Ünite 1 - Hadis İlmi: Temel Kavramları ve Alt Dalları Çözümlü Test II

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Ders Hocası

  • Hocanın Biri
  • *******
  • Join Date: Eki 2016
  • Yer: Hatay
  • 63863
  • +526/-0
  • Cinsiyet: Bay
    • Arif Arslaner
1. Kur’an’ın bildirdiğine göre Hz. Peygamber’in kendisine indirilen kitabı, ümmetine açıklaması, onları ihtilaf ettikleri konularda aydınlatması görevi
aşağıdakilerden hangisiyle ifade edilir?
A) Tebliğ
B) Tezkiye
C) Kavlî Sünnet
D) Beyân/Tebyîn
E) Takrîrî Sünnet

Çözüm: Beyân/Tebyîn: Peygamber’in kendisine indirilen
kitabı, ümmetine açıklaması, onları ihtilaf ettikleri
konularda aydınlatmasıdır. Bir âyet-i kerîmede Allah,
Peygamberine şöyle demektedir: “Sana zikri (Kur’an’ı)
insanlara, kendilerine indirileni açıklaman için indirdik.”
Bu âyetlerde geçen açıklama görevi sadece sözlü
açıklamaları değil; yaşayarak, örnek olarak, Kur’an
hükümlerinin toplumda yaşanmasını sağlayarak açığa
çıkmasını sağlamayı da kapsar. Çünkü b-y-n kökünün
Arapça’daki temel anlamı açığa çıkmak veya çıkarmaktır.
Doğru cevap D’dir.

2. Aşağıdaki ifadelerden hangisi “Muallâk Hadis” kavramını karşılamaktadır?
A) Başında isnad zinciri zikredilmeyen hadislerdir.
B) Dağın eteği, dayanak, delil, belge anlamlarına
gelir.
C) Hz. Peygamberi Müslüman olarak görüp o
imanla ölenlerdir.
D) Hz. Peygamber’in sözleri ve davranışlarını ifade
eden hadislerdir.
E) Bir hadisin farklı isnad zincirleriyle gelen her bir
kanalıdır.

Çözüm: Herhangi bir hadisin ilk kaynağından hadis
kitabı yazarına gelinceye kadar kimler tarafından
nakledildiğini gösteren bu zincirler, hadisin dayanakları,
doğruluğunun belgeleri niteliğindedir. Yani hadis havada
ve boşlukta değil, bu zincirle ilk kaynağına, Hz.
Peygamber’e bağlanmakta ve dayandırılmaktadır. Hadis
ilminde, başında senedi yani isnad zinciri zikredilmeyen
hadislere Muallâk Hadis denir. Muallâk kelimesinin
anlamı, yere veya sağlam bir zemine dayanmayan,
boşlukta, havada asılı duran demektir. Bu zincirler
hadisin sağlam bir zemine dayandığının
göstergesidir.Doğru cevap A’dır.

3. I. Sözün sahibine ait olup olmadığını, yani uydurma
olup olmadığını bilme imkânı verirler.
II. Hadisin geçirdiği tarihsel süreci yansıtırlar.
III. İlimler tasnifindeki yerini, yakın ilimlerle
ilişkilerini ve farklılıklarını ortaya koyarlar.
IV. Peygamberimizin fiziksel özellikleriyle yani dış
görünüşüyle ve ahlâkî vasıflarıyla ilgilenir, o
konudaki verileri, bilgileri toplar ve değerlendirirler.
V. Peygamberimizin mucizelerini konu edinen
çalışmaları ortaya koyarlar.
Yukarıda verilen ifadelerden hangisi ya da hangileri
hadislerin başındaki senedlerin işlevlerindendir?
A) I ve III
B) I ve II
C) II ve IV
D) III ve IV
E) I, III ve V

