Kureyş’in Mekke Hakimiyeti ve Kâbe Hizmetleri

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Ders Hocası

  • Hocanın Biri
  • *******
  • Join Date: Eki 2016
  • Yer: Hatay
  • 63863
  • +526/-0
  • Cinsiyet: Bay
    • Arif Arslaner
Kureyş’in Mekke Hakimiyeti ve Kâbe Hizmetleri
« : 14 Ocak 2018, 14:48:45 »
Huzaâlılar’dan sonra Mekke idaresi ve Kâbe hizmetleri Kureyş kabilesinin
eline geçti. Hz. İsmail’in torunlarından Adnân’ın soyundan gelen Kureyş
kabilesi, uzun süre Benî Kinâne’den olan akrabalarıyla birlikte dağınık
guruplar halinde Mekke dışındaki çadırlarda yaşadı.

V. Yüzyılın ilk yarısında, Kureyş kabilesine adını veren Fihr (Kureyş) b. Mâlik’in altıncı
dereceden torunu ve Hz. Peygamber’in beşinci dereceden dedesi Kusay b.
Kilâb, liderlik vasıflarıyla Kureyş kabilesi arasında seçkin bir yer kazandı ve
Mekke tarihinde çok önemli bir rol oynadı. Kusay liderliğindeki Kureyş
kabilesi, Kinâne ve Kudâa kabilelerinin de yardımıyla, Mekke hâkimiyetini
elinde bulunduran Benî Huzâa ile mücadele etti ve sonunda Mekke
hâkimiyeti Kâbe ile ilgili hizmetlerle birlikte Kusay’ın şahsında Kureyş
kabilesine intikal etti.

Kusay dağınık olarak yaşayan Kureyş kollarını
birleştirerek Mekke’ye yerleştirdi. Kâbe civarından başlayarak Mekke
topraklarını on parçaya ayırdı ve Kureyş’in on kolu arasında paylaştırdı.
Kureyş’in bazı kolları da Mekke dışına yerleştirildi.

Kureyş’ten Mekke’de iskân edilenlere Kureyşü’l-Bitâh,
Mekke dışında yerleştirilenlere de Kureyşu’z-Zevâhir adı verildi.

Kusay, Kâbe’yi tamir ederek hac menâsikini (hac ibadeti sırasında yapılması gereken davranışlar) düzenledi;
Cürhümlüler’in yerinden söküp gömdükleri Hacerülesved’i Kâbe’deki yerine
koydu. Mekke’nin dinî ve siyasî yönetimi anlamına gelen riyâset görevini
üstlenmiş olan Kusay, ayrıca gerekli düzenlemeler yaparak Mekke ve Kâbe
ile ilgili hizmetleri elinde topladı.

Kusay’dan sonra da İslâm dönemine kadar devam eden bu hizmetler şöyle sıralanabilir:

Dârünnedve:
İlk defa Kusay tarafından yaptırılan ve kapısı da Kâbeye
doğru açılan Dârünnedve, Kureyş kabilesinin önemli meseleleri görüşüp
karara bağladığı toplantı yeriydi.

Dârünnedve esas itibariyle bir asiller (mele’) meclisiydi. Her türlü savaş ve
barış kararının alındığı, çeşitli konularda ortak görüşlerin belirlendiği bu meclise
Kusayoğulları’ndan başka Mekke’deki Kureyş boylarının
kırk yaşından yukarı başkanları katılabilirdi.

Dârünnedve siyasî, ekonomik, dinî, hukûkî ve sosyo-kültürel çok yönlü
fonksiyon ifa etmekteydi.

Kıyâde:
Sözlükte “reislik, önderlik ve kumandanlık” gibi anlamlara gelen
kıyâde kelimesi Câhiliye devrinde Mekke’de ordu kumandanlığını ve kafile
başkanlığını ifade etmek için kullanılmaktadır.

Livâ:
Bu görevi yürüten kimse Kabileye ait sancağın muhafazasından
sorumluydu

Hicâbe (veya Sidâne):
Hicâbenin sözlük anlamı “örtmek, birinin bir yere
girmesine engel olmak”tır. Bu görevi üstlenen kişi temelde Kâbe’nin bakımı,
kapısının ve anahtarlarının muhafazasından sorumlu idi. Hâcib adı verilen
görevli, Kâbe’nin anahtarlarını elinde bulundurur ve belirli zamanlarda
ziyaretçilere açar, ondan izinsiz kimse Kâbe’ye giremezdi. Aynı zamanda Makam-ı İbrahim’in, Kâbe’ye hediye edilen kıymetli eşya ile iç ve dış
örtülerin korunması ve bakımı gibi önemli hizmetler de bu görevli tarafından
yürütülürdü.

Hicâbe kaynaklarda “Kâbe’ye hizmet etmek” anlamındaki
sidâne ile birlikte de kullanılmakta olup ilgili görevliye bu manada sâdin
denilmektedir.

Hicâbe ve sidânenin iki ayrı görev olduğu, sidânenin Kâbe ile
ilgili bütün hizmetleri, hicâbenin ise yalnız kapısıyla ilgili hizmetleri ifade
ettiği de ileri sürülmektedir. Hz. İsmail’den beri devam eden hicâbe (veya
sidâne) görevi en büyük şeref vesilesi idi.

Sikâye:
Kâbe’yi ziyarete gelen hacılara su temini görevi demektir.

Rifâde:
Hacıları ağırlama ve yiyecek ihtiyaçlarının karşılanması görevini
ifade eden rifâde de temel hizmet ve görevlerin başında gelmekteydi.

Mekke idaresi ve Kâbe hizmetlerine yönelik düzenlemeler yaptığı sırada Kusay b.
Kilâb Kureyşlileri toplayıp önemli bir konuşma yaptı ve onları da hacılara su
ve yiyecek temini gibi hizmetlere ortak olmaya çağırdı. O Kureyşliler’e şöyle
seslenmişti: “Ey Kureyşliler! Sizler Allah’ın komşuları, Kâbe ve harem
ehlisiniz. Hacılar ise Allah’ın misafirleri ve O’nun kutsal evinin ziyaretçileri
olup ikram edilmeye en lâyik misafirlerdir. Şu halde hac mevsiminde hacılar
buradan ayrılıncaya kadar onlara yiyecek ve içecek ikram edin. Şayet
imkanlarım bunların hepsini yapmaya yetecek olsaydı, buna sizi dahil
etmeden bizzat kendim yerine getirirdim.” Kusay bu hizmetlerin
yürütülebilmesi için bütün Kureyşlilerden gücüne göre para ve mal
toplayarak bu maksatla bütçe oluşturulması geleneğini başlatmış oldu.