Millet sevgisi ile yaşaran gözler

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı kardelen

  • *****
  • Join Date: Nis 2008
  • Yer: Hatay / İskenderun
  • 3198
  • +238/-0
  • Cinsiyet: Bay
Millet sevgisi ile yaşaran gözler
« : 05 Ekim 2009, 21:18:52 »
Bu soğuk cezaevindeki kalabalık  koğuşlarda günlerce, ne için getirildiğini bilmeyen bazısı imam, bazısı cami cemaati bir sürü insanla beraber günlerimiz geçiyordu.
Günler sonra Said Nursi'nin yandaki koğuşta tek başına tutulduğunu öğrendik.
Meğer bizim buraya getirilmemize sebepte daha önce hiç görmediğimiz ve birçoğumuzun ismini bile bilmediği bu zatmış.

Memlekette çevresi hakkında muhbirlik yapan bazı insanlar "bunlarda onun sevenlerindendir. Onun kitaplarını okur" diye bilgi verdiği için bizi buraya getirmişler ve gözlem altında tutuyorlarmış. Günler içinde  Said Nursi' ye karşı  "onun yüzünden burdayız" diye öfke ile karışık bir merak uyanıyordu. Günde bir sefer abdesthaneye geçirildiğini öğrendik. Onu görmek için merak edip bekleyenler hep merakları ve hatta kızgınlıkları artmış olarak dönüyorlardı.

Elleri bağlı, jandarma nezaretinde abdesthaneye geçen bu zatın yürüyüşünden çok yaşlı olduğu ve oldukça zayıf bir bedene sahip olduğu anlaşılıyordu. Ancak her nedense bizim koğuşun önünden geçerken bize bakıp ilgilenmediği gibi başındaki sarığı çözüp yüzünü kapatarak yanımızdan geçiyordu. Bazı arkadaşlar "biz bu zat yüzünden buraya getirilmişiz O ise bize bakıp selam bile vermiyor " diye hayıflanmaya başladılar. Bir müddet sonra hepimizi sırayla  tek tek bir odaya çağırmaya başladılar.

Koğuştan eşyasını toplayıp  odaya alınanlar ya salıveriliyor yada başka bir koğuşa alınıyormuş. Nihayet sıra bana geldi. Heyecan içinde odaya götürülürken dizlerimin titrediğini hatırlıyorum. Odada resmi zevatın haricinde birbirine biraz uzakça oturan birbirine benzer, hoca kıyafetli,  aynı yaşlarda, yaşlı  3 zat oturmakta idiler.

Bana " cezan tamamlandı . hadi hocaların elini öpte vedalaş " deyince sevinçle sıradan o zatların eline sarıldım. Sonra "hadi serbestsin" diye beni salıverdiler. İkinci sırada elini öptüğüm zat Bediüzzaman Said Nursi imiş. Şanssızlık eseri önce onun elini öpenler, müdürün bulduğu bu parlak formülün mağdurları olarak cezaevi hayatına bir müddet daha devam etmişler.

"Milletimin imanını selamette görürsem cehennem alevleri içinde yanmaya razıyım " diyecek kadar milletini seven Said Nursi ile ilgili hatıraların toplandığı bir çok kitap olduğu gibi , her görüşten birçok aydınımızın yaşadıkları dramları ve kaybolan hayatları anlatan ciltlerle döküman, bilgi ve belge  mevcuttur. .

Devletin milletinden uzak olduğu, her düşünce sahibini otoritesine potansiyel düşman kabul ettiği yıllar yaşadık. Milletine ait hülyalar kurmanın, kafa yormanın suç olduğu hatta ateşten bir gömlek olduğu zor yıllardı. Daha sonra darbe yılları ile ülkemiz hep patinaj yaptı , milletimiz  hep inkisar ve hayal kırıklığına uğradı..

Din ve vicdan hürriyetinden, düşünce özgürlüğünden bahis bile edilemeyen o dönemde Türkiye muasır medeniyetler seviyesinden uzakta olsa da  bu hedefe doğru yürümenin sancılarıda yaşanıyordu. Ekonomik olarak 70 cente muhtaç olduğumuz sonraki yıllarda gençliğimiz manüplasyonlarla birbirine kırdırıldı. O yıllarda siyaset : " veciz söz söyleme sanatı", ekonomi ise "günü kurtarma becerisi" idi.

