Ünite 1 - İslam Hukukunun Mahiyeti ve Temel Özellikleri Çözümlü Test I

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Ders Hocası

  • Hocanın Biri
  • *******
  • Join Date: Eki 2016
  • Yer: Hatay
  • 63863
  • +526/-0
  • Cinsiyet: Bay
    • Arif Arslaner
1. Günümüz toplumları bakımından toplumsal düzenin
sağlanmasında en çok işlevsel olan kural grubu
hangisidir?
A) Din
B) Ahlak
C) Hukuk
D) Örf-adet
E) Görgü Kuralları

Çözüm: Toplumsal düzen kuralları çeşitli ölçütler dikkate
alınarak din, ahlâk, hukuk, örf-âdet ve görgü kuralları
biçiminde beş kısma tasnif edilerek incelenmektedir. Sözü
edilen kural gruplarının her biri, toplumsal düzenin
gerçekleşmesinde işlevseldir. Bununla birlikte hukuk,
özellikle günümüz toplumları bakımından toplumsal
düzenin sağlanmasında en çok işlevsel olan kural grubunu
temsil etmektedir. Hukuk kurallarının din, ahlâk, örf-âdet
ve görgü kurallarına göre daha fazla işlevsel olmaları,
devlet gücü ile desteklenmiş olmalarından
kaynaklanmaktadır. Doğru cevap C'dir.

2. I. Toplumsal düzeni sağlama
II. Kişinin kendisine dönük davranışlarını düzenleme
III. Toplumsal gereksinimleri karşılama
IV. Yasa çıkartılması
V. Adaleti gerçekleştirme
Hangileri hukukun temel işlevlerindendir?
A) I ve II
B) I ve III
C) II ve IV
D) I, II ve III
E) I, III ve V

Çözüm: Toplumsal düzenin kurulmuş olması, toplumsal
yaşamın oluşması ve devam ettirilebilmesi için zorunlu
olmakla birlikte, tek başına yeterli değildir. Toplumsal
yaşamı düzenleyen kurallar, insanların gereksinimlerine
belli bir düzeyde ulaşabilmelerine imkân vermelidir.
Ayrıca insanlar, toplumsal ilişkilerinde adaletin
gerçekleşmesini de ararlar. Buna göre, hukukun toplumsal
düzeni sağlama, toplumsal gereksinimleri karşılama ve
adaleti gerçekleştirme biçiminde üç temel işlevi yerine
getirmesi gerekir. Doğru cevap E’dir.

3. Fıkıh kavramının tarihsel gelişimine ilişkin
aşağıdakilerden hangisi doğrudur?
A) Fıkıh kelimesi Kur’ân-ı Kerîm’de birçok ayette
kullanılmıştır.
B) Kur’ân-ı Kerîm’de kelimeye dinde derin kavrayış
sahibi olma anlamı yüklenmiştir.
C) Hadislerde fıkıh, sadece zihinsel bir çaba
neticesinde elde edilen bilgiyi ifade eder.
D) Fıkıh ve ilim kelimeleri arasında kavramsal
bakımdan fark yoktur.
E) Fıkıh dinî bilginin her türünü içerir.

Çözüm: Kelimenin fiil hali Kur’ân-Kerim’de yalnızca bir
âyette İslâm’la birlikte kazandığı özel anlamında
kullanılmaktadır. Âyette kelimeye dinde derin kavrayış
sahibi olma (dinde tefakkuh) anlamı yüklenmiştir.
Hadislerde fıkıh, sadece zihinsel bir çaba neticesinde elde
edilen bilgi değil, aynı zamanda habere ve öğrenmeye
dayalı bilgi anlamında da geçmektedir. Hicrî I. yüzyılın
sonlarına doğru hadis tedvin sürecinin başlaması, fıkıh ve
ilim kelimelerinin anlamları üzerinde bir değişim
meydana getirmiştir. Fıkıh kelimesi, artık Kitab ve
Sünnet’e dayalı akıl yürütme faaliyetini ve bu faaliyet
sonucunda açığa çıkan bilimsel çözümleri ifade
etmektedir. İlim kelimesi ise, daha ziyade Kitâb’a,
Sünnet’e ve Sahâ-be’nin görüş ve uygulamalarına (âsâr)
ilişkin naklî bilgileri belirtmek için kullanılmaya
başlanmıştır. Fıkıh başlangıçta dinî bilginin her türünü
(itikadî, ahlakî, hukukî vd.), fakat onlardan rivayete değil,
yalnızca re’y ve ictihada dayalı olanlarını içermektedir.
Doğru cevap B’dir.

