramlarından ifade edilmektedir.
Bürokrasinin özellikleri
• Sürekli olan bir görevliler kadrosu olması.
• İş bölümü ilkesine dayalı görev dağılımının olması.
• Yasal kurallara ve yaptırımlara dayanması.
• Yazılı belgelere ve işlemlere dayanan çalışma geleneğinin olması.
Meşrutiyet: “Yapılan eylemin, yasaya ya da hukuka uygun olmasıdır. (Hukuka, yasaya uygun olma.)
İktidar: Yönetimi elinde bulundurma gücü.
Egemenlik : Devlet iktidar gücünün hiçbir baskı altında kalmadan kullanması.
Yasa:
• “Hukuk ve siyaset biliminde, iktidar ya da devlet tarafından bireyler arası ilişkiyi düzenlemek amacıyla konulan kuraldır.”
• Yaptırma gücüne sahip yazılı kurallar.
Birey : Toplumda yaşayan insanlardan her biri olarak ifade edilir.
Demokratik : Rasyonel – yasal egemenlik tarzı yönetim biçiminde görülür.
Demokratik yöntemler
• Birey ancak devlet içince güvence altında olabilir.
• Bireyin ve devletin birbiri adına feda edilmesi beklenemez
• Devlet, bireylerin hak ve özgürlüklerini kullanabilmeleri için oluşturulmuş bir otoritedir.
Bireyin temel hakları
• Yaşama hakkı
• Sağlık hakkı
• Düşünme ve düşündüğünü ifade etme hakkı
Kişisel haklar: Bireyi topluma özellikle devlete karşı koruyan haklardır
Rasyonel – Yasal egemenlik : Günümüzün demokratik toplumlarına yaygın olarak uygulanan egemenlik.
Hukuka yasaya uygun olma : Siyaset felsefesinin temel kavramlarından biri olan Meşrutiyet kavramının tanımıdır.
Demokratik Otorite: Kaynağı, insanın doğal yeti, nitelik ve gereksinimlerinden doğan yazılı hukuk kuralıdır. Hukuk kuralları yönetilenleri olduğu gibi yönetenleri de bağlar.
SANAT FELSEFESİ
Sanat eserinin özellikleri
• Sanat eserine yönelen, onu yorumlayan nesneye gereksinim vardır.
• Bir sanat eserinde biçim ile içerik birlikte bir anlam taşır.
• Sanat eseri özgündür.
Sanatı yaratma olarak açıklayan görüşler
• Doğada mükemmellik yoktur, sanat ise mükemmelliğe ulaşmak ister.
• Sanat eseri sanatçının kendi yeteneği ve hayal gücüyle oluşur
• Sanat, mükemmelliğe ulaşmak ister.
• Sanat, ideal alanı konu edinir.
• Doğada mükemmellik yoktur.
Sanatı oyun olarak açıklayan görüşler
• Sanat ve oyunda yarar gözetilemez.
• Sanat insanı gündelik kaygılardan uzaklaştırır
• Sanat ile oyun arasında bir benzerlik vardır.
•
Estetik yargılar
• Estetik yarğılar özneldir.
• Ortak kültür değeri arttıkça, beğeni ve estetik yargıların farklılığı azalacaktır.
• Estetik beğeni, estetik yargıda bulunma gücüdür
• Estetik yargılar beğeni yargılardır.
• Estetik yargıların farklılığı beğeni fark
Estetik yargıların özellikleri
• Estetik yargılar görelidir.
• Estetik yargılar bireyseldir.
• Estetik yargılar kültürel özelliklerden etkilenir.
Güzel : Estetiğin temel kavramlarındandır.
Estetik: Güzel’in ne olduğunu sorgulayan felsefe dalı.
Not : Estetik yargıların kişiden kişiye farklılık göstermesi subjektif olduğunu gösterir.
Estetik Özne:
• Sanat felsefesinde, sanat eserlerini estetik olarak algılayan, duyulmayan olarak ifade edilir.
• Sanat eserlerinden ya da genel olarak güzellikten bir haz, bir tat alan kişi estetik özne ile ifade eder.
Estetik yargıda subjektif : Renkler, şekiller, sesler kişiler tarafından farklı değerlendirilir. Kimse kendisinin güzel bulduğunu başkalarının da güzel bulmasını bekleyemez. Bu açıklama doğrusunda estetik yargılar için subjektifdir diyebiliriz
Estetik yanıt aradığı sorular.
