Ünite 6 – İslam Medeniyetinde Sosyal Dayanışma ve Vakıflar Çözümlü Test II

0 Üye ve 2 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Uyanan Gençlik

  • ******
  • Join Date: Kas 2010
  • Yer: HATAY
  • 7462
  • +547/-0
  • Cinsiyet: Bay
1. I. Nikah
II. Mehir
III. Miras
IV. Ülfet
V. Nafaka
Yukarıdakilerden hangisi sevgi, saygı ve bağlılık
üzerine kurulu aile müessesesinin hukuki bağlarından
hepsini bir arada gösterir?
A) I, II ve V
B) II, III ve IV
C) I, II ve III
D) I, II, III ve V
E) I, II, III ve IV

Çözüm: Sevgi, saygı ve bağlılık üzerine kurulu aile
müessesesinin nikâh, mehir, miras ve nafaka gibi hukukî
bağları bulunduğunu görmek, bu müessesenin sağlam
temellere oturduğunu anlamamıza kâfidir. Bir arada
gösterdiği şık ise I, II, III ve IV dir. Doğru cevap D’dir.

2. Aşağıdakilerden hangisi İslamiyet’in ferde sağladığı
haklardan birisidir?
A) Serbest teşebbüs sağlamak
B) İnsanların menfaatlerini düzenlemek
C) Ahlâkî ve hukukî alanlarda gelişmeleri temin
edecek müesseseleri kurup geliştirmek
D) İnsanı cemiyetle bütünleştirmek
E) İktisadi ve kültürel alanlarda müesseseler kurup
geliştirmek

Çözüm: Ferde, özel mülkiyet, miras mülkiyeti, serbest
teşebbüs, meşru kazanç hürriyeti ve diğer hakları tanıyan
İslâmiyet; bunun yanında, insanların hak ve menfaatlerini
düzenleyip, milletin muhtaç olduğu refahı, huzur ve
sükûnu sağlayabilecek bir teşkilât olan devletin
kurulmasına da önem verir. Böylece insan cemiyetle
bütünleşir. İçinde bulunduğu toplumun devamı için gerekli
olan iktisadî ve kültürel sahalarda olduğu gibi ahlâkî ve
hukukî alanlarda da gelişmeleri temin edecek
müesseseleri kurup geliştirir ve yaşatır. Doğru cevap
A’dır.

3. Aşağıdakilerden hangisi Kur’ân-ı Kerim’e göre zekât
almayı hakedenler arasında bulunmamaktadır?
A) Fakir ve yoksullar
B) Zekât işlerinde çalışmayanlar
C) Düşkünler
D) Kölelikten kurtulacaklar
E) Allah yolunda çalışmakta olanlar

Çözüm: Kur’ân-ı Kerim’de “Zekâtlar; Allah’tan bir farz
olarak yoksullara, düşkünlere, onu toplayan memurlara,
kalpleri müslümanlara ısındırılacaklara verilir; kölelerin,
borçluların, Allah yolunda olanların ve yolda kalanların
uğrunda sarfedilir. Allah bilendir, hakimdîr” (Tevbe,
9/60) buyurmaktadır. Bu ayetten anlaşıldığına göre, zekât
almaya hakkı olanların başında;
- Fakir ve yoksullar,
- Düşkünler,
- Daha sonra, âmiller (zekât işlerinde çalışan ve
çalıştırılanlar),
- Müellefe-i kulûb (kalpleri müslümanlığa ısındırılacaklar)
geliyor,
- Ayrıca kölelikten kurtulacaklar,
- Borçtan kurtulacaklar,
- Allah yolunda çalışmakta olanlar ve
- Yolda kalanlar da zekât almayı hak edenler arasındadır.
Doğru cevap B’dir.

