each her, her bir
favourite en çok beğenilen, sevilen, gözde
habitat yaşam alanı
forests ormanlar
feelings duygular, hisler
angry kızgın, öfkeli
match eşleştirmek
highlighted koyu yazılmış
phrase sözcük takımı, ifade
refer to x x anlamına gelir, x kastedilir
non-domesticated evcilleştirilmemiş
animal species hayvan türleri
rainforests yağmur ormanları
plains düzlükler
grasslands otlaklar
other diğer
area alan, bölge
type tip, tür, cins, çeşit
birds kuşlar
feather tüy
wing kanat
mammals memeliler
give birth doğurmak
babies bebekler
feed beslemek, doyurmak
milk süt
reptiles sürüngenler
scaly pullu, kabuklu
skin deri
lay eggs yumurtlamak
herbivores otçullar
carnivores etçiller
insects böcekler
six altı
most of them (onların) çoğu
endangered soyu tükenmekte (tehlikede) olan
danger tehlike
extinction yok olma, soyu, nesli tükenme
because of yüzünden
overkilling / overhunting aşırı, fazla öldürme avlanma/
including x x dâhil, içeren
turtles deniz, su kaplumbağası
anaconda anakonda yılanı
armadillo tatu, armadillo
etc. vb. vs.
sell satmak
as food yiyecek olarak
as pet evcil hayvan olarak
such as örneğin, meselâ
monkey maymun
parrot papağan
fur kürk
slow yavaş,
lower azaltmak
population nüfus
dramatically belirgin ve ani bir biçimde
medicine ilaç
trade ticaret
agriculture tarım
deforestation ormansızlaştırma
result in ile sonuçlanmak, yol açmak
should x xmalı, xmeli
something bir şey, bir şeyler
right now hemen, şimdi, vakit kaybetmeden
meaning anlam
end of x x in sonu
removal yok etme, temizleme
camel deve
Middle East Orta Doğu
Africa Afrika
hot and dry sıcak ve kurak
walk yürümek
a long time uzun bir süre
sand kum
big and strong büyük ve güçlü
feet ayak
tiger kaplan
penguin penguen
lizard kertenkele
lion aslan
giraffe zürafa
hippo su aygırı
shark köpek balığı
snake yıl
gorilla goril
jungle orman
lake göl
sea deniz
arctic kutup
river ırmak, nehir
savannah ağaçlı bozkır
enormous devasa
heavy ağır
sharp keskin
thick kalın
body vücut, beden
scale pul
ear kulak
beak gaga
teeth, tooth dişler, diş
claw pençe
head baş, kafa
tail kuyruk
tusk uzun diş, fildişi
trunk fil hortumu
informative bilgilendirici
leaflet kitapçık, broşür
narrate anlatmak, söylemek
text metin
dodo Dodo (güvercingillerden nesli tükenmiş bir kuş)
island ada
Indian Ocean Hint Okyanusu
settling yerleşme
in the late x century x yüzyılın sonlarında
supply tedarik, kaynak
numerous çok sayıda, fazla, pek çok
foreign yabancı
pig domuz
dog köpek
native yerli, doğal, tabii, doğma büyüme
raid saldırmak, yağmalamak
nest yuva
their young yavruları
finally en sonunda, nihayet
couldn’t (cannot) -ebilememek, -abilememek fiilinin geçmiş hali
reproduce üremek, çoğalmak, yavrulamak
anymore artık
protect korumak
giant panda dev panda
for example örneğin, meselâ
Asia Asya
mate eş
settle yerleşmek, yurt edinmek
hunt avlamak
introduce tanıtmak
reduce, reuse, recycle azalt, tekrar kullan, geri dönüştür
rubbish çöp
bin çöp kutusu
patches of bush çalılık
leave old trees standing yaşlı ağaçları kesmemek
nesting yuvalama
national parks milli parklar
natural reserves doğa koruma alanları
wilderness areas vahşi, el değmemiş alanlar
wildlife preservation group vahşi yaşamı koruma topluluğu
plant a tree bir ağaç dik
birdhouse kuş yuvası
backyard arka bahçe
composting atıkların gübreye dönüştürülmesi
ask sb not to do sth birisinden bir şey yapmamasını istmek
use kullanmak
harmful chemicals zararlı kimyasallar
garden bahçe
buy satın almak
make space yer açmak
for instance meselâ, örneğin, örnek olarak
build inşa etmek
bird feeder kuş yemliği
bird bath kuş banyosu
neighbourhood birds çevredeki, etraftaki kuşlar
wear giymek
last night dün gece
outline ana hatlarını açıklamak, çıkarmak
campaing kampanya
to save the wildlife vahşi hayatı kurtarmak için
present sunmak
connected bağlı
ant karınca
roaming dolaşan
creature yaratık
biodiversity biyolojik çeşitlilik
conserve korumak, muhafaza etmek
crime suçu
born with fur kürklü doğmak
punishment cezası
shoot at side görüldüğü yerde vurulmak