İlahiyat 2. Sınıf - Tefsir - Ünite 7 - Konu Anlatımı

0 Üye ve 2 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Ders Hocası

  • Hocanın Biri
  • *******
  • Join Date: Eki 2016
  • Yer: Hatay
  • 63863
  • +526/-0
  • Cinsiyet: Bay
    • Arif Arslaner
Kur’ân’da Takvâ

*Bir dilin çekirdek ve özü kelimelerdir. Eğer kelimelerin doğru anlamları tespit edilemezse cümleler anlaşılamaz.

*İyi bir müfessirin Kur’an’da geçen kelimeleri nâzil olduğu asırda kullanılan anlamlarına göre tefsir etmesi gerekir.

*Ragıp İsfahâni’ya göre; Kur’an ilimlerinden ilk defa ilgilenilmesi gereken kelime bilgisidir.

*Kelimelerin anlamını belirleyen unsurlar:
1) Dilin ait olduğu kültür
2) İlgili kelimenin semantiği (en önemlisi)
3) Konuşanın kelimeyi kullanırken taşıdığı niyet
4) Kelimenin muhatabın zihnindeki arka planı

*Terim; hangi bağlamda geçerse geçsin ve semantik geçmişi ne olursa olsun muayyen ve sabit bir anlam ifade edecek şekilde kullanılan kelimelerdir.

*Kavram; terimin işaret ettiği muayyen ve sabit anlamdır.

*Kur’an’ın doğru anlaşılabilmesinin yolu anlamın temel taşı olan Kur’an kelimelerinin veya müfradâtının semantik analizlerinin yapılmasından geçmektedir.

*Semantik Analiz; kelimelere üzerinde ittifak edilen manalar vererek cümlenin manasının doğruluğunu ifade etme merhalesidir.

***Semantik analiz sadece kelimenin anlamını oluşturan ilk/kök anlamı bulmak değil aynı zamanda onun bu ilk/kök anlamından hareketle tarih boyunca kazandığı anlamların bir analizini yapmak ve gerek bu anlamların ve gerekse türevlerin içinde ilk/kök mananın olup olmadığına bakmaktır.

*İlk/kök mana bulunduktan sonra kelimenin diğer türevleriyle de bu anlamın uyumlu olması ve aralarında semantik bağın bulunması; ayrıca analizi yapılan kelimenin hangi anlam grupları içinde yer aldığının (hangi semantik alana dahil olduğunun) belirlenmesi gerekir.

*Semantik Alan (Kavram Alanı); çeşitli kelimelerin ilişkilerinden doğan ve birbirinden bağımsız olmayan bölgelere denir.

*Kur’an’da Takvâ Kelimesinin Semantik Alanına Giren Kelimeler
-el-havf
-el-vera
-ez-zühd
-el-haşyet
-er-rahbet
-el-işfak
-el-vecell

*Etimoloji; bir dildeki kelimelerin ilk/kök anlamlarını meydana çıkarmayı amaç edinen bir ilim dalıdır.
-Semantik analizde ilk basamaklardan birini oluşturur.

*Etimoloji kelimenin asıl manası hakkında yalnız ipucu verir. Çoğu zaman kelime tahmininden öteye geçmez. Semantik analizde ise kelimenin daha derinlikli bir anlam incelemesi söz konusudur.

*Odak Kelime (focus Word): Herhangi bir kelimenin anlamı analiz edilirken o kelimenin anlamıyla ilgili birçok kelimeyle karşılaşılır. Bu kelimelerin hepsinin bileşkesi olan anlamı taşıyan kelimeye odak kelime denir.
ÖR: Ce-Ne-Ne kökünden türemiş birçok kelime vardır (cennet cenin cinn ecene cenan cünne). Bu kelimelerde ortak payda olarak ortaya çıkan anlam (odak kelime) örtmektir (se-te-ra). ***Kitaptan bu kelimelerin anlamlarına bakınız!!! (Hepsinde örtmek anlamı var!)