4. Aşağıdakilerden hangisi toplum dayanışmasını ortaya
koyan vakıfların özelliklerinden biridir?
A) İyi bir gelecek hazırlama
B) Sosyal dengeyi sağlama
C) Bu dünyada ve ahirette mutluluğa ve refaha
kavuşturma
D) Cennet nimetlerini elde etme
E) Adını yaşatma

Çözüm: Özellikle yoksul ve kimsesizlerin geçimine tahsis
edilen vakıfların varlığı, İslâm medeniyetinde insana
verilen değeri ortaya koyduğu gibi toplumdaki
dengesizlikleri de önlemeye yardımcı oluyordu. Tarihî
seyri içinde vakıfların, ne derece yaygın oldukları göz
önüne alınırsa, iyi işlediği ve bozulmadığı zamanlarda
İslâm toplumu içinde bir sosyal denge özelliği taşıdığı
muhakkaktır. Doğru cevap B’dir.

5. I. Müslüman olmadığı halde, Müslümanlığa meyilleri
ve İslâmiyet’i kabulleri umulan ya da Müslümanlara
eza ve cefa etmelerinden korkulup yapacakları eziyet
ve kötülüklerin önlenmesi düşünülen kişiler
II. Kalplerindeki imân tam anlamıyla yerleşmemiş
imanı zayıf kişiler
III. Sel, yangın ve zelzele gibi tabii âfetlerden zarar
görerek veya hiç bir kasdı olmaksızın kaza sonucunda
bir kimsenin ölümüne sebep olarak tazminat ödemeye
ya da kendi ihtiyaçları için borçlananlar
IV. Kendi ülkelerinde zengin olsalar bile, yolculukları
sırasında fakirleşen garip kimseler
V. Yahudi ve Hıristiyanlardan Müslümanlığı kabul
edenlerin hem İslâm’a bağlılıklarını artırmak, hem de
diğer Yahudi ve Hıristiyanların ilgilerini çekmek
üzere Müslüman olanlar
Yukarıda verilen ifadelerden hangisi ya da hangileri
zekâttan hisse ayrılarak kendilerine pay verilecek
müellefetü’l-kulûb grubundadır?
A) Yalnız I
B) I ve III
C) II, IV ve V
D) I, II ve V
E) Yalnız IV

Çözüm: Zekâttan hisse ayrılarak kendilerine pay
verileceklerden bir grup da “müellefetü’l-kulûb”dur.
a) Müslüman olmadığı halde, Müslümanlığa meyilleri ve
İslâmiyet’i kabulleri umulan ya da Müslümanlara eza ve
cefa etmelerinden korkulup yapacakları eziyet ve
kötülüklerin önlenmesi düşünülen kişiler bu kapsama
girer. Böylece Müslüman olmayanlara karşı
Müslümanların güçlenmesine katkısı bulunacak olanların
kaplerinin kazanılarak İslâm’a ısındırılmaları
düşünülenler bu grubun birinci sınıfını teşkil eder.
b)- Kalplerindeki imân tam anlamıyla yerleşmemiş imanı
zayıf kişiler,
- Herhangi bir kabilenin ileri gelenlerinden Müslüman
olup da Müslüman olmayan dostları ile kendi kabileleri
içindeki nüfuz sahibi kişilerin İslâmiyet’e rağbetlerini
artıracağı umularak, bu kabilenin Müslüman olan
büyükleri,
- Yahudi ve Hıristiyanlardan Müslümanlığı kabul
edenlerin hem İslâm’a bağlılıklarını artırmak, hem de
diğer Yahudi ve Hıristiyanların ilgilerini çekmek üzere
Müslüman olanlar,
- Ayrıca hudut boylarında ve stratejik ehemmiyeti olan
tehlikeli bölgelerde düşman hücumlarına karşı kendilerini
savunmak durumunda bulunan Müslümanlar da zekâtın
müellefetü’l-kulûb fonundan yararlandırılması gerekenler
sınıfından kabul edilmişlerdir.
Doğru cevap D’dir.

6. İslâm tarihinde vakıf statüsü taşıyan ilk işlem
aşağıdakilerden hangisidir?
A) Fedek Arazisi
B) Kureyza Arazisi
C) Nadr Arazisi
D) Hayber Arazisi
E) Semğ Arazisi

Çözüm: Hz. Peygamber sağlığında Fedek, Kureyza, Nadr
ve Hayber’deki arazilerinde bulunan hurmalıklarının
gelirlerinden hanımlarının nafakası ile işçilerin
ücretinden geri kalanlarının vakıf mahiyetinde olmak
üzere tahsis edildiği bilinmektedir. Hz. Ömer’e ait Semğ
arazisindeki hurmalık ise İslâm tarihinde vakıf statüsü
taşıyan ilk işlem olarak kabul edilmektedir. Doğru cevap
E’dir.

