İnkar Kavramının Kapsamı

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Ders Hocası

  • Hocanın Biri
  • *******
  • Join Date: Eki 2016
  • Yer: Hatay
  • 63863
  • +526/-0
  • Cinsiyet: Bay
    • Arif Arslaner
İnkar Kavramının Kapsamı
« : 03 Şubat 2018, 13:25:19 »
İnkâr kelimesi Kur’an’da genel bir mana taşımaktadır. Bu kelime her türlü
inançsızlığı kapsamaktadır. Allah’ın varlığı ve birliği, peygamberlik, vahiy,
ahiret gibi inanç konularının tamamını ya da bir kısmını inkâr eden kimseler
yerine göre kâfir, müşrik veya münafık gibi isimler almaktadırlar. Her ne
kadar inkâr ettikleri konular ve aldıkları nitelikler farklı olsa da anlam
bakımından hepsi de inançsızlık noktasında birleşmektedirler. Ünitenin bu
kısmında şirk, nifak ve irtidat terimlerinin inançsızlık kavramıyla ne şekilde
bağlantılı oldukları üzerinde durulacaktır.

Şirk
Sözlükte şirk “ortaklık” manasına gelir. Dinî anlamda şirk, Allah’ın ulûhiyet,
sıfat ve fiillerinde eşi ve ortağı olduğunu kabul etmek ve Allah’tan başkasına
ibadet etmektir. Bu da putlara, ağaçlara, hayvanlara, kabirlere, semavî
cisimlere, tabiat kuvvetlerine, ruhanî varlıklara ve insanlara ulûhiyet vererek
tapınmak şeklinde meydana gelir. İşte Allah’a, ulûhiyet makamına
yakışmayan kusur, acizlik ve hata gibi eksiklikleri ifade eden sıfat
mefhumları yüklemek şirktir. Hâlbuki ilâh, insanların sevgi, ümit, korku,
güven, tevekkül, yardım, dua, kurban, adak vb. gibi tüm ibadet türlerinde
bağlandığı varlıktır. Bu sebeple bütün bu konularda Allah’tan başka varlıkları
O’na ortak koşmamak gerekir. Ulûhiyet ve ubudiyette tevhid dediğimiz
zaman, ilahlığı ve ibadetleri sadece Allah’a has kılmak anlaşılmalıdır.

Küfür, Allah’a şirkten daha umumi olup, şirki de içine alır. Bu manada
her müşrik kâfirdir ama her kâfir müşrik değildir. Meselâ, Mecusîlerde
olduğu gibi iki ilahın varlığını benimsemek hem şirktir ve hem de küfürdür
(el-Hacc 22/17). Hâlbuki âhiret gününe inanmamak küfürdür ama şirk
değildir. Ayrıca Kur’ân-ı Kerîm’de müşriklerle Ehl-i kitap, kafirlerin iki ayrı
zümresi olarak zikredilir (el-Beyyine 98/1). Zira Hıristiyanlar baba, oğul ve
ruhu’l-kudsten oluşan üç esası ilah tanıyor, Yahudiler de hahamların haram
dediği şeyleri haram, helal dediklerini de helal kabul ediyorlar, onlara rabb
isnadında bulunuyorlar. (et-Tevbe 9/31).

Küfür şirkten daha genel olup şirki de içine alır. Bu manada her müşrik kâfirdir,
ama her kâfir müşrik değildir.

Allah’a şirk koşmak, günahların en büyüğüdür. Şirk ile küfrün Allah
tarafından bağışlanamayacağı, bunun dışında kalan günahlardan dilediğini
Allah’ın bağışlayacağı, şirkin en büyük zulüm olduğu belrtilmiştir (bk. enNisa
4/48; Lokman 31/13). Allah’ı inkâr edenlerle O’na ortak koşanların
varacağı yer, ateştir (el-Mâide 5/72). Büyük şirk Allah’tan başka varlıkları
sevmede ve onlara ta’zimde aşırı gitmek suretiyle de ortaya çıkabilir.
Kur’an’a göre ulûhiyetin en büyük özelliklerinden birisi, sevilmektir.
Allah’tan başka herhangi bir varlığı Allah statüsünde bir sevgiyle sevmek
insanı ortak koşmaya götürme sebebidir (el-Bakara 2/165).

