fiance : (erkek) nişanlı
Jelly would like to meet her fiance at the weekend.His name is Talip.
Jelly nişanlısıyla buluşmak istiyor. Onun adı Talip.
fist : yumruk
When people are angry with someone , they show their fists.
İnsanlar birisine kızgın olduklarında yumruklarını gösterirler.
manner:tavır ve hareket, tutum, davranış
in a … manner : … şekilde (zarf yerine)
I hope you treat in a suitable manner in the saloon.
Umarım salonda uygun şekilde davranırısın.
mood : Duygudurum,ruh hali,halet-i ruhiyye,duygusal durum.
You look angry. I can understand your mood easily.
Kızgın göürünüyorsun. Senin ruh halini kolaylıkla anlayabilirim.
tear : göz yaşı
Do not belive in her crocodile tears.
Onun timsah gösyaşlarına inanma.
get on with : biriyle geçinmek
Sensitive people get on well with others .
Duyarlı insanlar diğerleri ile iyi geçinirler.
yawn : esnemek
I knew he was a talkative person but he spoke so long that I started yawning.
Onun konuşkan biri olduğunu biliyordum fakat öyle uzun konuştu ki esnemeye başladım.
weakness : zayıflık, zayıf taraf
strength : dayanıklılık, kuvvet
I like being in the nature.Because I am an adventurous character ,I am aware of my weaknesses and strengths .
Doğada bulunmayı seviyorum . Maceraperest bir kişiliğe sahip olduğum için zayıf ve güçlü yönlerimin farkıdayım.
ambitious : hırslı, tutkulu
easy-going : sakîn, hoşgörülü, müsamahakâr, müsamahalı, toleranslı,metanetli
An ambitious student must work hard too but they shouldn’t forget to be easy-going !
Hırslı bir öğrenci çok ders çalışmalı ama hoşgörüyüde elden bırakmamalı.
generous :cömert (madden ve manen)
unselfish : fedakâr, özverili, bencil değil (olmayan)
My strengths are being generous and unselfish.
Güçlü taraflarım cömert ve fedarkarlığımdır.
mean : cimri
Who likes a mean and selfish person ?
Cimri ve bencil bir insanı kim sever ki?
tidy:düzenli
You must be tidy in every part of your life.
Yaşamının her kısmında düzenli olmalısın.