*Takvâ kelimesi türevleriyle birlikte Kur’an’da 258 ayette geçer.

*Takvâ kelimesinin kökü = Ve-Ka-Ye

*Ve-Ka-Ye kelimesinin ilk anlamı (odak kelimesi) : Korumak ve Sakınmak

*Türevleri:
-Vikâye : Koruma himâye tedbir önlem tehlikeyi savma engelleme
-Vikâye min : Bir şeye karşı savunma; hastalıktan korunmak
-Vikâye : Koruyucu tabaka kabuk
-et-Tıbbu’l-Vikâi : Koruyucu hekimlik
-Tekiyyun/Etkıya’ : Allah’a karşı gelmekten sakınarak harama helale dikkat eden muttakî
-Takiyyetun : Sakınmak içtinap etmek
-Vâkin : Koruyan muhafaza eden koruyucu himaye eden
-Muttakin : Muttakî Allah’a karşı gelmekten sakınmak suretiyle davranışlarına helal ve harama dikkat eden

*Elmalı’lıya göre takvâ için en gerekli kelime korumaktır.

*Takvâ fücur kelimesinin zıddıdır.

*Dinde iki anlamda kullanılır:
1) Sonunda ahrette zararlı olandan sakınıp korunmak
2) Nefsi günahtan korumak

*Hudûdullah = Allah’ın Sınırları ( Allah’ın içinde kalınmasını emrettiği korusunun sınırları )

*Müminlere sürekli olarak “Allah’ın sınırlarını aşmayın” değil “Allah’ın sınırlarına yaklaşmayın” diye emredilir.

*Allah’ın çizdiği sınırları aşma korkusuyla bu sınırlara yaklaşmamak nefsi bu sahada korumak ve sınıra yaklaştırmamak takvâdır.

*Vera; günahtan ısrarla kaçmak ve çekinmek harama düşme endişesiyle şüpheli şeylerden kaçınmaktır.

*Hayâ; insanda yer ettiği zaman onu şüpheli şeylerden alıkoyar. İşte bu da vera ya da takvâdır.

*Zühd; dünyanın ihtiyaç dışındaki helâl nimetlerinden gönlü uzaklaştırmaktır.

*Vera ile Zühd Arasındaki Fark;
Zühd ahirette faydası dokunmayacak şeyleri terk etmek
Verâ ahirette zararından korkulan şeyleri terk etmek

***Takvâ Zühd ve Verâ kelimeleri şüpheli şeylerden içtinap etmek kaçınmak anlamları itibariyle birbirleriyle örtüşmekte ve aynı semantik alan içerisinde yer almaktadırlar.

Takvâ Kelimesinin Semantik Tanımı


Takvâ; Allah’a karşı gelmekten sakınmak ve Allah’ın azâbından korunmak için gerekli önlemleri almak ve daima bu bilinç ile Allah’a derin bir saygı şuuru içerisinde bulunmaktır.
-Allah’a kayıtsız şartsız itaat etmek
-Allah bilincini sürekli zihinde canlı tutmak
-Allah’a saygısızlık etmekten ve O’na karşı gelmekten sakınmak
-Allah’a karşı sorumluluk bilincinde olmak

*Kur’an’da geçen bir kelimenin doğru anlamını bulabilmek için geçtiği bağlamın çok iyi bilinmesi gerekir. Bu yüzden hem kelimeler hem de ibâreler siyâk/bağlam içinde anlaşılmalıdır.

*Siyâkı bilmeden yapılacak yorumlar isabetli olmamaktadır. Zirâ her dilde olduğu gibi Arapça’da da kelimelerin esas anlamından başka siyâkın onlara kazandırdığı anlamlar da vardır. Bunun için de kelimenin geçtiği siyâk iyi bilinmelidir.

*İslâmî/Şer’î Anlam; Kur’an’la beraber Arapça kelimelerin Kur’an’dan önce bilinmeyen yeni anlamlar kazanması.

