Temizlik; beden - giysi, ruh ve çevre temizliği olmak üzere üç bölüme ayrılabilir.
Dinler, beden ve çevre temizliğini, yalan ve dedikodudan uzak durmayı öğütleyerek insanın her bakımdan temiz olmasını istemiştir.
İslam dini temizliğe büyük önem vermiştir. İslam’ın ilk emirlerinden biri “Giysilerini temiz tut ve kötü şeylerden kaçın.” şeklindedir. Bir başka ayette ise “…Allah tövbe edenleri ve temizlenenleri sever.” buyrularak temiz olmak öğütlenmiştir. Hz. Peygamber (a.s.) ise “Temizlik imanın yarısıdır.” buyurmuştur. Ayrıca insanların gelip geçtiği yolların, gölgelenip dinlendiği yeşil alanların temiz tutulmasını öğütlemiştir. Toplum içinde diğer insanları rahatsız edecek şekilde yiyip içmekten sakınmayı tavsiye etmiştir. Yahudilikte de temizliğe önem verilmiş ve Tevrat’ta bu husus şöyle zikredilmiştir: “…Kirli olup kendisini temizlemeyen adam, halkın arasından atılacaktır.”4 Yahudilikte maddi temizliğin yanında gönül ve kalp temizliğine de büyük önem verilmiştir.
Hristiyanlıkta ise ruh ve beden temizliği ile ilgili olarak İncil’de şu ifadeler yer almaktadır: “Ne var ki ağızdan çıkan, yürekten kaynaklanır. İnsanı kirleten de budur. Çünkü kötü düşünceler, cinayet, zina, hırsızlık, yalancı şahitlik ve iftira hep yürekten kaynaklanır. İnsanı kirleten de budur.”
Hinduizmde temizliğe önem verilmiş ve ibadetlerde temiz olunması prensip hâline getirilmiştir. Bu dinde insanlar sabah şafaktan önce kalkar, evde veya nehir kıyısında yapacağı sabah ibadetine hazırlanır; tanrının adını anar ve yıkanır.
Budizm, insanın maddi ve manevi temizliğe önem vermesini öğütler.