Neden hep ağaçlar ve kuşlar,
neden çiçekler ve yağmurlar,
neden güneş, ay ve yıldızlar,
neden mevsimler ve asırlar,
neden gökkuşağı ve dağlar..
diyorsanız, iyice kulak verin:
inne fî halqis-semâvâti vel-ardi
3:190 Göklerin ve yerin yaratılışında,
vahtilâfil-leyli ven-nehâri
gece ile gündüzün birbiri ardınca gelmesinde
leâyâtin liulil-elbâb
özlü kişilere şüphesiz âyetler, deliller vardır.
ellezîne yezkurûnallâhe
3:191 onlar ki Allah'ı anarlar
qiyâmen vequ'ûden ve 'alâ cunûbihim
ayaktayken, otururken, yan yatarken
veyetefekkerûne fî halqis-semâvâti vel-ard
göklerin ve yerin yaratılışı hakkında düşünürler
rabbenâ mâ halaqte hâzâ bâtilen
Rabbimiz, bunu boşuna yaratmadın,
subhâneke feqinâ 'azâben-nâr
subhâneke, bizi ateş azabından koru
Çünkü tefekkür bunlarla başlar.
Ömer Nasûhî Bilmen'in zarîf ve latîf ifadesiyle:
Şu göklerden, bu yerlerden, bütün zerrât-ı âlemden
Senin ulvîyet-ü kudsîyenin Yârabbi, zâhirdir
Enîn-i kalb-i uşşâkın, bütün âhengi enhârın
Bütün feryâdı murgânın Senî tesbîhe dâirdir
El-hâk, öyledir... Âşıkların kalplerinin âhları da, ırmakların âhengi de, kuşların tüm feryâdı da ancak O'nu tesbihe dairdir.