Hac, hem bedenî hem de malî bir ibadettir. Bu tür ibadetler, -asıl yükümlü
tarafından edâ edilmesine mani bir mâzeret halinde- vekalet yoluyla başkası
tarafından da yapılabilir.
Vekaleten yapılan bu hacca bedel haccı da denir.
İslâm hukukçularının çoğunluğu haccın farz olması için gerekli şartları
taşıyan ama yaşlılıktan veya iyileşme ümidi olmayan bir hastalıktan yahut
engellilik halinden dolayı hac yolculuğuna katlanıp bizzat hac yapacak
durumda olmayan kişilerin, masraflarını karşılayarak kendi adlarına
vekaleten hac yapacak birisini göndermeleri gerektiğini söylerler. Bu
durumda vekil müvekkili adına niyet ederek ihrama girer, masraflar hac
mükellefi tarafından karşılanır ve onun adına vekili hac yolculuğuna çıkıp
hac menâsikini yerine getirir. Buna imkan veren hadisler vardır
(bk. Buhârî, “Hac”, 1; “Eymân”, 30; Müslim, “Hac”, 407, 408).
Farz bir haccın vekâlet yoluyla yapılabilmesi için bazı şartların bulunması
gerekir. Bunların önemlilerini şöyle sıralayabiliriz:
1- Adına hac yapılacak kişi ölmüş veya ömür boyu bizzat hac yapamayacak
durumda olmalıdır.
2- Vekil tarafından yapılan hac, adına hac yapılacak kişinin isteği ile
yapılmalıdır.
3- Vekil gönderilen kişi, Müslüman, akıllı ve ergin olmalıdır.
4- Hac masrafları, adına hac yapılan kişi tarafından karşılanmalı ve vekil, hac yolculuğunun gerektirdiği masrafları dışında ayrıca ücret talep
etmemelidir.
5- Vasiyet üzerine yapılacak hacda terekenin vasiyete ayrılan kısmı yeterli ise vekil, vasiyet edenin yaşadığı şehirden hacca gitmelidir.
6- Hacca gönderen, hangi tür hac yapılmasını istemişse vekil buna uygun
hareket etmelidir.