Meleklerin Özellikleri Nelerdir?

0 Üye ve 2 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Ders Hocası

  • Hocanın Biri
  • *******
  • Join Date: Eki 2016
  • Yer: Hatay
  • 63863
  • +526/-0
  • Cinsiyet: Bay
    • Arif Arslaner
Meleklerin Özellikleri Nelerdir?
« : 03 Şubat 2018, 11:04:34 »
Kur’an-ı Kerim’de meleklerin özellikleri ve görevleri hakkında çeşitli bilgiler
verilmektedir. Buna göre, Allah tarafından kendilerine verilen görevleri
eksiksiz olarak yerine getirmekle yükümlü olan melekler, günah işlemekten
uzak varlıklardır. Onlar sadece Allah’ın emriyle hareket ederler ve asla ona
itaatsizlik etmezler. Melekler bu özellikleriyle günah işleme yeteneğine sahip
olan insanlardan ve cinlerden ayrılmışlardır. Bu çerçevede, Kur’anda
Allah’ın insanı yaratma dileğine meleklerin itiraz eder bir tarzda yaklaşması,
onların bu yaratılışına aykırı gibi görünse de bunun görüş bildirmek veya
gerçeği öğrenmek amacıyla söylendiği ileri sürülmüştür. Nitekim ayetin
devamında ve konuyla ilgili diğer ayetlerde meleklerin mutlak bir teslimiyet
içinde oldukları açıkça görülmektedir:

“Hani, Rabbin meleklere, “Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım”
demişti. Onlar, “Orada bozgunculuk yapacak, kan dökecek birini mi
yaratacaksın? Oysa biz sana hamdederek daima seni tesbih ve takdis
ediyoruz.” demişler. Allah da, “Ben sizin bilmediğinizi bilirim” demişti” (elBakara
2/ 30).

Ayet ve hadislerde geçen ifadelerden hareketle meleklerin özelliklerini şu
şekilde sıralamak mümkündür:


1.Melekler nurdan yaratılmış varlıklardır. Meleklerin hangi maddeden
yaratıldığına dair Kur’an’da açık bir bilgi yoktur. Fakat bir hadiste “cinlerin
ve şeytanların ateşten, Hz. Âdem’in toprak ve çamurdan, meleklerin ise
nurdan yaratıldığı belirtilmektedir (Müslim, “Zühd” 10).

2. Meleklerde erkeklik ve dişilik özelliği yoktur. Bu nedenle müşriklerin,
melekleri Allah’ın kızları sanmaları batıl bir inanıştır. Kur’ân-ı Kerim onların
bu düşüncelerinin yanlışlığını ortaya koymaktadır:
 “Onlar Rahman’ın kulları olan melekleri dişi kabul ettiler. Acaba
meleklerin yaratılışlarını mı görmüşler?” (ez-Zuhruf 43/19; es-Sâffât 37 /149-
150).

3. Melekler, yorulma, usanma vb. bedensel özelliklerden arınmışlardır.
 “O’nun huzurunda bulunanlar, O’na ibadet hususunda kibirlenmezler ve
yorulmazlar. Onlar bıkıp usanmaksızın gece gündüz Allah’ı tesbih ederler”
(Fussilet 41/38).

4. Melekler; Allah’a isyan etmeyen, O’nun emrinden dışarı çıkmayan,
kendileri için öngörülen görevleri eksiksiz yapan ve asla günah işlemeyen
varlıklardır:

 “Onlar, üstlerindeki Rablerinden korkarlar ve kendilerine ne emrolunursa
onu yaparlar” (en-Nahl 16/50).

 Burada, Kur’an’da Adem’e secde etmeyerek Allah’a isyan eden İblis’in,
meleklerden değil, cinlerden olduğunu belirtmek gerekir (el-Kehf 18/50).
5. Melekler son derece güçlü ve üstün özelliklere sahip varlıklardır.
“(Kur’an’ı) ona, üstün güçlere sahip, muhteşem görünümlü (Cebrail)
öğretti” (en-Necm 53/5).

“Ey iman edenler! Kendinizi ve ailenizi, yakıtı insanlar ve taşlar olan
ateşten koruyun. O ateşin başında gayet katı, çetin, Allah’ın kendilerine
verdiği emirlere karşı gelmeyen ve kendilerine emredilen şeyi yapan
melekler vardır” (et-Tahrim 66/6).

