Anadolu’nun erken devir mimarisinde Artuklu cami ve medreseleri
gelişmeleri bakımından önemli yapılardır. Camiler, sonraki gelişmeye fazla
etkisi olmayan ve kapalı bir bölge mimarisi halinde kalan enine gelişen
mihrap önü kubbeli ve avlulu tipi meydana getirmiş, ancak XIV. yüzyılda bu
gelişme Batı Anadolu’da devam edebilmiştir. 1157 tarihli Silvan Ulucamii ile
Anadolu cami mimarisinin muhteşem üslûbunun başladığı kabul edilir. Enine
dikdörtgen bir alanı kaplayan ve son araştırmalara göre bir avlunun
güneyinde yer alması gereken yapıda malzeme kesme taştır.
Sonraki onarımlarda minaresinde en eski tarihli kitâbenin 1176’yı gösterdiği ve XIV. yüzyıla kadar uzayan değişikliklere sahip olan Mardin Ulucamii’nde revaklı bir avlunun güneyinde yer alan mekânın planı Artuklu camilerinin
özelliklerini aksettirir.
Harput’ta 1156 tarihli diğer bir Artuklu yapısı olan
Ulucami şaşılacak biçimde Zevvâre Ulucamii’nin planını hatırlatır. Tuğla
yapı, ortadaki revaklı bir avlunun etrafında tonozlu mekânlarla gelişir.
Medrese mimarisinde Anadolu’da iki tip gelişme göstermiştir. Bunlardan
açık avlulu medrese tipinin erken örnekleri de Artuklu coğrafyasında ortaya
çıkmıştır. XII. yüzyıl başlarından Mardin’de Emînüddin Külliyesi’nin
mâristan (hastahane) kısmı bugün haraptır, sadece hamamı, cami ve
medresenin bir kısmı ayaktadır. Buna karşılık XII. yüzyıl üçüncü
çeyreğinden Mardin Hatuniye Medresesi, en erken açık avlulu Anadolu
medresesi olarak iki katlı eyvanlı, revaklı avlulu olgun bir forma sahiptir.
Cami eyvanının ve türbenin taş mihrapları ilgi çekicidir. 1198 tarihli
Diyarbakır Zinciriye Medresesi revaklı avlulu kesme taştan bir yapıdır. 1198-
1223 tarihleri arasında gerçekleştirilen Diyarbakır Mesudiye Medresesi ise
iki katlı revaklı avlusu, büyük eyvanı ve özellikle taş işçiliği ile Ulucami
külliyesine bitişik ve onu tamamlayan bir yapı halinde erken medreselerin en
ilgi çekicilerindendir. XIII. yüzyıl ilk yarısından Mardin’de Şehidiye
Medresesi, büyük bir revaklı avlu esasına dayanır, muhteşem portali
yandadır. Güneyde yer alan iki nefli cami kısmı avluya üç açıklıkla bağlıdır.
Yine Mardin’de XIV. yüzyıl sonu gibi geç bir tarihte gerçekleştirilen ve yine
orada Sultan Kasım Medresesi adı ile bilinen yapıya da öncü olan Sultan İsa
Medresesi Artuklular’ın denediği değişik bir plan göstermesi bakımından
önemlidir.