Çözüm: Senedi olmayan bir hadisin, sözün sahibine ait
olup olmadığını, yani uydurma olup olmadığını bilme
imkânı yoktur. Hadislerin başındaki senedler bu işlevleri
yanında aynı zamanda hadisin geçirdiği tarihsel süreci de
yansıtırlar. Hadislerin başına râvî zincirlerinin eklenmesi
hadis âlimlerinin titizlikleri ve gayretleri sonucu
gerçekleşmiştir. Bu Müslümanlara özgü bir uygulamadır.
Çünkü böyle bir uygulamaya dünya tarihinde başka bir
uygarlık ve toplumda rastlanmaz. Hadisçiler bunun
farkındadırlar. Hadis kaynakları “İsnad bu ümmete
özgüdür” ifadesini sıkça tekrar ederler. İsnâdın başka
toplumlarda da kullanıldığı şeklindeki iddialar
dayanaktan yoksundur ve örnek olarak gösterilen
uygulamalar yaygın ve sistematik değil, münferid ve
istisnâ kabilindendir. İsnâd sistemi, hadis nakleden,
öğreten, hadis kitabı yazan kişilerin, bu hadisi kimden
aldığını belirtmesi zorunluluğu üzerine kurulmuştur.
Doğru cevap B’dir.

4. Hadis öğrenme, nakletme, derleme, hadisleri içeren
kitaplar telif etme gibi faaliyetleri kapsayan terim
aşağıdakilerden hangisidir?
A) Dirâyet
B) Râvî
C) Tarîk
D) Rivâyet
E) Vech

Çözüm: Hadis İlmi ve hadisle ilgili faaliyetler rivâyet ve
dirâyet olmak üzere ikiye ayrılır. Rivayet daha çok hadis
öğrenme, nakletme, derleme, hadisleri içeren kitaplar telif
etme gibi faaliyetlerini kapsar. Doğru cevap D’dir.

5. Günümüze ulaşan ilk Hadis Usûlü kitabı
aşağıdakilerden hangisidir?
A) Ulûmü’lhadîs
B) el- Muhaddisü’l-fâsıl
C) Ma‘rifetü ulûmi’l-hadîs ve kemmiyyeti ecnâsihâ
D) Ma‘rifetü ulûmi’l-hadîs
E) el-Kifâye fî ilmi’r-rivâye

Çözüm: Hadis âlimleri tarafından yazılan ilk müstakil
Hadis Usûlü kitapları hicrî üçüncü asra aittir. Bunlardan
Ali b. el-Medînî’nin, Ulûmü’lhadîs’i ve Muhammed b.
Abdullah b. Abdülhakem’in.Ma‘rifetü ulûmi’l-hadîs ve
kemmiyyeti ecnâsihâ isimli eserleri günümüze
ulaşmamıştır. Bu eserlerin varlığından, başka kaynaklar
vasıtasıyla haberdar olmaktayız. Günümüze ulaşan ilk
Hadis Usûlü kitabı, Râmhürmüzî’nin el- Muhaddisü’lfâsıl’ıdır.
Doğru cevap B’dir.

6. Aşağıdakilerden hangisi İbnü’s-Salâh’ın Ulûmü’l
Hadîs’ine dayanarak yazılan kitaplardan biri değildir?
A) el-İrşâd
B) İhtisâru Ulûmi’l-hadîs
C) Nuhbetü’l-fiker fî mustalahı ehli’l-eser
D) Elfiyye
E) Mâ lâ yese‘u’l-muhaddise cehlüh

Çözüm: İbnü’s-Salâh’ın Ulûmü’l Hadîs’ine dayanarak
yazılan kitaplar şu şekilde sıralanmaktadır:
a) Nevevî (ö.676/1277), Ulûmü’l-hadîs’i önce el-İrşâd
adıyla ihtisâr etmiş yani kısaltmış, sonra bunu da tekrar
ikinci defa kısaltarak et-Takrîb ve’tteysîr li-ehâdîsi’l-beşîr
ve’n-nezîr ismini vermiştir.

b) İbn Kesîr diye tanınan Ebu’l-Fidâ Imâdüddîn İsmâîl b.
Kesîr (ö.774/1372) İbnü’s-Salâh’ın Mukaddime’sini
İhtisâru Ulûmi’l-hadîs adıyla özetlemiş, noksan gördüğü
bazı konularda ilaveler yapmıştır.