Bugün ise çehresi içte ve dışta giderek ağaran bir ülkede yaşıyoruz. Günümüzde müzmin hastalıklarımızdan kurtulma, yaralarımızı sarma süreci yaşanmaktadır. Her kesimden insanımızın birbirini daha iyi anladığı, farklılıkları zenginlik olarak gördüğü ve bu farklılıklara rağmen ortak hedeflere beraber yürüyebildiği bir Türkiye kurulmaktadır. Bu sürece her kesimden insanımız sahip çıkmalıdır. Muasır medeniyetler seviyesinde bir demokrasi ve ekonomiyi özleyen  milletimiz  çektiği sıkıntılara bedel, barış içinde müreffeh bir Türkiye' yi  haketmektedir.

Geçmişte şiir okuduğu için cezaevinde yatan ve şiir okumaktan vazgeçmeyen bir Başbakanımız var. Partisinin kongresinde  yıllar  önce kasete okuduğu   Necip Fazıl Kısakürek' e ait " Zindandan Mehmet' e mektup " şiirini  yine aynı heyecanla okuyordu. Said Nursi ' yi anarken yakın geçmişimizde sürgün yaşamış Cem Karaca'yı  unutmuyordu.

İade-i itibar ile bazılarından özür dilemeye çalıştığımız bu insanlar  milletin gönlünde zaten müstesna bir yere sahiptir. Keşke toplumun mayasını oluşturan bu değerlerimizin kıymetini sağlıklarında farkedebilseydik.  Keşke yaşayan değerlerimizin farkına onlar hayatta iken varabilseydik.

Başbakanımız yaptığı bu konuşmada  kültürümüzün mayası Mevlana' nın, Hacı Bektaş-ı Veli'nin,  Yunus Emre' nin ruhlarını, onları kürsüden anarak şadediyordu. "Biz birlikte Türkiye' yiz" sloganıyla, " Biz, bu ülkenin tüm renkleriyle, bütün çiçekleriyle, bütün kokularıyla, dağları, taşları, ırmaklarıyla Türkiye'yiz..''diyerek hangi siyasi görüşte olursa olsun tüm milletimize birlik ve beraberlik mesajı veriyordu..

Geçenlerde bir röportaj sırasında  kasete okuduğu Erdem Beyazıt' a ait şiiri dinlerken gözyaşlarını tutamadığını izledik. Evet gözyaşı;  rikkatli ve dertli gönüllerin aynasıdır. Omuzundaki yüklerin farkında olan, içinde milletinin dert ve ızdırabını taşıyan erkek oğlu erkekler ağlar. Ağlamayan kuru gözler ise hissetmeyen katı kalblerin tezahürüdür.

 Erdem Beyazıt' a ait satırlar şöyle:
   
"Kadınlar bilirim ülkeme ait
Yürekleri Akdeniz gibi geniş, soluğu Afrika gibi sıcak
Göğüsleri Çukurova gibi münbit
Dağ gibi otururlar evlerinde
Limanlar gemileri nasıl beklerse
Öyle beklerler erkeklerini
Yaslandın mı çınar gibidir onlar sardın mı umut gibi.
Müslüman yürekler bilirim daha
Kızdı mı cehennem kesilir sevdi mi cennet
Eller bilirim haşin hoyrat mert
Alınlar görmüşüm ki vatanımın coğrafyasıdır
Her kırışığı sorulacak bir hesabı
Her çizgisi tarihten bir yaprağı anlatır."

Sonuç olarak ; Vatanına milletine ait özlemleri, hayalleri olan, hizmet düşüncesi ile ömrünü gerekirse çile ile örgüleyip kendilerini milletine adayan manevi dinamiklerimiz var. Onlar milletimiz tarafından hep minnetle anılacak ve tarihimizin sayfalarında müstesna yerlerini alacaklardır.

Milletine ait satırları dinleyince hala aynı heyecanlarla gözleri yaşaran, memleketin tüm renk ve kokularına sinesini açan  Başbakanımız var. Dolayısıyla ülkemize ait güzel günlere giderek artan ümitlerimiz var.

Saim ŞENDİL / Haber 7

Çevrimdışı D®agon

  • Ezberletmez Öğretir
  • *******
  • Join Date: Mar 2008
  • Yer: Ankara
  • 11656
  • +524/-0
  • Cinsiyet: Bay
    • Arif Hocam
Ynt: Millet sevgisi ile yaşaran gözler
« Yanıtla #1 : 05 Ekim 2009, 21:25:32 »
 tşkk
Hüzünlenerek okuduğum güzel bir yazıydı. Sağolun adminim.

Çevrimdışı dolun@y

  • ***
  • Join Date: Ara 2008
  • Yer: Adana
  • 121
  • +9/-0
  • Cinsiyet: Bayan
Ynt: Millet sevgisi ile yaşaran gözler
« Yanıtla #2 : 05 Ekim 2009, 23:04:08 »
 aarroo e103 ümidimizi yitirmedik  vvv