4. Fıkıh usûlcüleri tarafından yapılan fıkıh tanımına göre
aşağıdakilerden hangisi doğrudur?
A) Hükümler kaynaklardan çıkarılırken
gerçekleştirilen bilimsel faaliyet esas alınmaz.
B) Şer’î amelî hükümleri tafsîlî delillerine dayalı
olarak bilmek olarak tanımlanır.
C) Başka bir kaynağa gerek olmaksızın yalnızca akıl
yoluyla elde edilebilen hükümler şer’î
hükümlerdir.
D) Şer’î hükümlerle aklî ve hissî hükümler arasında
yapısal bakımdan farklılık yoktur.
E) Aklî hükümler yalnızca beşerî davranışları
düzenleyen yaptırmalı önermelerdir.

Çözüm: Fıkhın terim anlamının açıklanması amacıyla
yapılan ilk tanım biçimi, fıkıh usûlcülerine ait olup, onda
hükümler kaynaklardan çıkarılırken gerçekleştirilen
bilimsel faaliyet esas alınmaktadır. Buna göre fıkıh,
usûlcüler tarafından “Şer’î amelî hükümleri tafsîlî
delillerine dayalı olarak bilmek” biçiminde
tanımlanmaktadır. Doğru cevap B’dir.

5. Sırf vecibe yükleyen ve hak talebine imkân vermeyen
beşerî ilişkileri düzenleyen kurallara ne denir?
A) Objektif ahlâk kuralları
B) Fıkıh
C) Subjektif ahlâk kuralları
D) Görgü kuralları
E) Hukuk kuralları

Çözüm: Sübjektif ahlâk kuralları kişilerin sırf kendilerini
ilgilendiren ve ödev niteliği taşıyan davranışlarını
düzenler. Sırf vecibe yükleyen ve hak talebine imkân
vermeyen beşerî ilişkileri düzenleyen kurallar objektif
ahlâk kuralları olarak anılmaktadır. Fıkıh, insanlar arası
ilişkilerin her türünü, hiçbir istisna getirmeksizin
düzenler. Hukuk ise tümüyle toplumsal bir yapıdır. Sadece
insanlar arasında ilişki kuran davranışları düzenler.
Doğru cevap A’dır.

6. Aşağıdakilerden hangisi fıkıhın hukuktan farklı
olduğu noktalardandır?
A) İnsanlar arasında ilişki kuran davranışları
düzenler.
B) Beşerî ilişkilerin yalnızca bir kısmını düzenler.
C) Emredici kuralları bulunur.
D) Toplumun olmadığı ve beşerî ilişkilerin
kurulamadığı yerlerde hükmü yoktur.
E) Kapsamında tavsiye edici kurallar bulunur.

Çözüm: Fıkıh ve hukuk arasında kuralların bağlayıcılık
niteliğini esas almak suretiyle bir karşılaştırma
yapılabilir. Fıkıhta davranışları düzenleyen kuralları
bağlayıcılık niteliği bakımından emredici, tavsiye edici ve
tecvîz edici biçimde üç kategoride toplamak mümkündür.
Hukuk kuralları ise, emredici ve tecvîz edici biçimde iki
kategori teşkil etmektedir. Tavsiye edici kuralların, hukuk
kuralları kapsamında yer alması düşünülemez. Toplumun
olmadığı ve beşerî ilişkilerin kurulamadığı yerde hukuk ve
hukuk kurallarından söz etmek mümkün değildir. Doğru
cevap E’dir.

7. Fıkhın içinde yalnızca karşılıklı hak ve vecibe ilişkisi
kuran davranışları düzenleyen emredici ve tecvîz
edici kurallar bütününe ne ad verilir?
A) Dini kurallar
B) İslam hukuku
C) Ahlaki kurallar
D) Hukuki kurallar
E) Emredici kurallar

Çözüm: İslam hukuku, fıkhın içinde yalnızca karşılıklı
hak ve vecibe ilişkisi kuran davranışları düzenleyen
emredici ve tecvîz edici kurallar bütünüdür. Nitekim klasik
dönem fıkıh kaynaklarında yargı kararının niteliğine
ilişkin tespit, tanımdaki İslam hukuku kavramına denk
düşmektedir. Bu tanıma göre, İslam hukuku, daha geniş
kapsamlı olan fıkhın hukuka karşılık gelen bir parçasıdır.
Fıkhın, dinî, ahlâkî ve hukukî kurallar (hükümler) bütünü
biçimindeki tanımı da, fıkıh ve İslam hukuku kavramları
arasındaki tam girişimlilik ilişkisini açıklamaktadır.
Doğru cevap B’dir.