c) Büyük hadis âlimi İbn Hacer el-Askalânî (ö.852/1448),
İbnü’s-Salâh’ın kitabını Nuhbetü’l-fiker fî mustalahı
ehli’l-eser adıyla kısaltmıştır.

d) Zeynüddîn el-Irâkî (ö.806-1403) İbnü’s-Salâh’ın
Ulûmü’l-hadîs’ini kolay ezberlenebilmesi için Elfiyye
tarzında bin iki beyitte şiir halinde özetlemiştir.

e) Celalüddîn es-Suyûtî (ö.911/1505-6) de İbnü’s-Salâh’ın
Ulûmü’lhadîs’ini Elfiyye adıyla nazma, yani bin beyitlik
bir şiire çevirmiştir.

f) Yine Suyûtî, Nevevî’nin et-Takrîb’ini, Tedrîbü’r-râvî fî
şerhi Takrîbi’n- Nevevî adıyla şerh etmiştir.
Doğru cevap E’dir.

7. Cerh ve ta‘dîlin kurallarını ilk defa derli toplu yazılı
hale getiren kişi aşağıdakilerden hangisidir?
A) İbn Ebî Hatim
B) Halîfe b. Hayyât
C) Tacüddîn es-Sübkî
D) Ahmed b. Hanbel
E) Buhâri

Çözüm: Cerh ve ta‘dîlin kurallarını ilk defa derli toplu
yazılı hale getiren hicrî sekizinci yüzyılda yaşayan
Tacüddîn es-Sübkî’dir (ö.771-1398).
Tabakâtü’şşâfiyyeti’l- kübrâ isimli kitabında “Cerh Ta‘dîl
Kaideleri” başlığı altında konuyu ele alır. Bu konuda
önemli müstakil kitaplardan birisi Hindistanlı Muhammed
Abdulhayy el-Leknevî’nin (ö.1304/1886) er-Ref‘u ve’ttekmîl
fi’l-cerhi ve’t-ta‘dîl isimli kitabıdır. Doğru cevap
C’dir.

8. Hadisler arasındaki ihtilâfın giderilmesinde kullanılan
ve “şer’î bir hükmün daha sonra gelen şer’î bir delille
kaldırılması” şeklinde ifade edilen yöntem
aşağıdakilerden hangisidir?
A) Cem‘ ve te’lîf
B) Tercih
C) Tevakkuf
D) Nesh
E) Mensûh

Çözüm: Hadisler arasındaki ihtilâfın giderilmesinde dört
temel yöntem vardır: Bu yöntemlerden nesh; Arapça’da
yok etmek, ortadan kaldırmak, nakletmek anlamlarına
gelir. İslâmî ilimlerde nesh’in tanımı: “Şer’î bir hükmün
daha sonra gelen şer’î bir delille kaldırılması”
şeklindedir.

Yürürlükten kaldırılan önceki hükme mensûh,
öncekini yürürlükten kaldıran sonraki hükme nâsih denir.
Nesh konusu değişik problemleri olan geniş bir konudur.
Detaylarında âlimler arasında tartışmalar vardır. Sadece
hadis ilmini değil, tefsir ve fıkıh ilmini de ilgilendirir.
Hadiste nesh konusu muhaddisler tarafından müstakil
kitapların yazıldığı çok önemli bir konudur. Bu nedenle
hadis ilminin alt dalı sayılabilir. Fakat İhtilâfü’l-hadîs
ilmi içinde değerlendirilmesi daha doğrudur. Doğru cevap
D’dir.

9. Doksan sekiz hadisin fıkıh konularına göre tertip
edilmiş şekilde vürud sebeplerini içeren eser
aşağıdakilerden hangisidir?
A) el-Beyân ve’t-ta’rîf fî esbâbi vürûdi’l-hadîs
B) Te’vîlü muhtelifi’l-hadîs
C) İhtilâfü’l-hadîs
D) en-Nihâye fî ğarîbi’l-hadîs’
E) el-Lüma’ fî esbâbi vürûdi’l-hadis