*Kur’an-ı Kerim’in siyâkında “Takvâ” kelimesi dört farklı anlamda geçmektedir:
1) Havf ve Haşyet manasında (Nisâ)
2) Tahzîr (Sakındırma) ve Tahvîf (Korkutma) manasında (Nahl-Bakara)
3) Tevhîd ve Şahâdet manasında (Ahzab)
4) İhlas ve Yakîn anlamında (Hucurât-Hac)

*Takvâ; “kalbi günahlardan uzaklaştırmak haramlardan sakındırmak” demektir.
Bunun delili:
1) Nûr Sûresi 52. Ayet (taât haşyet takvâ = üç kavram birlikte zikredilmiştir)
2) Bakara Sûresi 177. Ayet (muttakîlerin sıfatı sayılmıştır)
3) Talâk Sûresi 2-3. Ayet

*Havf; olması şüpheli bir zararın meydana gelmesinden korkmaktır. Savunma anlamı yoktur. Sevilmeyen (mekrûh) bir şeyle ve o sevilmeyen şeyin terk edilmesiyle alakalıdır.

*Hazer; vukû bulması şüpheli olsun ya da olmasın her türlü zarardan sakınmaktır (daima ihtiyat halinde bulunmak). Zarara karşı savunma söz konusudur.

*Haşyet; sevilmeyen şeylerin kendisinden değil onlara sebep ve kaynak olan varlıklardan korkmaktır.

*Havf genel haşyet özeldir.

*Her haşyet havf anlamına dâhil edilebilir. Ancak her havf haşyet anlamına dâhil edilemez.

*Takvâ ve ittikâ kelimeleri doğrudan korku anlamına gelmez. Bazen havf bazen haşyet bazen de hem havf hem de haşyet anlamında kullanılır.

*Rahbet; mutlak anlamda korku bizzat korkunun kendisidir. Bütün insanlara atfen kullanılır.
Takvâ; kendisinden korkulan şeyden korunmak suretiyle sakınmaktır. İlim ehline atfen kullanılır (haşyet gibi).

*Kur’an’da “korku” kavramını ifade eden kelimeler başlıca iki alanda toplanabilir:
1. Semantik Alan: Mümin ve Müslümanlarla ilgili “bilinçli bir saygıyı içeren korku” (saygı ve sorumluluk bilincinden kaynaklanan korku)
-haşyet rahbet vecel işfak takvâ
2. Semantik Alan: İnançsızlar kâfirler münâfıklar için kullanılan cehennem azabı gibi hiç de istenmeyen kötü bir sonuçtan dolayı onların hissedecekleri zikredilen korku
-feza ru’b rav vecs

***Bu kelimeler korkuyu ifade eder. Ancak aynı anlamda kullanılmaz. Bu nedenle Kur’an’da geçen her kelime dâhil olduğu semantik alanı ile geçtikleri siyâk çerçevesinde değerlendirilmelidir.

KUR’AN BÜTÜNLÜĞÜNDE TAKVÂ


Kur’an’da takvâ korkmak ve korku gibi anlamlara gelmez. Genellikle sakınmak Allah’ın azabından korunmak çekinmek haramlardan içtinap etmek gibi anlamlara gelir.

*Fazlur Rahman’a göre Allah Korkusu; hem bu dünya hem de öbür dünya için hassas bir “sorumluluk hissi”nden kaynaklanan korkudur (Bir aslan görüldüğünde duyulan korku değildir).

*Kur’an siyâkı içerisinde takvâ kelimesine doğrudan Allah korkusu anlamını vermek doğru olmaz.

*Takvâ Arap dilinde canlı bir varlığın dışarıdan gelecek tehlikeli bir güce karşı kendini koruması o canlının tehlikelerden sakınmasını ifade eder.
-Kur’an’la birlikte bu somut anlam soyut bir anlam kazanmıştır.
-Mekkî ayetlerde; Allah’ın azabından ve insanı bu azaba sürükleyecek günahlardan korunmak ve sakınmak
-Medenî ayetlerde; saf dindarlık

*Muttakî; Kur’an siyâkında kâmil bir mümini (zâhid mümin) tavsif eder.