8. I. Kaynak birliği bulunur.
II. Kaynakları, tarih boyunca peygamberler
aracılığıyla gönderilen vahiydir.
III. Vahye dayalı ilkeler üzerine kurulmuşlardır.
IV. Amaç birliği mevcut değildir.
V. Asıl amacı, insanları dünya mutluluğuna
ulaştırmaktır.
İslam hukukunun diğer ilahî hukuk düzenleri ile
ilişkisine dair hangileri doğrudur?
A) I ve II
B) III ve IV
C) I, II ve III
D) II, III ve IV
E) I, II, IV ve V

Çözüm: İslam hukukunun diğer ilahî hukuk düzenleri ile
kaynak birliği bulunmaktadır. Kaynak da, tarih boyunca
peygamberler aracılığıyla gönderilen vahiydir. İslam
hukuku da dâhil, ilahî hukuk düzenlerinin her biri, ilahî
iradeyi temsil eden vahye dayalı ilkeler üzerine
kurulmuştur. İslam hukuku ile diğer ilahî hukuk düzenleri
arasında amaç birliği de mevcuttur. İlahî hukuk
düzenlerinin asıl amacı, insanları âhiret mutluluğuna
ulaştırmaktır. Doğru cevap C’dir.

9. Aşağıdakilerden hangisi Roma hukukunun İslam
hukukunu etkilediği görüşünün dayandığı
gerekçelerdendir?
A) Hz. Peygamber’in Anadolu’ya yaptığı seyahatler
B) İstanbul’da Roma hukuku eğitimi veren okullar
C) Fethedilen bölgelerin eğitim yoluyla İslam
hukukunu etkilemesi
D) Roma hukukuna hakim kişilerin müslumanlığı
seçmesi
E) Roma ve İslam hukuklarındaki bir kısım ilke ve
kurumların benzerliği

Çözüm: Roma hukukunun İslam hukukunu etkilediği
görüşünün dayandığı gerekçeler beş madde halinde
özetlenebilir. Hz. Peygamber yaptığı seyahatlerde
Suriye’de uygulanan Doğu Roma (Bizans) hukukunu
öğrenmiş ve Roma hukuku da bu yolla İslam hukukunu
etkilemiştir. Beyrut ve İskenderiye’de Roma hukuku
eğitimi veren okullar ve bu hukuku uygulayan mahkemeler
mevcuttu. İslam hukukçuları fetihlerle birlikte Roma
hukukunun uygulandığı bölgelere dağıldılar ve oralarda
yerleştiler. Roma hukuku fethedilen bölgelerin örf-âdeti
yoluyla İslam hukukunu etkilemiştir. Roma hukuku, İslam
hukukunu Yahudi ve Câhiliye hukukları vasıtasıyla
etkilemiştir. Roma ve İslam hukuklarındaki bir kısım ilke
ve kurumların benzerliği, bir hukuk iktibasının olduğunu
göstermektedir. Doğru cevap E’dir.

10. I. İlahî iradeye dayalı olması
II. Yaptırımın ikili karakterde olması
III. Meseleci (kazuistik) yöntemle oluşturulması.
IV. Bilimsel doktrin niteliğinde teşekkül etmemesi
V. Örf ve adetlere yer vermesi
Hangileri İslam hukukunu diğer hukuk düzenlerinden
ayıran özelliklerdendir?
A) I ve II
B) II ve III
C) I, II ve III
D) II, III ve IV
E) II, IV ve V

Çözüm: İslam hukukunu diğer hukuk düzenlerinden
ayıran bir kısım özellikleri bulunmaktadır. Bunlar şu
şekilde özetlenebilir: İlahî iradeye dayalı olması: İslam
hukukunun kaynağı ilahî iradeyi temsil eden Kitâb ve
Sünnet’tir. Yaptırımın ikili karakterde olması: Âhirette,
dünyadaki davranışların mükâfât ya da azap olarak
karşılığının görüleceğine inanmak, bir din olarak İslam’ın
temel iman esasları arasında bulunmaktadır. limsel
doktrin niteliğinde teşekkül etmesi: İslam hukuk kuralları
devletsel yetkiye dayalı bir yasama faaliyeti yoluyla
konulmadığı gibi, örf-âdet hukuku biçiminde de açığa
çıkmamıştır. Meseleci (kazuistik) yöntemle oluşturulması:
İslam hukuku başlangıçta İslam hukukçularının önlerine
gelen meselelerden her birini ayrı ayrı incelemek suretiyle
geliştirdikleri hukukî çözümlerin bir araya toplanmasıyla
oluşmuştur. Doğru cevap C’dir.