Çözüm: Esbâbü’l-Vürûd geliş, ortaya çıkış sebepleri
anlamına gelir. Tekili Sebebü’l-Vürûd’dur. Bu ilim dalı
hadislerin söyleniş sebepleri, hangi ortamlarda, ne
amaçla söylendiklerini araştırır. Bu ilim dalı çok önemli
olmakla birlikte yeterince gelişmemiş ve fazla kitap
yazılmamıştır. Bu konuda ilk müstakil kitabı Ömer b.
İbrâhîm el-Ukberî’nin (ö.387/997) yazdığı kaynaklarda
belirtilmekteyse de günümüze ulaşamamıştır. Bu konuda
yazılıp günümüze ulaşan iki önemli eser vardır:

1-Süyûtî’nin, el-Lüma’ fî esbâbi vürûdi’l-hadis’i. Doksan
sekiz hadisin fıkıh konularına göre tertip edilmiş şekilde
vürud sebeplerini içermektedir.

2- İbn Hamza el-Hüseynî’nin (ö.1120/1708) el-Beyân ve’tta’rîf
fî esbâbi vürûdi’l-hadîs isimli eseridir. 1154 hadisin
vürûd sebebi geçmiş kaynaklardan derlenmiştir. Hadisler
alfabetik olarak sıralanmaktadır. Doğru cevap E’dir.

10. Aşağıdakilerden hangisi Hadis tenkidinin temel
ilkelerinden biri değildir?
A) Hadislerin söyleniş sebepleri, hangi ortamlarda,
ne amaçla söylendiklerinin araştırılması.
B) Haberin başka kaynaklardan te’kîdi, yani aynı
haberi veren başka kaynaklar olup olmadığının
araştırılması, varsa ikisinin karşılaştırılması.
C) Hadislerin bütün farklı rivayet kanallarının ve
zincirlerinin araştırılması, bir araya toplanması,
karşılaştırılması ve bir bütün olarak
değerlendirilmesi
D) Her hangi bir hadis, akla, Kur’an’a, İslâm
Dini’nin genel ilkelerine, İslâm âlimlerinin
icmâ’sına, Hz. Peygamber’in yaygın ve meşhur
bir sünnetine, kesin bilimsel verilere, kesin
tarihsel gerçeklere aykırı ise, çok sayıda kişiyi
ilgilendiren bir konuda sadece bir kişi rivayette
bulunuyorsa kabul edilmemesi.
E) Haberi verenin, haber verdiği olaya tanık olup
olmadığının, doğru algılama konusunda bir engel
bulunup bulunmadığının, haberi doğru olarak
aktarmasını engelleyecek herhangi bir neden,
engel veya kusur bulunup bulunmadığının
araştırılması.

Çözüm: Hadislerin gerçekten Hz. Peygamber’e ait olup
olmadığını araştıran hadis tenkitçiliği, insanoğlunun
haberlerin doğruluğunu belirlemek için şimdiye kadar
bulabildiği ve kullandığı üç evrensel yöntemi kullanır:
1-Haberi verenin, haber verdiği olaya tanık olup
olmadığının, doğru algılama konusunda bir engel bulunup
bulunmadığının, haberi doğru olarak aktarmasını
engelleyecek herhangi bir neden, engel veya kusur
bulunup bulunmadığının araştırılması.

2- Haberin başka kaynaklardan te’kîdi, yani aynı haberi
veren başka kaynaklar olup olmadığının araştırılması,
varsa ikisinin karşılaştırılması. Hadislerin bütün farklı
rivayet kanallarının ve zincirlerinin araştırılması, bir
araya toplanması, karşılaştırılması ve bir bütün olarak
değerlendirilmesi.

3- Her hangi bir hadis, akla, Kur’an’a, İslâm Dini’nin
genel ilkelerine, İslâm âlimlerinin icmâ’sına, Hz.
Peygamber’in yaygın ve meşhur bir sünnetine, kesin
bilimsel verilere, kesin tarihsel gerçeklere aykırı ise, çok
sayıda kişiyi ilgilendiren bir konuda sadece bir kişi
rivayette bulunuyorsa kabul edilmemiştir. Bu üçüncü tür
tenkit yöntemi, İslâm Tarihi’nin çok erken dönemlerinden
beri uygulanmıştır. Doğru cevap A’dır.