Medine’ye hicret kararı Medine’de İslâm’ın kök salmasıyla mümkün
olmuştu. Medine, Hz. Peygamber’in hicret yurdu olarak seçebileceği nadir
yerlerden biriydi.
Medine’nin Hicret Yurdu Seçilmesinin Sebepleri
Medine’nin hicret yurdu olarak seçilmesinin sebeplerini şöyle sıralayabiliriz:
1. Medine’nin hicret yurdu seçilmesinin önemli sebeplerinden biri, Mekke ile
ilişkiyi tamamen koparmayı gerektirmeyecek bir yer olmasıdır. Arapların
Kâbe’ye saygı göstermesi, Mekke’yi göz ardı edilemeyecek bir merkez
haline getiriyordu. Oraya hâkim olan kimse, Araplarla sıcak ilişkiler
geliştirme imkânına sahipti. Bu sebeple Hz. Peygamber’in Mekke’yi
ihmal etmesi düşünülemez. Medine ise Mekke ile ilişkilerin devam
etmesine imkân verecek bir konumdadır.
2. Medine’deki otorite boşluğu Hz. Peygamber’in burada rahat hareket
etmesine imkân veren bir etkendir. Bu sebeple Medine’nin tercih
edilmesinde tereddüt edilmemiştir.
3. Medine’de Hz. Peygamber’in ailesinin sıhriyet bağı olan Hazrec
kabilesinin yaşaması, destek sağlanması açısından önemlidir. Bilindiği
gibi Araplar arasında kabile dayanışmasının yanı sıra evliliklerle tesis
edilen akrabalık da toplumsal dayanışmada etkili olabiliyordu.
4. Nüfus potansiyeli bakımından Medine, Hicaz’daki en önemli yerleşim
yerlerindendir. Hicret sırasında burada hatırı sayılır bir nüfus yaşıyordu.
Bu da Medine’yi tebliğ için vazgeçilmez bir yer haline getiriyordu.
5. Medine’nin Habeşistan gibi alternatiflerle karşılaştırıldığında Mekke’ye
yakın sayılabilecek bir mesafede olması da hicret yurdu olarak
seçilmesinin sebeplerinden biri olarak değerlendirilebilir.
6. Kuşkusuz Hz. Peygamber’in Medine’yi tercih etmesinin en açık
sebeplerinden biri, buradaki Müslümanlardan gördüğü destektir. Bu
destek sayesinde, tebliğ yapmasına yıllarca engel olan Kureyş’e karşı
koyabilmiştir.