Kahramanımız bir doktorla vapurda sohbet etmektedir. Doktor başarılı çalışmalara imza atmış biridir. Kahramanımızın yazdığı bir destanı okumaya başlar. Sonra da eleştirir Eleştiri kahramanımızın gücüne gider çünkü doktor kitaptaki kahramanların günümüz askerlerinden daha iyi olmadığını daha cesaretli olmadığını söyler.
Kahramanımız doktorun görüşlerini yanlış bulur. Kitabı evladı gibi görür ve doktor evladını sevememiştir bunun üzüntüsü ile sohbete devam eder. Doktora göre mazi gerçekleri yansıtmaz ama kahramanımız her şeyi mazi ile ilişkilendirir. Doktor kahramanımızın hayalperset olduğunu ve tüm düşüncelerinin gerçeklerden uzak olduğunu dile getirir.
Doktor kendini iyi geliştirmiş biriydi. Biraz da hatiplik vardı. Doktor kahramanımıza kitaptaki kahramanların savaşta yaralanıp yaralanmadığını sordu. Kahramanımız da savaşın şiddetine göre en şiddetli savaşlarda 10 yerinden yara alan askerler var dedi. Doktorda daha önce tedavi ettiği ve vapurda rastlaştığı zabiti göstererek bu adam tam 49 yerinden yara aldı dedi. Doktor kitabın gerçeği yansıtmadığını söylemek istiyordu. Zabitin tam bir kahraman olduğunu adının duyulmamasını istediğini başkaları gibi kendi reklamını yapmadığını söyledi.
Bu zabitin adı Ferhat Ali’dir ve halkın gizli kahramanıdır. Kahraman ile Ferhat Ali’yi doktor tanıştırır. Kahramanımız çok heyecanlıdır çünkü kitabında yarattığı hayali kahramanların çok ötesinde ve saygı duyulması gereken bir gerçek kahraman ile yan yanadır. Kahramanımız elinde tuttuğu kitabını bükerek cebine koyar ve gerçek kahramanların halkın arasında arasında dolaştığını ve aslında bu gerçek kahramanların hikayelerini yazmak gerektiğini düşünür.