Estetik beğeni ne demektir?
Estetik yargıların yapısı nedir?
Doğadaki güzellik ve sanattaki güzellik aynımıdır.
Croce: Estetik yargıların varlığını reddeden görüş.
Beğeni farklılıkları : Öncelikle estetik yargıların farklılığını yaratır.
FiLOZOFLAR VE DÜŞÜNÜRLER
Aristoteles:
• “Güzel olan matematiksel olarak orantılı ve ölçülü orandır.” Görüşünü savunan filozoftur.
• Devleti doğal düzenin devamı olarak kabul eden filozoftur.
A. Smith: “Tüm etkinlik alanlarda özgürlüğe önem verilmelidir ve özgürlük temel ilke olarak kabul edilmelidir. İdeal devlet de ancak, bireyin özgür olmasını engelleyen tüm koşullar ortadan kaldırılırsa gerçekleşebilir.” Bu yaklaşımı liberalizm yaklaşım olarak adlandırıyor.
A,Huxley: Tekolojinin gelecekte toplumları nasıl yok edeceğini göstermek, bilim ve teknolojiye karşı insanları uyarmak amacı ile “Yeni Dünya” adlı eseri yazan düşünür.
Alexander Baumgarten : Estetiği, bağımsın bir araştırma alanı olarak ilk defa geliştiren Alman düşünür.
Aristippos : “Haz veren her şey iyi , haz vermeyen şey kötüdür. Haz kendi başına bir amaçtır ve insan sadece kendi yaşadığı hazzı bilebilir. Bu nedenle herkes için geçerli ahlak yasası yoktur.
Epikuros: “İnsanlar dünyaya geldikten sonra hazzı arar, acıdan kaçar. Haz mutlu yaşamın hem başlangıcı hem de sonudur. Hazzı aramak acıdan kaçınmak yaşamın en güçlü yasasıdır.”
F. Nietzche: “Evren ve Tanrı aynıdır. Bu nedenle, insan düzenli evren olan Kosmos’un doğasına kendisini bırakmalıdır.” Görüşünü savunarak evrensel ahlak yasasını varlığını reddeden düşünür.
G. Orvewll: İnsanları, totaliter devlet anlayışına karşı uyarmayı amaç edinen, baskı nedeniyle herkesin korku içinde yaşadığı, davranışların ve düşüncelerin sürekli izlediği ütopik bir dünyayı anlatan 1984 adlı eser sahibi filozoftur.
H.Bargson
• Ahlak konusunda İnsan iyi ve kötüyü ancak sezgiyle kavraya bilir.
• “Kendi sezgine uy ki hem kendi hem de başkası için iyi olanı yapmış olasın.” Düşüncesini ahlak anlayışında savunan düşünür.
Hegel: “Güzellik, mutlak ruhun nesnelerde görünür duruma gelmesidir. Görüşünü savunan
düşünür.
I.Kant :
• “Ahlaki eylemin amacı ne mutluluk, ne de erdem, ne de doğaya uygun yaşamdır.bir eylemin ahlaki değeri,sonucuyla değil, eyleme karar verdiren ilkeyle ölçülür.Bu ahlak anlayışına ödev hakkı adı verilir.”
• Güzellik ile doğruluk arasındaki fark güzellik subjektif, doğruluk ise objektiftir.
• Güzel sınırlı bir objedir. Yücelik ise sınırsızlıktan sonsuzluktan gelir.
• “Çiçek güzeldir yargısı, herkeste bulundan ortak duygudan kaynaklanır.” Düşüncesi ile ortak estetik yargıların varlığını kabul eden düşünürdür.
• “Ödev hakkı” anlayışını ahlak felsefesinin temeline alan filozoftur.
• “İnsanlar arasında ortak estetik yargılar vardır.”
• “Görev ahlakı” anlayışını, ahlak felsefesinin temeline alan filozof.
• “Beğeni duyguları insanların ortak estetik duygusuna dayanmaktadır ve bu nedenle de insanlar arasında ortak estetik yargılar bulunduğu söylenebilir.”
J.J Rousseau: Devleti insanlar tarafından oluşturulmuş yapma bir varlık olarak kabul eden filozof’dur.
J.P.Sartre
• “insanın var oluşu, önün özünden önce gelir. Buna göre insan önce vardır, sonra şöyle ya da böyle olur.Çünkü insan kendi özünü yaratabilme özelliğine sahiptir.” Düşüncesini savunan filozof.