Hıristiyanların Hz. İsa’yı tanrılaştırmalarına sebep olarak aşırı hürmeti
gösteren Hz. Peygamber bir rivayette şöyle buyurmuşlardır: “Hıristiyanların
Meryem oğlu İsa’yı aşırı bir şekilde övdükleri gibi, siz de beni övmeyin. Ben
sadece Allah’ın kuluyum. Bu sebeple Allah’ın kulu ve elçisi, deyin” (AHmed
b. Hanbel, Müsned, I, 23, 24, 47, 55). Çünkü Hıristiyanlar Hz. İsa’yı aşırı
derecede övdüler, önce Allah’ın oğlu, sonra da ilah yaptılar. Aynı şekilde
Yahudiler de “Uzeyir Allah’ın oğludur” demekle Allah’a ortak koştular (etTevbe
9/30). Bundan dolayı İslâm insanî alanla, ilâhî alanın sınırlarının
gözetilmesi konusunda büyük hassasiyet gösterir. Tevhid inancına göre
hiçbir insan peygamber derecesine çıkamaz, hiçbir peygambere de insanüstü
bir konum biçilemez.

Nifak
Nifak dıştan Müslüman görünmek içten ise Allah’ı, Resulünü ve onun
ilettiklerini yalanlamaktır. Nitekim Kur’ân-ı Kerîm’de “İnsanlardan,
inanmadıkları halde, Allah’a ve âhiret gününe inandık diyenler de vardır” (elBakara
2/8) hükmü nifakın dil ile ikrar bulunduğu kalb ile tasdikin
olmadığını vurgular. Dolayısıyla nifak ehlinin, yani münafıkların kalplerinde
tasdik bulunmadığı için itikadi açıdan kâfir hükmündedirler ve cehennemde
ebedî olarak kalacaklardır (en-Nisâ 4/140, 145).

hareket etmek, insanda şahsiyet gelişimini olumsuz yönde etkiler. Toplum
fertleri arasında güvensizlik doğurduğu gibi toplumsal bağların gevşemesine
ve bir arada yaşama kültürünün yara almasına sebep olur.

İrtidat
Sözlükte irtidat ve ridde gelinen yola tekrar gerisin geri dönmek anlamına
gelir. Dini bir terim olarak da İslam’a girdikten sonra tekrar İslam’dan
çıkarak küfre geri dönmektir. Dinden dönen kimseye de mürted adı verilir.
Kur’an’da dinden dönen kimselerin durumu şöyle anlatılır: “İçinizden
dininden dönüp kâfir olarak ölen olursa, bunların işleri dünya ve âhirette boşa
gitmiş olur. İşte cehennemlikler onlardır, onlar orada temellidirler” (bk. elBakara
2/217; el-Mâide 5/54; Muhammed 47/25).

İrtidat da itikâdî ve amelî diye iki kısma ayrılır. İtikâdî irtidat, Allah’ı,
Resulünü ve O’nun getirdiklerini inkâr ederek bir başka dine ya da anlayışa
dönmektir. Kur’an-ı Kerîm’de “Kim imanı inkar ederse, şüphesiz amelleri
boşa gider” (el-Mâide 5/5; ayrıca bkz. Âl-i İmran 3/22; el-A’râ 7/147; elKehf
18/105) buyrulmaktadır. Amelî irtidat ise şuursuzca dini
uygulamalardan bir kısmını dine aykırı uygulamalarla değiştirmektir. Bir
Müslüman ister itikâdî, isterse amelî planda olsun yaptıklarına çok dikkat
etmesi gerekir.

Hiç kuşkusuz nifakın fert ve toplum üzerinde olumsuz etileri vardır.
Bunun itikadî ya da amelî olması fark etmez. İtikadî nifak inanca zarar verir
ve insan vicdanında derin sarsıntılar meydana getirir. Amelî nifak yani
davranışlarda farklı dışavurumlara sahip olmak ise ahlaki anlamda ikiyüzlü
Görüldüğü gibi inkâr kavramının kapsam alanı oldukça geniştir. Kâfir
iman hakikatlerini gizleyip inkâr eden; müşrik, Allah’a ortak koşan; münafık,
kalpteki samimiyetini bozup diliyle iman ettiğini söyleyen; mürted ise
imandan sonra küfre dönen kimse demektir. Bunların hepsi sonuç itibariyle
inkârda birleşmektedir. İnkârın da bazı psikolojik ve sosyolojik nedenleri
mevcuttur.