“(Kur’an), şüphesiz değerli, güçlü ve Arş’ın sahibi katında itibarlı, orada
(meleklerce) itaat edilen, güvenilir bir elçinin (Cebrail’in) getirdiği sözdür”
(et-Tekvîr 81/19-21).

6. Bir ayette meleklerin kanatları olduğu belirtilmektedir. Ayette geçen
“kanat” ifadesini diğer dünyevî varlıkların kanatlarına benzeterek anlamak
doğru değildir. Çünkü bu kanatların mahiyeti bilinmemektedir.

“Hamd, gökleri ve yeri yaratan, melekleri ikişer, üçer, dörder kanatlı elçiler
yapan Allah’a mahsustur. O, yaratmada dilediğini artırır. Şüphesiz Allah’ın
gücü her şeye hakkıyla yeter” (el-Fâtır 35/1).

7. Normal şartlarda gözle görünmeyen melekler, Allah’ın emir ve izni ile
çeşitli şekillere girebilmektedirler. Peygamberler onları aslî suretleri ve
büründükleri biçimleri ile görebilirler. Nitekim Cebrâil (a.s.), Hz. Meryem’e
bir insan şeklinde görünmüş, Hz. İbrahim’e insan şeklinde gelen melekler
onu bir evlat ile müjdelemişlerdir.

“(Ey Muhammed!) Kitap’ta Meryem’i de an. Hani o ailesinden ayrılarak
doğu tarafında bir yere çekilmiş ve (kendini onlardan uzak tutmak için)
onlarla arasında bir perde germişti. Biz, ona Cebrail’i göndermiştik de ona
tam bir insan şeklinde görünmüştü” (Meryem 19/16-17).

“And olsun elçilerimiz (melekler), İbrahim’e müjde getirip “Selâm sana!”
dediler. O, “Size de selâm” dedi ve kızartılmış bir buzağı getirmekte
gecikmedi. Ellerini yemeğe uzatmadıklarını görünce, onları yadırgadı ve
onlardan dolayı içinde bir korku duydu. Dediler ki: “Korkma, çünkü biz Lût
kavmine gönderildik.” İbrahim’in karısı ayakta idi. (Bu sözleri duyunca)
güldü. Ona da İshak’ı müjdeledik; İshak’ın arkasından da Yakûb’u.
İbrahim’in karısı ayakta idi. (Bu sözleri duyunca) güldü. Ona da İshak’ı
müjdeledik; İshak’ın arkasından da Yakûb’u. İbrahim’in karısı ayakta idi.
(Bu sözleri duyunca) güldü. Ona da İshak’ı müjdeledik; İshak’ın arkasından
da Yakûb’u” (Hûd 11/69-73).

8. Melekler de diğer varlıklar gibi gaybı bilemezler. Çünkü gaybı sadece
Allah bilir. Meleklerin bildiği gayb, Allah’ın onlara bildirdikleriyle sınırlıdır.
“De ki: “Göktekiler ve yerdekiler gaybı bilemezler, ancak Allah bilir.
Onlar, öldükten sonra ne zaman diriltileceklerinin de farkında değildirler”
(en-Neml 27/65).

Melekler, Allah’ın Âdem’e öğrettiği varlıkların isimlerinin ne olduğunu
bilememişler, Hz. Âdem, Allah’ın emriyle, varlıkların isimlerini söyleyince
de Yüce Allah; göklerin ve yerin gaybını ancak kendisinin bildiğini
belirtmiştir.

“Allah, Âdem’e bütün varlıkların isimlerini öğretti. Sonra onları meleklere
göstererek, “Eğer doğru söyleyenler iseniz, haydi bana bunların isimlerini
bildirin” dedi. Melekler, “Seni bütün eksikliklerden uzak tutarız. Senin bize
öğrettiklerinden başka bizim hiçbir bilgimiz yoktur. Şüphesiz her şeyi
hakkıyla bilen, her şeyi hikmetle yapan sensin” dediler. Allah, şöyle dedi:
“Ey Âdem! Onlara bunların isimlerini söyle.” Âdem, meleklere onların
isimlerini bildirince Allah, “Size, göklerin ve yerin gaybını şüphesiz ki ben
bilirim, yine açığa vurduklarınızı da, gizli tuttuklarınızı da ben bilirim
demedim mi?” dedi” (el-Bakara 2/31-33)