7. İslâm dünyasında halk yararına veya vakıf esasına
göre kurulan dârüşşifâların yanında sonraları tıp
medreseleri de açılmıştır. Aşağıdakilerden hangisi bu
yapı grubunun İslam dünyasındaki ilk örneğidir?
A) Gevher Nesibe Dârüşşifâsı
B) İzzeddin Keykâvus Şifahanesi
C) Tolunoğlu Ahmet Darüşşifası
D) Turan Melik Dârüşşifâsı
E) Atabey Cemâleddin Ferruh Dârüşşifâsı

Çözüm: İslâm dünyasında halk yararına veya vakıf
esasına göre kurulan dârüşşifâların yanında sonraları tıp
medreseleri de açılmıştır. Abbasiler devrinde başlayan bu
kurumların ilk büyük örneğini Tolunoğlu Ahmed’in
Mısır’da 875 yılında yaptırdığı dârüşşifâ teşkil etmektedir.
Selçuklular döneminde gelişen bu hastahanelerin en
önemlileri Şam’da, Bağdat’ta, Mardin ve Musul’da açılan
dârüşşifâlardır. Selçuklular ve Osmanlılar döneminde
Anadolu’da da yapılmaya devam edilmiştir. Doğru cevap
C’dir.

8. Aşağıdakilerden hangisi İslam dünyasında sağlık
kurumlarına verilen isimlerden biri değildir?
A) Dâru’s-Sıhha
B) Dâru’l-Âfiye
C) Dâru’r-Râha
D) Dâru’l-Kurra
E) Bîmârhâne

Çözüm: Sağlık kurumlarının İslâm dünyasında çeşitli
adlar aldıkları görülmektedir. Bunlar arasında en yaygın
olanı dârüşşifâdır. Sağlık yurdu demek olan dârüşşifâdan
başka, aynı manada kullanılan diğer isimleri şöyle
sıralayabiliriz: Dâru’s-Sıhha, Dâru’l-Âfiye, Dâru’r-Râha,
Dâru’t-Tıb, Mâristan, Bîmârhâne, Tâbhâne, Şifâiye vb.
Hastaların tedavi edildikleri ilaçların yapıldığı bu yerlere
günümüzde hastahane denilmektedir. Doğru cevap D’dir.

9. Aşağıdakilerden hangisi Osmanlı Dönemi’nde
yapılmış bir vakıf müessesidir?
A) İzzeddin Keykâvus Şifahanesi
B) Konya Dârüşşifâsı
C) Bağdat Dârüşşifâsı
D) D)Turan Melik Dârüşşifâsı
E) Hafsa Sultan Dârüşşifâsı

Çözüm: Bursa’da Yıldırım (1399), İstanbul’da Fatih
(1470), Edirne’de Bayezid (1488), İstanbul’da Haseki
Hürrem Sultan (1550), Manisa’da Hafsa Sultan (1538) ve
yine İstanbul’da Sultan Ahmed (1617) dârüşşifâları
Osmanlı Dönemi’nde önde gelen hastahanelerdir.
Bunların hepsi de vakıf müesseseleridir. Doğru cevap
E’dir.

10. Kur’ân’daki “er-Rikâb” kavramı aşağıdakilerden
hangisine karşılık gelmektedir?
A) Boyunduruktan, esirlikten yani kölelikten
kurtarılacak kimseler
B) Yahudi ve Hıristiyanların ilgilerini çekmek üzere
Müslüman olan kimseler
C) Kalplerindeki imân tam anlamıyla yerleşmemiş
imanı zayıf kişiler
D) Ağır borçlara batmış kimseler
E) Yola çıkmış yolcular

Çözüm: Boyunduruktan, esirlikten yani kölelikten
kurtarılacak kimseler Kur’ân’daki “er-Rikâb” kavramını
İslâm hukukçuları ve müfessirleri bu manada
anlamışlardır. Doğru cevap A’dır.