• “İnsan var olabileceği ölçüde kendi var oluşunu gerçekleştirebilir.”
• Ancak özgürlük sınırsız olmayıp sorumluluk ile belirlenmiştir.
• Özgürlük kişiye göre değişken evresel ahlak yasası yoktur.
• Var oluşçuluk görüşünü savunan filozof.
J. Locke: Devletin, bireylerin yaşam, özgürlük ve mülkiyet haklarını korumak için var olduğunu, bireyin haklarından vazgeçtiği yerde devletin varlık nedeninin ortadan kalkacağını savunan düşünür.
K. Popper : Açık tolum ve düşman adlı eserinde özgürlük öğretisini savunurken aslında bireyin vazgeçemeyeceği hakları savunup, birey haklarını ortadan kaldıran totaliter yönetimlerin eleştirisini yapan düşünür.
M. Stiner : “Kişi vicdanı karşısında evrensel bir ahlak yasası yoktur.
Max Weber: Egemenliği, kullanış biçimine göre; geleneksel, karizmatik ve rasyonel – yasal egemenlik biçiminde sınıflandıran düşünür.
Mevlana, Yunus Emre, Hacı Bektaşi Veli : Tasavvuf düşüncesinde ahlak yasasını temellendiren düşünürler.
Mevlana
• “Evrenin varlık nedeni, Tanrı’nın “gizli bir hazine” olmaktan çıkıp bilin meyi istemesi, iyilik ve güzelliğini göstermeyi istemesidir.
• Bütün yaratılmışlar içinde öyle bir varlık vardır ki o, kendisine ilahi ruh üflenmiş insandır.
• Gelip geçici dünyevi zevkleri yenmenin ve Tanrı ile bütünleşmenin yolu “aşk” tır.
Montesguieu: “Yasama, yürütme, yargı güçlerinin ayrı ellerde toplanması iktidarın gücü sınırlanmış hak ve özgürlükler güvence altına alınmış olur.”
PLATON
• “İyi ideasına” uygun olan davranış iyi, uygun olmayan kötüdür.”
• İyi ideasının bilgisine ulaşan kişi, ahlak yasasında ulaşmış demektir.
• Bu yasa; İnsanın dışındadır. Ona neyin yapılıp neyin yapılmayacağını belirtir.
• “Yöneticiler filozof yada filozof yöneticiler olmalı” sözüyle yöneticilerin öncelikle bilge olma özelliğine sahip olması gerektiğini ileri sürmüştür.
• Sanatın nesnelerin taklit edilmesiyle ortaya çıktığını savunuyor.
• “İyi ideası” “ iyilik” dediğimiz şeyin özünü oluşturur.
• Bir eylemin iyi ya da kötü olduğuna iyi ideasına uygun olup olmadığına bakarak karar verebiliriz.
• Her insan idealar dünyasına yönelmeli ve eylemlerini iyi ideasına uydurmalıdır.
• Platona göre Bir eylemin iyi ya da kötü olduğuna iyi ideasının uygun olmasına göre karar verebiliriz.
• Platona göre devlet yöneticiler, askerler ve üreticilerden oluşur.
Platon – Aristoteles : Devlet organizma gibidir. Nasıl organizmanın temel işlevleri varsa, devletinde bunun gibi işlevleri vardır.
Protagoras: İnsan her şeyin ölçüsü olduğundan düzen kavramı da kişiden kişiye , toplumdan topluma ve aynı toplum içinde zamanla değişir. Buna göre “İdeal düzen” Bütün insanların üzerinde anlaşabilecekleri tek bir düzen oluşturulamaz
• Protagoras’ a göre ideal bir toplum düzeni yoktur.
Sokrates – Epiküros: Ahlaki eylemin amacının mutluluk olduğunu söyleyen filozoflardır.
Sokrates : Bilgede temellenen erdemdir. Görüşünün savunan filozoftur.
T.Hobbes
• T. Hobbes’a göre İnsanın doğa durumunda, devlet olmadan varlığını sürdürmesi mümkün değildir. Devlet olmasa insanlar birbirlerine zarar verirler. İşte insanlar bu durumdan korktukları için ortak bir iradeyle iktidarı var etmişlerdir. Bu görüş iktidarın kaynağının toplumsal sözleşme olduğunu savunmaktadır.
Yunus Emre: “Yaratılmış her varlığı sevmek iyi sevmemek kötüdür.”