Kur’an’da Takvâ Kelimesinin Kullanıldığı Anlamlar

1) Sakınma koru(n)ma
ÖR: Her türlü tehlikeden korunmak için sığınağa sığınmak elbise giyinmek
2) Koru(n)maya zarar verecek şeylerden korkmak/çekinmek
ÖR: Sığınak ve elbiseyi korumak
3) Dini ve manevi anlamda korkulan şey arasına engel koyma
(İnsanın ilahi azap ile kendisi arasına ruhunu azaptan koruyacak iman ve itaati koyması = ittikâ)
4) En hayırlı azık (Bakara/197)
5) Adaleti de içine alan bir fazilet (Mâide/8)
6) Tazim hürmet saygı hayâ (utanma) gibi kelimelerle açıklanan yüksek ahlakî faziletler (erdem)
***Hangi siyâkta geçerse geçsin Kur’an’da geçen takvâda bu anlam mutlaka vardır.
7) Bir nezaket ve kibarlık erdemi (Bakara/189-Hucurât/3)
8) Fücur (kötülük) ve zulüm karşıtı (Şems/7-10)
*Burada nefsin bütün yetenekleri ve işlevleri arasında iyi olanlarına takvâ kötü olanlarına fücur denmiştir.
9) Bütün rasullerin tebliğlerinin ilk başlangıcını oluşturur.
10) Ateşten ahret gününün şiddetinden Allah’ın azabından korku ve sakınma içinde olmak (ittikâ)

*Celâleyn tefsirinde ittikâ; Allah’ın emirlerine sarılıp yasaklarından kaçınmak suretiyle kişinin ateşten korunmasıdır. Bu mana Bakara/24’de vardır. (Yakıtı insanlar ve taşlar olan kâfirler için hazırlanmış ateşten korunun.)

*İnsanın kendisini Allah’ın korumasına bırakması bu sebeple de ahirette zarar verecek günahlardan sakınıp sevaplara koşması takvâdır.

*Takvâ’nın iki önemli boyutu vardır:
1) İslam Dini’nin bütün emir ve yasaklarına titizlikle uymak
2) Evrenin işleyişinde ve hayatta geçerli kanunlara ittiba etmek
-Bu ikisi tamamlandığında mümin takvâya ulaşmış dünyada da ahirette de Allah’ın koruması altına girmiş demektir.

*Kur’an’da takvâ ittikâ muttakî gibi kelimelerle vurgulanan husus; kulun bu dünyada yaptığı her davranışının kıyamet gününde Allah’a vereceğinin bilincini taşımasıdır.

Kur’an-ı Kerim’de Takvâ İki Temel Anlamı İçerir:

1) Takvâ; itikadî konularda yanlış ve batıl inançlara kapılmaktan ahlâkî ve amelî konularda gönlü kirleten kötü duygulardan fena huy ve davranışlardan; eksik kusurlu zararlı ve haksız davranışlardan İslam dininde esasları belirlenmiş olan hayat tarzına uymayan bir yaşayıştan sakınmak uzak durmaktır.
2) Takvâ; bütün faaliyetlerde ödevlerin yerine getirilmesinde her türlü kötülüklerin terk edilmesinde öncelikle Allah’a karşı gelmekten sakınmak ve her şart altında Allah bilincini zihinde gönülde daima diri ve canlı tutmaktır.


***Sonuç olarak; takvâ gibi önemli anahtar kelimeler/kavramlar;
1) Kur’an bütünlüğünde incelenmeli
2) Etimolojik kökten itibaren geçirmiş oldukları anlamlar tespit edilmeli
3) Kur’an siyâkı anlamları açısından değerlendirilmeli
4) Mümkün olduğunca nüzûl tarihi süreci içerisinde ne anlamda kullanıldıkları belirlenmelidir.