Heyecandan neredeyse düşüp bayılacaktı. Ona rağmen elini cebine attı. Bir liste çıkardı. O listeyi okudu dualarının arasında. İsimleri tek tek telaffuz etti ihtimamla. Kabe–i Muazzama tüm heybetiyle karşısında duruyordu. Onun hacca gideceğini öğrenen tüm
Heyecandan neredeyse düşüp bayılacaktı. Ona rağmen elini cebine attı. Bir liste çıkardı. O listeyi okudu dualarının arasında. İsimleri tek tek telaffuz etti ihtimamla. Kabe–i Muazzama tüm heybetiyle karşısında duruyordu. Onun hacca gideceğini öğrenen tüm dostları “Benim için özel dua et.” diye isteklerde bulunuyordu. İsimleri unutacağından endişe ederek dua isteyenleri bir liste yapmıştı. Liste epey uzamış görünüyordu.
Hacca gidebilmek birçok bağrı yanık insanın tutkusudur. Bu sevgiyle o beldeye gidenlerden dua istenir; “Gidemiyorum; ama bari selamımı götürün.” denilir. Duasını bitirdiğinde tüm yorgunluğunu üzerinden alacak bir ağırlığın kalktığını hissetti. O kadar çok insana “Tamam dua edeceğim.” demek zorunda kalmıştı ki “Bu sözümü unuturum.” endişesi onu yiyip bitirmişti. Duasında kendine ait bir şeyler geçmiş miydi bilinmez; ama dostlarına verdiği sözü yerine getirmişti. Hac ibadeti mâlî olduğu kadar bedeni bir ibadet. Bunun zorluğunu oraya varılınca daha iyi anlıyor insan. Dinç olmak, sağlıklı olmak gerekiyor. Tavaf, say, vakfe, şeytan taşlama derken birçok Türk hacısı hastalanıp yatağa düşüyor. Bunun için bulunan ilk fırsatta hacca gitmek, genç ve dinamik olmak; aşkımızı ve şevkimizi de artıracaktır. Hac kadar hac öncesinde bazı hazırlıklar yapılmalı. Bundan kastımız hac alışverişi ya da eş dost ziyareti değildir. Kendinizi manen hacca hazırlamalı, oradan ne beklediğimizi kendimize sormalıyız. Bunu soranlardan biri de Ahmet Bey ve eşi Keriman Hanım’dır. Birçok insanın Medine ve Mekke’de karşılaştığı şeyler, düzen ve intizamsızlık, insanların hoş olmayan tavırları hac ibadetine gölge düşürebilmektedir. Daha önce hacı olmuş insanların hac izlenimlerini dinlerken “Ben gitseydim ne anlatırdım?” diye kendine soran Ahmet Bey, hac öncesinde kalbine Kâbe ve Peygamber Efendimiz (sas) aşkını koymaya çalışmış. Ahmet Bey’i hac dönüşü ziyaret eden insanlar da ondan, manevi haz ve lezzeti, Efendimiz’e aşk ve sevgiyi dinleme fırsatı bulmuşlar. Siz hacda neyi görmek istiyorsanız orada onu göreceğinize inanın. O kutlu beldelerden manevi lezzet ve hazzı alacak bir kalbiniz, bir çantanız olsun. Ömür boyu size âb–ı hayat verecek şeyleri oradan alıp gelmesini bilin. Maddi çantalarınızın yanında manevi bavullarınızı da hazırlamayı unutmayın. Sakın oradan boş dönmeyin. Selam söyleyin bizden Efendimiz’e (sas), selam söyleyin o kutlu diyardaki Allah’ın evine.
Serhat ŞEFTALİ