İslamda aile

0 Üye ve 2 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Nadya

  • *****
  • Join Date: Mar 2008
  • Yer: Konya
  • 2940
  • +237/-0
  • Cinsiyet: Bayan
İslamda aile
« : 09 Ocak 2010, 14:08:28 »
Toplumun en küçük sosyal birimi
olan ailenin varlığı,neredeyse ilk insanın yaratılışıyla beraberdir.
İnsanı imtihan etmek üzere yaratan Allah’u Taala onu yalnız
bırakmamıştır. Çok kısa bir süre sonra da eşini yaratıp ilk aileyi
oluşturmuştur.

Bireylerin yaşamı için bir ailenin olması zorunluluğu,
kadın-erkek ilişkilerinin sağlığı için ailenin şart oluşu,
zinanın engellenmesi için ailenin bir çözüm olması,
neslin devamı için ailenin önemi ve daha benzer pek çok durum
birey ve toplumun sağlığı ve başarısı için aile birliğinin en güzel yol
olduğuna işaret eder.

Aile içindeki ilişkilerin Temeli Sevgi ve Saygıdır
Aile içindeki ilişkiler bireylerin en yakın ilişkilerini ifade eder.
Yani insanın en yakınları eşi, anne-babası ve çocuklarıdır.
Birbirine bu denli yakın olan insan¬lann ilişkilerinde temel
esas karşılıklı sevgi, saygı ve merhamet olmalı, ilişkiler sağlam
olduğu kadar seviyeli ve duygu yüklü olmalıdır. Çünkü ancak
bu sayede insanlar huzura kavuşur.Kur’an-ı Mubinde Allah’û Taala:
"içinizden, kendileriyle huzura kavuşacağınız
eşler yaratıp, aranıza sevgi ve rahmet koyması O'nun varlığının
delillerindendir. Bunlarda düşünen toplum için dersler vardır." (Rum 30/21.)buyurmakla bunun önemini vurgulamaktardır.
AİLE BİREYLERİ BİRBİRLERİNDEN SORUMLUDUR

İslam aileyi bir bütün olarak gördüğünden
iyi ve güzele ulaşmak dünya ve ahiret için çalışmak ve yararlı işler
yapma konusunda her bireye ayrı ayrı sorumluluk yüklediği
gibi bir şeyleri tamamen bağımsız saymak yerine birbirlerinin
sorumluluklarını da yüklemiştir.Nedir bu sorumluluklar?
Acaba bir erkek olarak:

"Ey iman edenler! Kendinizi ve ailenizi
yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyun." (Tahrim 66/6.) ayeti ile

Peygamberimizin "Sizden her
biriniz birer çobansınız ve güttüğünüzden sorumlusunuz.
Evin erkeği bir çobandır ve aile bireylerden sorumludur.
Evin hanımı kocasının evi içinde bir çobandır ve güttüğünden
sorumludur." Sözü bizlere bu sorumlulumuzu
hissettirebiliyor mu?

Kadınlarımız olarak:
"Mü'min bir kişi Allah korkusundan
ve O'na itaatten sonra saliha bir hanım nimeti kadar başka
hiçbir şeyden yararlanmamıştır. Çünkü hanımına emretse
sözünü dinler, yüzüne bakınca sevinir, üzerine yemin etse
yeminini doğru Çıkarır, kocası dışarıya gitse iffetini ve
kocasının malını korur." Hadisinin artısını
Kendimizde bulabiliyormuyuz? Bulabiliyorsak ne mutlu bize…

Ne varki bunun aksi durumları
yaşamamız olanaksız değil, Bir tarafta "Gelinlikle çıktığın
bu eve kefenle dönebilirsin" gibi kodlamalar var, diğer tarafta
boşanma dile kolay gelmeye başladı. Fedakarlık, sabır unutulan şeyler.

Karşılıklı güvenin zedelenmemesi için azami gayreti
göstermek önemli. Çünkü güven olmayınca, saygı ve sevgi
dünden terk ediyor yuvaları. Eşlerin ortak bir kültürle,
ortak bir hedefe kilitlenmeleri de gerek. Aksi halde mutluluğu
beklemek işi biraz tesadüfe bırakmak olsa gerek...