İşçi (İşgören) Ahlâkı - İşbilir ve Güvenilir Olmak

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı D®agon

  • Ezberletmez Öğretir
  • *******
  • Join Date: Mar 2008
  • Yer: Ankara
  • 11656
  • +524/-0
  • Cinsiyet: Bay
    • Arif Hocam
İşçi, yaptığı işi iyi bilmeli, yeterince bilmiyorsa bir an önce eksikliklerini
gidermeli, işi konusunda uzmanlaşmalıdır. Ayrıca o, iş ile ilgili her türlü mal
ve bilgi gibi hususta kendisine güvenilir olmalıdır. Rasulullah bir zamanların
işçisi sayılabilecek olan kölenin dürüstlüğü konusunda şöyle buyurmuştur:
“Rabbine karşı kulluğu çok güzel, efendisinin kendisine yüklediği görevleri
itaat ve dürüstlükle yerine getiren köle için iki kere mükafat vardır” (Buhari,
2005, 92).

Burada ve bundan sonra kölelikle ilgili birkaç hadisten yararlanırken işçi ile
köle arasında başkasına iş yapma ilişkisi dışında hiçbir benzerlik görülmediği
unutulmamalıdır.

İbn Haldun’un işçilerde bulunması gereken erdemlerle ilgili en fazla
liyakat ve güven üzerinde durduğu anlaşılmaktadır. Ona göre insanın
hizmetinde bulunduracağı kimseler dört sınıfa ayrılır: Bunlardan birincisi,
üzerine aldığı görevi hakkıyla görebilen ve işine güvenilebilecek olan doğru
bir kimsedir; ikincisi, işine de emanet ve doğruluğuna da güvenilemez bir
kimsedir; üçüncüsü, işini ve görevini yapabileceğine güvenilir biridir ama
emanet ve doğruluğuna güvenilmez; dördüncüsü ise, emanet ve doruluğuna
güvenilir biridir ama işinin ehli olmaz. İbn Haldun’a göre, birinci sınıf işçi,
yani hem işinin ehli hem de güvenilir olan işçi fazla bulunmaz. İşinin ehli de
olmayan güvenilir de olmayan ikinci tip işçiyi ise, akıllı kimseler
çalıştırmazlar. Çünkü bunların zararı çok olur. Daha kolay bulunabilecek
olanlar, son iki sınıftır; yani güvenilir olan ama işini bilmeyenle, işi bilen ama
güvenilir olmayan. Bunlar arasında tercih yapmak gerekirse, o, güvenilir
değilse de işinin ehli olanın tercih edilmesi gerektiği tavsiyesinde bulunur.
Çünkü onun hiyanetinden korunmak için tedbir alınabilir, ama güvenilir de
olsa işi bilmeyen kişi, sahibine faydasından çok zarar verir (İbn Haldun,
1988, 329-30).